Bilinmeyen Yönleriyle Bodrum Kalesi 67

Önceki bölümden hatırlanacağı gibi 2 yıllığına seçilen ve 1514 baharında Bodrum Kalesi Komutanlığı’na atanan Thomas Sheffield’in görev süresi aslında 1516 senesinin sonunda bittiği halde Kale içindeki surların tamir ve tahkimatı, topçu mevzileri, istihkam faaliyetleri vb hala devam ediyordu.

Bilinmeyen Yönleriyle Bodrum Kalesi 67
ARAŞTIRMACI - YAZAR MEHMET ÇİLSAL'IN YAZISI: BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE BODRUM KALESİ-67

Önceki bölümden hatırlanacağı gibi 2 yıllığına seçilen ve 1514 baharında Bodrum Kalesi Komutanlığı’na atanan Thomas Sheffield’in görev süresi aslında 1516 senesinin sonunda bittiği halde Kale içindeki surların tamir ve tahkimatı, topçu mevzileri, istihkam faaliyetleri vb hala devam ediyordu. Çünkü Komutan’a vaadedilen ve elinde hala tüketemediği önemli miktarda bir bütçe vardı, bu yüzden de işler ta 13 Haziran 1517’e kadar uzamıştı. 

Sheffield, Kuzey Hendeği’nin güneyinde  İtalyan arkeolog Amadeo Maiuri’nin C Kulesi olarak adlandırdığı yapıyı inşa ederken güneyine bir refüj eklemişti ve bu refüjün hem kuzey yüzüne hem batısına hem de güneye bakan tarafına kendi armaları ile Papalık ve GM armasının yontulu olduğu 7 adet rölyef yerleştirmişti. Onun yürüttüğü bu inşai çalışmalar yaklaşık 6.000 Rhodes florine mal olmuştu ve Rodos Hazinesi aslında bu meblağı nakit olarak peşin ödeyebilecek durumda değildi. Öyle ki Komutan Sheffield, kendi hesabına kendi gemileriyle korsanlık yapan ve denizaşırı tüccar olan Peder Thomas Newport’un bazı şartlarla kendisine verdiği yardımlar sayesinde inşai işlerini tamamlayabilmişti.(1*)

 

Sheffield döneminde İngiliz Dil Birliği arasında müthiş bir dayanışma ve koruma davranışı öne çıkmıştı.Teamül gereği önemli mevkilere genellikle İngiliz şövalyeleri atanıyordu.Örneğin  27 Mart 1515’te Rodos Kastilya Dil Birliği’nden Michael de Malaret’in Bodrum Kalesi’ne polis memuru olarak atandığı bildirildiğinde Komutan Thomas Sheffield, bu pozisyonu hemen elinde tutarak kendi birliğinden birine vermişti(2*). 14 Ocak 1516’da Aquitaine Manastırı’nın şövalyelerinden Peder Joannis de Maduch’un yerine polis memuru olarak Peder Denni(de Achenille) atadığında Komutan Sheffield, ofisi ona vermişti(3*). Aynı yıl 15 Mart'ta Armorum’dan Peder Michael Lonalanoes’in ofis memurluğuna terfisi de onaylanmıştı. (*4)  

 

Yavuz Sultan Selim - Şah İsmail (Osmanlı – Safevi)  Savaşı(1514-1516):

 Osmanlı Padişahı Selim, her şeyden önce Safevî meselesini kesin olarak çözmeye kararlıydı.  Durumun farkında olan Şah İsmail de Osmanlılar gibi hazırlık içindeydi. Adeta Selim’i kışkırtmak için abisi merhum Şehzade Ahmed’in oğlu Murad’ı(babası öldürüldüğünde Şah’a sığınmıştı) Osmanlı tahtının vârisi ilan etmişti. Ayrıca Osmanlılara karşı gireceği savaşta yardım etmesi için Memlûk Sultanı Kansu Gavri’ye bir elçi heyeti göndermişti. Tüm bunların yanısıra  Anadolu’nun Şah taraftarı olan kızıl başlıklı Türk boyları da 3 sene evvelki Şahkulu isyanı gibi ayaklanmaya hazırdı. (5*)

