Yaşam alanları ve tarım arazilerindeki maden şirketinin ruhsatı iptal edildi

Topçam köyünde yaşam alanları ve  tarım arazileri içerisinde madencilik faaliyeti gösteren şirketin ruhsatı köylülerin açtığı dava sonucu Aydın İdare Mahkemesi tarafından kısmen iptal edilmesi sevinçle karşılandı.

Yaşam alanları ve tarım arazilerindeki maden şirketinin ruhsatı iptal edildi
Yaşam alanları ve tarım arazilerindeki maden şirketinin ruhsatı iptal edildi

Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Topçam köyünde tarım arazileri içerisinde 1838 hektarlık alanda madencilik faaliyeti gösteren Evsim ve Topçam Madencilik şirketinin uzun yıllar sürdürdüğü 

haksız hukuksuz vahşi madenciliğe karşı köylülerden Ali Coşkun tarafından 2023 senesinde dava süreci başlatmıştı. Davaya bakan Aydın İdare Mahkemesi, İşletme Ruhsatı’nı Topçam Mahallesi Dedeler-Hüseyin Deresi Mevkii bakımından kısmen etmesi sevinç yarattı.  

 

Dava sürecinde yörede bulunan Latmos Platformu, Aydın Çevre Koruma Derneği

Akbük Doğa Gönüllüleri ,Kuşadası Beşparmak Dağcılık Doğa Spor Kulubü, Güzelçamlı Doğa Yürüyüşçüleri, Ekosistemi Koruma ve Doğansevenler Derneği , Söke Zirve Dağcılık Spor Kulübü ve Merdiven Toplumsal Girişim ve Gelişim Derneği köylülere destek verdi.

 

Köylülerin avukatı Hukukçu Mehmet Çilsal SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi.

MADEN RUHSATI YAŞAM ALANLARININ İÇERİSİNDE

***Topçam Madencilik Şirketi’nin(Mehmet DAĞ) İşletme Ruhsatı sahası aynı zamanda bölge ahalisinin yaşam alanı olup bağ bahçecilik, zeytincilik, arıcılık, çam fıstığı vb. ile geçimlerini sağlamaktadır. Dolayısıyla “orman”, “zeytinlik”, “tarım”, “mera” vasfındaki Topçam Dedeler Mahallesi’nin coğrafyası “Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun”,“Çevre Kanunu”, “Orman Kanunu”, “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası” ve “Mera Kanunu” tarafından korunma altında olduğu halde 2 şirket de söz konusu kanunların emrettiği izinleri temin etme gereği dahi duymamıştır.

 

