Bilinmeyen Yönleriyle Bodrum Kalesi 34

Yeterli olmayan kaynaklara göre 1440-50’lerin Bodrum Yarımadası’nda St. John Şövalyeleri ve Osmanlı’ya ait birbirine teğet iki ayrı yaşam alanı vardı. Şövalyeler kalede Müslim, Mühtedi Müslim, Kızılbaş-Bektaşi, Yahudi, Hrıstiyan Rum vb.

Bilinmeyen Yönleriyle Bodrum Kalesi 34
Bilinmeyen Yönleriyle Bodrum Kalesi 34

15.YÜZYIL ORTALARINDA BODRUM YARIMADASI

Yeterli olmayan kaynaklara göre 1440-50’lerin Bodrum Yarımadası’nda St. John Şövalyeleri ve Osmanlı’ya ait birbirine teğet iki ayrı yaşam alanı vardı. Şövalyeler kalede Müslim, Mühtedi Müslim, Kızılbaş-Bektaşi, Yahudi, Hrıstiyan Rum vb. reaya ise  yarımada genelindeki köy, karye, mezra, çiftlik ve kışlak-yayla-çayırlarda hayat sürüyordu. Beksimed, Büskebi, Büskebi-i Diğer, Karabağ, Karabağ-ı Diğer, Yumruburun, Karaova, Burun, Erimiye, Etrim, Sandıma, Varilya, Meymuncuk, Aspat(Strobilos) adlarındaki 15 köy ve küçük yerleşim yeri Peçin Kaza’na bağlıydı. Peçin merkezi, iç kalesi ve dış surları olan bir tür “kale-kent” yerleşim birimiydi. İç Kale, Bizans kalıntıları üzerine inşa edilmiş Menteşe Beyliği ilavelerinden(Selçuklu mimarisi) oluşuyordu. Bodrum Yarımdası’nın Aspat-Strobilos gibi Gayrimüslim  yerleşim birimleri de tıpkı Peçin gibi “kale-kent” yerleşim birimiydi tarihi mimari devamlılık arzediyordu yani(1*).

 

Prof. Dr. Adnan Diler başkanlığında yapılan arkeolojik kazılar sayesinde Aspat-Strobilos-Sıravolos hakkında ortaçağın en zengin, en işlek liman kentlerinden biri olduğuna dair artık çok değerli ve kesin bilgilere sahibiz(2*). Ancak, yarımada genelinde sürüp giden 15.yüzyıla ait sosyal-iktisadi hayat hakkında ne yazık ki net bilgilerimiz yok. Örneğin M/Büsgebi, Asp(b)at gibi Rum adlarını koruyan köyler hakkında Türklerin hegemonyasına rağmen dinini koruyan veya ihtida etmiş Ortodoks Hristiyan ya da Yahudi nüfus varlığının aksi ispat edilemezken bu kadim reayanın 15-19.yüzyıl arası 400 yıllık resmi belgelerdeki “yok”luklarını açıklayamıyoruz. Şövalyelerin kale dışındaki yerleşim birimleriyle varsa bile temasları, bunu da bilemiyoruz…

 

1440-60 ARASI BODRUM KALESİ

 

Batılı kaynaklar, Bodrum Kalesi’ni Levanttaki Hospitaller Şövalye Ordusu’nun geçmiş deneyimleri, dönemin çağdaş askeri mimarisi ve değişen hayat tarzının bir yansıması olarak tarif etmektedir. Ateşli silahların gelişmesi,  bilhassa gemilerin toplarla teçhiz edilmesi Haçlı kalelerinde tahkimatın yanısıra değişimi de dayatmıştı. Dr. David Nicolle’e göre daha plan aşaması ve arazi seçiminde top faktörü akıldan çıkarılmamıştı. 

 

“Haçlı kaleleri topçularının giderek artan tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Nasıl tepki verdiklerinin en ilginç ilk örneklerinden biri, Hospitaller’ın Bodrum’daki anakara kalesidir. Dar bir kıstak üzerinde bulunan ada, büyük kayalardan oluşuyordu ve deniz seviyesine kadar  derin hendekler kazılmıştı. Kayalık şev ile kapı arasında düşmanı silip süpürmeye yetecek kadar siperler vardı. Kuzey taraf bir perde duvar ve dar bir hendekle birbirine bağlanan iki kule tarafından korunurken, batıda limana bakan genişçe bir bulvar vardı.”(3*)

 

Bodrum Kalesi 1440’lara kadar herhangi bir kuşatmaya maruz kalmamıştı ama gelecekte ne olacağını bilmek mümkün değildi. Rodos Şövalyeleri, 1440-60 arası yıllarda birbiriyle örtülü veya aleni biçimde ittifak yapan Memlükler, Cenevizliler ve Osmanlılarla ayrı ayrı savaşmak zorunda kalmıştı ve daha da kalacaktı. Bu savunma savaşları nedeniyledir ki Bodrum Kalesi ve Dodecanese(12 Ada) dahil Rodos’ta tedbir, tahkim, takviye, istihkam, istihbarat, iaşe vb. faaliyetleri hiç bitmeyecekti. 