 

Sultan Selim, Edirne’de olağanüstü toplanan divanın savaş kararı üzerine 1514 yılının baharında Oğlu Süleyman’ı 50 bin kadar kuvvetle Anadolu’da emniyet olarak bırakıp ordusuyla birlikte İran seferine çıkmış, üstelik geliyor olduğunu bir mektupla Şah İsmail’e bildirmişti. Osmanlı ve Safevî

orduları 23 Ağustos 1514’de İran’ın batı ucundaki Çaldıran Ovası’nda karşılaşmış, yapılan muharebede topçu üstünlüğü olan Selim, savaşı kazanıp Tebriz’e girmiş, Şah’ın hazinelerine el koyduktan sonra şehirde bulunan birçok sanatçı ve ilim adamını İstanbul’a göndermişti. Bektaşiyan halkı olarak bilinen yeniçeriler karşı taraftaki has Türklerle savaşmakta isteksiz olunca Selim, Şah’ın peşine düşme gereği duymamıştı.(6*)

 

Murad(Cem Sultan’ın oğlu) Vakıası:

Murad, babası Cem Sultan’ın Gülşirin Hatun’dan doğma oğluydu. Annesiyle birlikte uzun yıllar Kahire’de Memlüklerin koruması altında yaşamıştı.Daha sonra Memlüklerin kendisini II. Beyazid’e teslim edeceğinden korktuğu için Rodos’a kaçmıştı. Padişah Selim; Suriye, Mısır ve Arabistan’ı işgal ederek Osmanlı İmparatorluğu’na üç yüzyıl boyunca Levant’ın kontrolünü garanti altına alacak büyük bir girişime hazırlanırken 1515 senesinde Rodos’a bir mektup yazarak   Murad’ın başbelası olmamak için kendisine teslim edilmesini istemişti.

Çok ilginçtir, Şah İsmail de Rodos’a bir mektup yazmış ve Murad’ın kendisine verilmesini rica etmişti. Niyeti de onu Selim’e karşı kullanmaktı. Öte yandan, Marino Sanudo’nun 5 Aralık 1516 tarihli günlüğüne göre Memlük Sultanı da bir elçi yollayarak Murad’ın teslim edilmesini talep etmiş, ancak Rodos Şövalyeleri bu teklifi reddetmişti. Grand Master Fabrizio Del Carretto, Murad’a ikameti için “Chateau de Fondo”yu tahsis etmişti ve buna karşılık dinini Roma Katolikliği olarak değiştirip “Pierre” adını vermişti.  Maria Concetta Doria adında İtalyan bir kadınla evlenen Pierre’in(Murad) Cem adında bir erkek ve adları bilinmeyen üç kız olmak üzere dört çocuğu olmuştu.  Küçük Cem vaftiz edilerek “Niccolo” adını almıştı. (7*)

Rodos - Kahire ittifakı / Osmanlı Ordusu’nun Suriye, Mısır ve Arabistan’ı işgali:

 

Osmanlı’ya karşı Şövalyeler ile Memlükler arasında 12 maddelik bir andlaşma imzalanması için elçiler düzeyinde görüşmeler yapılmış, ardından Sultan Kansuh barışın yenilenmesi konusunda pazarlık yapmış; ticaret özgürlüğü, Mısır’daki Rodoslu kölelerin serbest bırakılması, Rodoslu tüccarların kereste işine girmesi için Nil deltasındaki “Le Brulle”de   depo ve stant inşa etmesi gibi konuları içeren bir andlaşma imzalamıştı(*8). Bunun üzerine Rodos’tan Mısır’a sağlam savunma yapmaları için bir miktar top ve topçu gönderilmişti.(*9)  

 

