Haluk Ortaç yazdı: Devrimciler ölür, Devrimler sürer gider (mi) ?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıldönümünde anıyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıldönümünde anıyoruz.
Üzüntülerimizi dile getiriyoruz.
Saygı, sevgi ve özlemle bir kez daha yad ediyoruz.
Ölüm yıldönümünde ilelebet emanet ettiği devrimlerini de hatırlıyoruz. Devrimlerin önemini biliyoruz, dile getiriyor, vurguluyoruz.
Peki bunları yerine getirmeye çabalarken devrimci cumhuriyete ve Cumhuriyet Devrimlerine tarihsel süreç içinde ne kadar sahip çıktığımızın farkına varabiliyor muyuz?
Bugünlerde Cumhuriyet Devrimlerinin içine düştüğü tehlikeli durumları yaşarken, anlamaya çalışırken, üstesinden gelmeye gayret gösterirken, bu farkındalığın yarattığı bilinç-inanç ve isteklerimiz ile bağlantılı olduğunu 10 Kasım’da yeterince kavrayabiliyor muyuz?
“ Son zamanlarda yaşadığımız topraklarda yaygın ve yoğun bir kimliksizleşme-yozlaşma-yabancılaşma -cehalet artarken, rüşvet, yolsuzluk, dışa bağlanma ve ihanet davranışları adeta kalıcılığı olan politik işleyiş durumuna getirilirken,
ülkeyi ayakta tutan kurucu değerlere sınır tanımaksızın her gün saldırılırken ”, 23.Nisan-19.Mayıs-30.Ağustos-29.Ekim ve 10.Kasım’da olduğu gibi tüm zamanlarda aynı kararlılıkta Cumhuriyet Devrimlerine sahip çıkabiliyor muyuz,sahip çıkabildik mi ?
Yoksa karşı devrimcilere(karşı devrimciler hep vardılar ve var olacaklarken) sadece kızmak yerine,kendimize yönelik öz eleştiri yapma ihtiyacını bugünlerde daha mı fazla hissetmeliyiz?
Sitemkar olmam Cumhuriyet Devrimlerine sahip çıkmak isteyenlere yöneliktir.
Tarihsel süreç içinde Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet Devrimlerini ne kadar anladık, İçselleştirdik, örgütlü bir yaşam biçimine dönüştürdük ve sahiplendiklerimizin ne kadarını taşıyabildik, anlatabildik?
Devrimlerin kalıcı ve uzun soluklu olması için bütün bunların ne kadar altını doldurabildik? Kemalistler, çağdaş yaşamak isteyenler, ilericiler, demokratlar, devrimciler, sosyalistler…barış içinde bir arada yaşama uzlaşısı ile ,
kısaca Aydınlarımız Cumhuriyet Devrimlerine “ mış “ gibi davranmadan samimiyetle ne kadar sahip çıkabildiler? Eğer sahip çıkabilseydik, bu günleri yaşar mıydık, bu kadar üzülür müydük?
Devrimci Mustafa Kemal’in ölümüyle üzülüyoruz, üzülüyorum.
Ve devrimlerini yeterince sahiplenemediğimizden bir kez daha üzülüyorum.