Ayşegül Ülkü yazdı: Lahmacunla Marka Olunmaz, Bodrum’da Sporun Sahipsizliği
Ayşegül Ülkü her turizm sezonunda yaşanan lahmacun tartışmasını ve Bodrum sporunun halini yazdı.

Bodrum…
Türkiye’nin en değerli destinasyonlarından biri.
Sadece güneşi, denizi ya da taş evleriyle değil; dört mevsim yaşayabilme vaadiyle, kültürüyle, gastronomisiyle, potansiyeliyle dikkat çeken bir marka şehir.
Ama şimdi bir soruyu hep birlikte soralım:
Bu potansiyel gerçekten doğru kullanılıyor mu?
Tanıtım mı, Algı mı?
Son 2 yıldır kamuoyuna servis edilen paralı içeriklerde “Bodrum’da lahmacun 950 TL değil, 95 TL” başlığı öne çıkarıldı.
Tüm enerjisini bu algıyı yönetmeye ayıran bir anlayışla karşı karşıyayız.
Ama artık herkes bu tarz haberlerden sıkıldı. Gerçek sorunları görmezden gelen bu yapay içerikler, halkta ciddi bir bıkkınlık yaratıyor.
Üstelik bu tür savunmalar, Bodrum’un itibarına katkı sağlamak bir yana, zarar veriyor.
Çünkü tanıtım, rakam düzeltmekle değil; içerik üretmekle yapılır.
Bodrum, lahmacunla değil; sporla, kültürle, hizmet kalitesiyle ve dört mevsim canlılığıyla konuşulmalıdır.
Görünmeyen Kahramanlar: Bodrum’un Spor Kulüpleri
Bodrum’da sessizce büyük başarılar kazanılıyor.
Yalıkavak Hentbol Takımı, yalnızca son iki yılda 5 kupa kazandı. Avrupa Kupası’nda Türkiye’yi temsil ederek Bodrum’un adını uluslararası alanda duyurdu.
Basketbol takımı , geçtiğimiz sezon Süper Lig’de mücadele etti. Ancak Bodrum’da salon olmadığı için maçlarını Muğla’da oynamak zorunda kaldı.
Kadın voleybol takımları, altyapılardan yetişen sporcular, yüzücüler, yelkenciler, koşucular, doğa sporları… Bodrum’un sporla dolu bir yaşam alanı olduğunu kanıtlıyor.
Ancak bu başarılar büyük ölçüde bireysel fedakârlıklarla sağlanıyor. Kulüpler, antrenörler, yöneticiler ve aileler, kamu desteği olmadan mücadele ediyor.
Salon Yok, Altyapı Yok, Plan Yok
Bodrum’un hâlâ modern bir spor salonu yok.
Altyapı sporcuları okul bahçelerinde ya da uygunsuz koşullarda antrenman yapıyor.
Sporcular, çoğu zaman kendi imkanlarıyla şehir dışına çıkarak mücadele etmek zorunda kalıyor.
Sezon boyunca Bodrum’da oynanan ulusal ve uluslararası maçlarda, sporun kurumsal düzeyde sahiplenilmediği açıkça görülüyor.
Oysa seçim dönemlerinde salonlar ve tribünler görünür hale geliyor. Bu da spora değil, görüntüye verilen önemi gözler önüne seriyor.
Antalya Neyi Farklı Yapıyor?
Antalya, spor turizminde Türkiye’nin öncüsü konumunda:
12 uluslararası standartta spor salonu
7 futbol kamp merkezi
2 olimpik yüzme havuzu
Yılda 500’den fazla kamp yapan profesyonel spor takımı
Yıllık yaklaşık 2 milyar TL’lik ekonomik katkı
Ancak Antalya’nın, Bodrum’un sahip olduğu sportif başarıların hiçbiri yok.
Ne Avrupa Kupası kazanan bir kadın hentbol takımı,
Ne Süper Lig deneyimi olan bir basketbol organizasyonu,
Ne de milli sporcular çıkaran altyapı kulüpleri…
Antalya’da destek var ama başarı yok.
Bodrum’da başarı var ama destek yok.
Bu tablo, sporun yalnızca sonuç değil, sistem meselesi olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Peki Bodrum Ne Kazanabilir?
Sadece birkaç basit hesapla Bodrum’un potansiyeli net şekilde ortaya çıkar:
Avrupa Kupası için gelen 3 kulübün 60 kişilik kafilesi kaç gün konakladı?
Sezon boyunca deplasman takımları otellerde kaç gece geçirdi, kaç restoranı tercih etti?
Eğer Bodrum’da Süper Lig maçları oynanabilseydi, tanıtım değeri ve ekonomik katkı ne olurdu?
Antalya gibi, Bodrum da kış aylarında 50 kulüp ağırlasa, esnafa, otelcilere, ulaşıma katkısı ne olurdu?
Yanıt net:
Yalnızca sporcu değil, turizm kazanır.
Yalnızca maç değil, esnaf kazanır.
Yalnızca salon değil, kimlik kazandırılır.
Türkiye ve Spor Turizmi Rakamları
Türkiye’de spor turizmi yıllık 2 ila 5 milyar dolar arasında gelir üretiyor.
Spor amaçlı gelen bir turistin kişi başı harcaması: 1.648 dolar
Genel turiste göre yaklaşık 2 kat daha fazla harcama yapıyor.
Bir UEFA Süper Kupa finalinin İstanbul’a ekonomik katkısı: 100 milyon euro
FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nın Türkiye ekonomisine katkısı: 300 milyon TL
Bodrum bu potansiyelin %1’ini bile alsa, yerel ekonomiye milyonlarca dolar katkı sağlar.
Sporla Büyümek, Kalıcı Tanıtım Demektir
Spor, bir çocuğun geleceğini değiştirir.
Bir kadının özgüvenini, bir gencin umutlarını büyütür.
Bir şehri, yalnızca yaz aylarında değil; 12 ay boyunca yaşayan bir merkez haline getirir.
Ama bunun için popülist açıklamalara değil, uzun vadeli yatırımlara ihtiyaç var.
Salon salon poz veren değil, sahadaki emeği görünür kılan bir yaklaşıma ihtiyaç var.
Gerçek Tanıtım Ne ile Yapılır?
Bodrum’un imajı değerlidir.
Ama bu imaj lahmacun fiyatlarıyla değil;
Kültürel etkinliklerle
Spor organizasyonlarıyla
Butik işletmelerin kalitesiyle
Doğası, koyları ve deniziyle güçlenmelidir.
Lahmacun haberi Adana’ya yakışır.
Bodrum, sporla; iyi hizmetle, sahici değerlerle anılmalı.
Çünkü bir şehir, ne sattığıyla değil, neye sahip çıktığıyla tanınır.
Son Soru: Ne Zaman Sahip Çıkacağız?
Bugün Bodrum’un adı kupalarla Avrupa’da duyuluyor.
Ama bu başarıları sahiplenecek bir yapı yok.
O zaman sormak gerekir:
Bodrum sadece imajla mı yönetilecek,
yoksa gerçekten sporla, kültürle ve turizm üretimi ile büyüyecek?