***İşyeri açma çalışma ruhsatları ile işletme izinlerinin tamamı ise hukuki gerçerliliği olmayan 2008 tarihli ÇED Muafiyet belgesine dayandırılmış, patlatmalı ve kapasite artışlı faaliyete rağmen ÇED Gerekli Değildir veya ÇED Raporu Olumlu Kararı alma gereği duymaksızın günümüze kadar sürdürülen madencilik faaliyetleri  Maden Kanunu Madde7, 10 ve 24 hükümleri hilafına yapılmış olması; bölgede kesilmiş ve kesilecek ağaçların, kaldırılacak orman örtüsünün kızılçam ve fıstıkçamı florasından oluşan orman ekosistemine olası etkilerinin göz ardı edilmesi; bitkisel toprağın sıyrılıp depolanması işleminin usulünde rüzgar ve su erozyonu riski için öngörülen tedbirlerin yeterli olmadığı, ekolojik ve biyolojik denge için rezerv ağaçların bırakılması hususunun öngörülmediği, orman yangınlarıyla mücadelede etkin bir planlamanın bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, proje alanındaki faaliyetin devamında alanın ormancılık disiplini açısından telafisi mümkün olmayan eksiklerle karşı karşıya kalma riskini barındırdığı; davaya konu edilen faaliyetin, teknik mevzuata uyumsuz, yerleşim güvenliğini tehdit eden, çevresel açıdan sakıncalı olduğu; söz konusu faaliyetin mevcut haliyle sürdürülmesinin, çevre ve sürdürülebilirlik normları açısından uygun olmadığı; toz ve zararlı maddelerin ortam havasına karıştığı maden alanında zararlı maddelerin çıkışının kaynağında engellenmesi, emilmesi veya uzaklaştırılması yada ortam havasındaki yoğunluğunun azaltılması için gerekli önlemlerin alınmadığı; kuvarsit madeninde patlatma ile tozuma gerçekleştiğinde toz içerisindeki kristalen silikaya maruz kalan çalışanların ve yakında ikamet edenlerin uzun süreli etkin maruziyetlerde silikozis hastalığına yakalanma riski altında olduğu; temelde bulunan metagranitlerden gözlü gnayslar deprem dalgalarını sönümleyici özellikte olsa da davalı alanın aktif fay zonlarına yakınlığı, patlatma alanına yakın mevcut yapı stoğu ve inşaat kalitesi düşük ve projelendirmeden yoksun olan yapılar için risk büyütmesinin mevcut olduğu, patlatmaların yakın mesafede bulunan yapılarda parça düşmelerine, mevcut yapı çatlaklarının sarsıntılara maruz kalmasına ve silika tozlarına sebep olması gibi nedenlere dayanarak yerleşim yerine yakın ocak kısmının işletmesinin genel nüfus maruziyeti açısından sakıncalı olduğu; maden faaliyetlerinin ekolojik olarak önemli bir tahribata yol açtığı; işletme ruhsatının bu kısmında açık ocak işletmeciliği yapılan yerin, yerleşim yerlerine yakın mesafede olduğu, alana en yakın konutta yapılan incelemede evin duvarlarının yer yer çatladığı, patlatma sonucunda meydan geldiği iddia edilen taş düşmesi sonucu çatıda ezilme, deformasyon oluştuğunun tespit edildiği, faaliyet sırasında yerleşim yerlerinin boşaltıldığının ifade edildiği, yerleşim yerlerine taş fırlatma riskinin olması nedeniyle ruhsatın bu bölümünde proje faaliyetinin devamı ve gerçekleşmesi durumunda iş sağlığı ve güvenliği acısından can ve mal güvenliğinde ciddi riskler oluşturacağı belirtildi.

İŞLETME RUHSATINDA ÇED KARARI YOKTU

 

***  ruhsat tarihinin 04.02.1991 tarihi ve ilk ÇED Yönetmeliği öncesine ait olduğu, ancak 2021 sonrasında yürürlüğe giren çevre mevzuatına göre, yeni alan kullanımı, kapasite artışı, delme-patlatma faaliyetleri gibi durumlar için yeniden ÇED süreci yürütülmesinin zorunlu olduğu, ancak bu usule uyulmaksızın ruhsat işleminin tesis edildiği dolayısıyla davaya konu mevkide üretim faaliyetleri için geçerli bir "ÇED" kararı bulunmadığından İşletme Ruhsatı’nın bu kısmında faaliyetin etkilerinin ve düzeyinin belirlenmesi gerektiği; tüm bu hususlar değerlendirildiğinde projenin çevre ve doğaya etkisi ve alınan tedbirlere ilişkin etkin ve ayrıntılı olarak hazırlanan ve gerekli tedbirlerin kapsamlı olarak yer aldığı ÇED süreci yürütülmesine istinaden bir değerlendirme yapılabileceği açık olduğu; kaldı ki gerek bilirkişilerce gerekse davalı idarece yapılan denetimde projeye ilişkin bir takım uygunsuzlukların da tespit edildiği bu nedenle tam kapsamlı bir ÇED süreci yürütülmesi ve yeni çevresel risk modellemeleriyle birlikte bölge halkının katılımın esas alan şeffaf bir planlama sürecine girilmesi gerektiği sonucuna varıldığından; İşletme Ruhsatı, Topçam Mahallesi Dedeler-Hüseyin Deresi Mevkii bakımından kısmen iptal edilmiştir.