Sultan Selim, Safevilerden sonra Osmanlılara karşı ittifak eden Dulkadiroğullarını da akrabaları olduğu halde ortadan kaldırmak istiyordu. Nitekim 1515’de Ali Bey ve Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komutasındaki orduyu Alaüddevle Bey(Selim’in dayısı) üzerine göndermiş, yapılan bu savaşta Alaüddevle Bey yenilmiş ve dört oğluyla birlikte idam edilmişti. Bir yandan güneydoğudaki muharebeler devam ederken Sultan Selim, 5 Haziran 1516’da büyük bir donanmayla Konstantinopolis’ten ayrılmış ve Halep yakınlarındaki Mercidabık’ta Ağustos ayında yapılan savaşta Suriye ve Mısır Memlük Sultanı Kansuh’u mağlup etmişti.  Savaşta öldürülen Kansuh’un yerine halefi II.Tumanbey geçtiyse de Kahire’de asılmıştı. Böylece Memlük Devleti, Nisan 1517 itibarıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştu. Selim, Abbasi halifesi ile Mısır’ın bir çok alimini, sanatkarları vb Tebriz’de olduğu gibi İstanbul’a göndermiş, onun Kahire’den İstanbul’a sevkettiği bu Arap uleması ile İstanbul’daki Türk uleması bir meclis toplamış ve bu mecliste İslam hilafeti Sultan Selim’e devredilmişti. Sultan Selim, daha sonra  Ayasofya’da minbere çıkıp halifeliğini tüm dünyaya ilan etmişti.(*10) 

 

Osmanlı Donanması – Kurdoğlu Reis - Rodos Şövalyeleri:

 Memlük  yenilgisinin ardından bir sonraki hedefin Rodos olacağı çok açıktı. Çünkü Rodos Şövalyeleri’nin son yıldaki korsanlık faaliyetleri yüzünden Ege’de güvenlik ve ekonomi  istikrarsız hale gelmişti. Örneğin buğday yüklü 15’e yakın Türk nakliye gemisini ele geçirdiklerinde buğdayın fiyatı dokuz asperden 14’e fırlamış ve sürekli artmaya devam etmişti. Osmanlı’nın deniz gücü, Sultan Selim zamanında merkez donanmasına ilaveten sancak ve beylik filoları ile Kapudan-ı derya Cafer Paşa’ya biat edip korsan gezen reis gemileri veya filolarından oluşuyordu. Donanma, Aralık 1516’da 40 büyük, 40 küçük kadırga ve 20 büyük nakliye gemisiyle birlikte 100 gemiye çıkmıştı. Öte yandan aynı sene Barbaros Hayreddin(Hızır Reis), ağabeyi Oruç ile birlikte Cezayir’i İspanyolların elinden alarak kendini Cezayir Sultanı ilan etmişti. Akdeniz’de Osmanlı’ya bağlı başka ünlü resiler de vardı. Örneğin korsan gezen ünlü reislerden biri 40’tan fazla gemisi olan Kurdoğlu’ydu.

Mart 1517’de Kapudan-ı derya Cafer Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması İstanbul’dan Akdeniz’e doğru yelken açtığında, Kurdoğlu’nun katkısı yaklaşık 35 gemiden oluşuyordu. Kurdoğlu’nun seyriyle ilgili istihbarat alan Rodos Şövalyeleri, Rodos ile Anadolu anakarası arasında, Marmaris yakınlarında seyrederken Kurdoğlu’nun filosunu 17 gemiyle kıstırmaya çalışmışsa da 6 Mart Cuma akşamı iki filo birbirleriyle muharebeye tutuşmuş, 3 saat süren çatışma sırasında Rodos filosu ağır şekilde hırpalanıp zaiyata uğramıştı.  Kurdoğlu’nun kaybı ise sadece 3 kadırgaydı. Aynı yılın son aylarında payitahta dönen ve Padişah Selim’in huzuruna çıkan Kurdoğlu(5 yıl sonra Rodos kuşatmasının çok önemli kahramanlarından biri olacak)  başına buyruk ve küfürbaz tabiatlı olduğu için 2 Ekim’de filosundan terhis edilerek kendisine günlük 80 asper maaş bağlanmıştı.