 

CENEVİZLİLER-ST. JEAN RODOS ŞÖVALYELERİ+ARAGON KRALLIĞI ÇATIŞMALARI 

 

Akdeniz-Ege Aragon, Venedik, Ceneviz, Osmanlı, Memlük ve St. John Şövalyeleri başta olmak üzere hemen her devletin korsan gezen gemileriyle doluydu. Bodrum Kalesi Komutanlığı’na bağlı sahil güvenlik gemisinin deniz haydutluğu faaliyetlerindeki fonksiyonu çok büyüktü. Önceki bölümlerde değinildiği gibi amirallik makamı İtalyanların elinde olmasına rağmen  Bodrum Kalesi’nden hatırı sayılır ölçüde Britanyalı şövalye ve paralı asker bu kadırgada görev yapıyordu. Rodos Şövalyeleri’nin düzenli ve sürekli bir donanması olmadığı için Ceneviz ya da Memlüklerle savaş durumu söz konusu olduğunda muharip deniz gücü dağınık garnizonlardan toplanan gemilerden oluşturulmaktaydı.

 

Batı Akdeniz’de başlayan Cenova-Alfonso Krallığı deniz muharebeleri Levant’a da yansımıştı. Her iki taraf da nerede rastgelse birbirlerinin gemisini yakıp durmaktaydı. Ceneviz gemileri, Rodos limanı ve diğer adaları yağmalayıp kıyılardan hayvan çalmaya bile cüret ediyor buna karşılık Şövalyeler, Rodos’taki Ceneviz tüccarlarının mülklerine karşı misilleme yapıyordu.(4*) 

 

Bu deniz haydutluklarına son verilmesi için 1442 Temmuz’unda bir Papalık  Büyükelçisi Cenova’ya gelmiş, zararların karşılıklı tazmini için komisyonlar kurulmuş, ancak buna rağmen misillemeli çatışmalar bir türlü sona erdirilememişti.(5*)

 

 Bilhassa St.John Şövalyesi Amiral Sergio de Seripando ve Sakız Adası’nda ikamet eden meşhur eski korsan Cenevizli Kaptan Giuliano Gattilusio arasındaki bitmek bilmez şiddeti çarpışmalar ise daha uzun yıllar devam edecek gözüküyordu.(6*)

 

BODRUM KALESİ KOMUTANLIĞI-1442

 

Jaume de la Geltru(1442-46, Katalan)

 

1442’de St. John Şövalyeleri Rodos GM’ı Jean de Lastic’di. Bodrum Kalesi Komutanlığı görev peryodu normalde 2 sene olmasına rağmen, Levant’ta uzun yıllar kalmayı tercih eden başarılı bazı komutanlar için bu kural uygulanmayabiliyordu. Ayrıca aynı teğmenin aynı komutanlığa bir kaç kez tayin edilmesi de mümkün olabiliyordu. Soylu bir aileden gelen Katalan Şövalye Jaume de la Geltru da bunlardan biriydi. Katalanya’da Susterris ve Siscar gibi şatolarda komutanlık yapan Geltru, St.Jean Hospitaller Şövalyeleri’ne katıldıktan sonra 1442’de Rodos GM’ı tarafından St.Peter-San Pedro (Bodrum) Kalesi’ne komutan olarak tayin edilmişti. Tayin edilir edilmez de kendini tahkim, tamirat işlerinin içinde bulmuştu. O geldiğinde Rodos başta 12 Adaların hepsi hummalı biçimde muhtemel ikinci Memluk saldırısına karşı hazırlık yapıyordu.(7*)

 

İKİNCİ ve ÜÇÜNCÜ MEMLÜK SALDIRILARI

 

Rodos Şövalyeleri, St Peter(Bodrum) Kalesi’nin teğet geçildiği 1440 Memluk tehlikesini en az zayiatla atlatmıştı atlatmasına ama malum tehdit tamamen ortadan kalkmış sayılmazdı. Aradan iki sene geçmiş olmasına rağmen Sultan Çakmak’tan ses seda çıkmamıştı. Ancak bu durum, casus istihbaratlarına göre Sultan’ın boş durduğu anlamına gelmiyordu. Nitekim 1443’e gelindiğinde Kahire, Trablus ve Beyrut’ta yeni gemiler inşa ettiren Sultan Çakmak, yeni sefer için gönüllüler hariç 1000 kişilik bir ordu teçhiz etmişti.

