Aycan Güler yazdı: ”Çocuklar Ölmesin Diye Haykırmak İstedim”
Dűnyamız ve űstűnde yaṣayan canlılar (őzellikle insanoğlu) son yıllarda ne kadar hızlı bir değiṣime uğruyor ve buna tanıklık ediyoruz; farkındamısınız?

Gelişen teknoloji sayesinde ve bunun faydalarını beynini kullanarak yasayan bir kesim bir yanda, hala 2000 yıl őncesi zihniyetle hayatını iç gűdűsel olarak yaşayan bir kesim bir yanda.
ÖZGÜR FİLİSTİN VE ÇOCUKLAR ÖLMESİN DİYE HAYKIRMAK İSTEDİM
Ama bazı konularda őzellikle ırkçılık ve aşırı milliyetçilik konusunda tarih hep tekerrűr ediyor. Dindar biri değilim ama islami bir űlkede doğup yaşayan ve vicdani ruh taşıyan bir birey olarak ilk defa, Avrupa da yaşayan diğer dinlere mensup halkların sokaklar da Gazze ve katliam yaşayan masum çocuklarla ilgili yapmış oldukları protestoların içinde olmak ve onlarla beraber "őzgűr filistin, çocuklar őlmesin" diye haykırmak istedim. Onları bu insani davranıṣ ve aksiyonlarından dolayı hem takdir ettim hem de kıskandım. Neden benim űlkem de Gazze de yaşanan inanılmaz dram ve masum çocukların yaşadığı katliamlar konusunda sivil insiyatif bu kadar zayıf ve duyarsız kalıyor bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Neden benim űlkem de Gazze de yaşanan soy kırım ve cinayetlerin protestosu bazı kűçűk kesimlerin tekelinde gibi hissediliyor ve neden diğer vicdan sahibi geniş kesimler sivil insiyatif gőstererek sokakları inletemiyor anlaşılır gibi değil.
GAZZE’DE ÖLEN BEBEKLER İÇİN NE YAPTIK?
Daha dűne kadar milyonlarca taraftar Galatasaray ve Fenerbahçe nin şampiyonlukları için sokaklarda haykırarak saatlerce dolaştılar ama Gazze de ölen ve yaralanan bebek ve çocuk için ne yaptık. Şimdi yűz binlerce bebek ve çocuk açlıktan uyuyamıyor, bir parça kuru ekmek bulsa da uyuyacak yatak bulamıyor. Hayata tutunabilen çocukların ruh hali ve geleceği hakkında tek bir bilgi yok. Bu topraklar ve bu çocuklar Tűrkiye’den sadece 20 dakikalık uçuş mesafesinde ve bizler hiç bir ṣey yaşanmamıṣ gibi hayatı normal bir şekilde yaşayabiliyoruz. Ne oldu bize? Nasıl insani duygulardan bu kadar uzaklaşabildik?
iç ve dıṣ politika ortamı, ekonomik koşullar ve sosyal medya bu kadar mı taşlaştırdı kalplerimizi?
Hepimizi esir alan ve yőnlendiren tv kanalları ve sosyal medyanın kurbanları olan biz ebeveynler çocuklarımızı hangi ahlaki ve vicdani ortamlarda yetiştireceğiz emin değilim.