 

Bodrum Kalesi Kumandanı “Flaman Peder Corneille de Hamburch”, 1516-1518:

 Süresi biten Komutan Thomas Sheffield’in yerine Orléanslı Komutan Flaman Peder Corneille de Hamburch tayin edilmişti. Dolayısıyla Kale’de aynı anda biri halef diğeri selef iki komutan vardı ve Sheffield, uzayan işlerini nihayet tamamlamıştı. Yeni Komutan ise kendinden öncekiler gibi Osmanlı kuşatması tehlikesi nedeniyle tahkimatlara başlamış ve ilk iş olarak kuzey perde duvarının tam orta kısmı ile İtalyan arkeolog Amadeo Maiuri’nin B Kulesi olarak adlandırdığı silindirik yapının(top kulesi-bastion) 2/3’ni tamamlamıştı. 1498’deki Komutan Thomas Provana surlarını daha da güçlendiren Sheffield yapısı ile Hamburch yapısını buluşturan kavşaktaki arma, duvarın 1517 tarihinde inşa edildiğini göstermektedir. Aynı şekilde Komutan Hamburch’un C Kulesi’nden itibaren batıya doğru uzanan Aymer-Provana duvarındaki 2.ci kapı olarak bilinen Provana Kapısı’nı kapatıp birazcık ilerde açtığı ve kendi armasını yerleştirdiği kapı da 1517 tarihini göstermektedir.

Oysa 1496-8’de inşa edilmiş olan bu duvar hendek kazamatıyla birleşik olup güney yüzünde Provana’nın arması vardı. Öte yandan Kuzey Hendeği’ndeki Gatineau Bastionu ile Hamburch Topçu Kulesi(C Kulesi) arasında bulunan perde duvar 1518’de inşa edilmiş ve tam ortasına Hamburch armasının yontulduğu bir rölyef yerleştirilmişti. Komutan Hamburch, aynı sene bu yapılarına ilaveten Kale’nin merkezine de el atmış, Fransız Kulesi ile İtalya Kulesi’ni birbirine bağlayacak şekilde ek bir bina inşa etmişti. Bu yapıya ulaşılması için de taş döşeli bir yürüme yolu yapmıştı. Bağlantı binasının içi tamamen kaburga tonozluydu ve bu haliyle oldukça estetik bir mimari eser ortaya çıkmıştı. İçeriye dikdörtgen biçiminde çok yüksek lentolu bir kapıdan girilmekteydi. Bu lentonun üstüne ise “F.Cornellivs De Habrovchı Capıtanevs 1518 (Komutan Peder Corneille de Hamburch 1518)” yazısı kazılmıştı. Yukarıdaki nişin içine   biri Hırıstiyanlık-Papalık arması, diğeri GM Carretto arması, bu 2 armanın üstünde taçlı kartal ve en altta Komutan Hamburch’ın dörde bölünmüş armasının yontulduğu kabartma rölyefler monte edilmişti.(11*)

devam edecek...

 

mehmet cilsal-tarih araştırmacısı

 

KAYNAKLAR

1*- “Le château Saint-Pierre et ses campagnes de construction”

AOM 78, f. 108r; AOM 406, f. 189v-190r. ; AOM 82, f. 171r.

by Monsieur Prof Jean-Bernard de Vaivre

2*-“Malta Cod. 404, f. 222r.” by Dr.Simon Phillips

3*- “Malta Cod. 404, f. 224v-225r.”, by Dr.Simon Phillips

4*-“Malta Cod. 404, f. 226v-227r.” by Dr.Simon Phillips

5*-İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi Cilt 1- İsmail Hami Dânişmend 

6*-The Ottoman Empire as a World Power, 1453–1603 * Edited by SURAIYA N. FAROQHI Istanbul Bilgi University KATE FLEET University of Cambridge

7*-https://en.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eehzade_Murad_(son_of_Cem_Sultan)

8*-Malta Cod. 405, f. 217v-218v.    

9*-Sanuto, Diarii, XXIII, cols. 554, 595.

10*-“İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi Cilt 1” by İsmail Hami Dânişmend

11*- “Le château Saint-Pierre et ses campagnes de construction” by Monsieur Prof. Jean-Bernard de Vaivre