 

“Rodos Kalesi’nin kuşatılması esnasında kullanılmak üzere mancınık, mekâhil gibi muhasara aletleriyle teçhiz edilen 80 gemilik Memlûk Donanması, 11Ağustos 1443 yılında Dimyat’tan hareketle denize açıldı. Kıbrıs-Antalya-Finike rotasında seyredip Kaş karşısındaki Meis(Kastelorizo) Adası’na(Kaştil er-Rûc) ulaştı (7 Ekim 1443). İki taraf arasında çok çetin bir mücadele meydana geldi. Kaştil er-Rûc’un şiddetli mukavemetine karşın Memlûkların cesurca savaşmaları neticesinde 12 Ekim 1443’te kale düşürüldü. Yaklaşan Kış, Rodos seferini imkânsız kılıyordu. Yapılan hazırlıkların boşa gitmemesi için kış ayı Megri’de (Fethiye) geçirildi. Hava koşulları bir türlü elvermeyince Rodos’a saldırma planından vazgeçilip 200 esirle  21 Aralık’ta Mısır’a dönüldü. İlk seferde olduğu gibi ikinci sefer de Sultan için tam bir hayal kırıklığı oldu….  ”(8*)   

 

Rodos’ta bozguna uğramış Memlüklere bu kez kendi ülkelerinde  saldırı yapmayı planlayan GM Lastic, Avrupa’dan yardım istemişti. Beklenen Burgonya, Katalan ve Aragon kökenli filo gelir gelmez İskenderiye’ye baskın düzenledi. Limanda Memlüklere mühimmat-erzak-malzeme getirmiş bir Ceneviz kalyonu ele geçirilip ganimet olarak Rodos’a götürüldü. Bu başarıdaki en büyük pay ise Bodrum Kalesi şövalyelerindi. Bunların çoğu Britanya ve İtalya kökenli sahil güvenlik denizcileriydi. Bu baskını korsan eylemi olarak değerlendiren Sultan Çakmak, Karaman Emiri’nin silahlı isyanıyla uğraşan Osmanlı’dan yardım alamayacağı belli olunca Rodos’a yeni bir sefer için hazırlık başlattı.(9*)  

 

1444’de üçüncü Memlük seferi başladı…

 

“3 Nisan 1444’te Memlûk filosu Bulak’tan ayrılarak Rodos’a doğru harekete geçti. Ağustos’un ortasına doğru adaya ulaşıldı. Bir süre sonra karaya çıkartma yapan Memlûk kuvvetleri, St.Anthony Kilisesi’nin güneydoğusunda yer alan ve kıyıdan denize doğru uzanan iki burun üzerinde kamp kurdu. Şövalyelerin ani baskınıyla gafil avlandılar ve pek çoğu oracıkta öldü. Bu yenilgiden sonra sağ kalanların cesaretleri kırıldı (İbn Tagriberdî, 361 Rabie, 1989: 285). Şövalyeler çok şiddetli ve korkunç bir çarpışma sergiledi. Hezimete uğrayan Memluk Ordusu askerleri canlarını kurtarmanın telaşıyla adayı terk edip gemilerine kaçmak durumunda kaldı…

 

Nihayetinde, 15. Yüzyılda Memlûkların Şövalyelerin Akdeniz’de korsanlık faaliyetlerine girişmeyecekleri teminatında bulunmaları üzerine, taraflar arasında barış imza edildi… Aslına bakılacak olursa dönemin şartları gereği barış her iki taraf için de gerekliydi. Çünkü bu devre Mısır’ın, geniş kitlelere yayılan veba salgınlarıyla ve de Nil’in düzensiz akışından kaynaklanan kuraklık, kıtlık ve buna dayalı iktisadi krizlerle baş etmeye çalıştığı kritik bir süreçti…”(10*)   

 

İki ve üçüncü Memlük saldırıları da Bodrum Kalesi’ni teğet geçmişti…

 

Şövalyelerin levanttaki geleceğini tayin edecek asıl tehlike 1950’lerden sonra başlayacaktı…

 

Devam edecek..

Mehmet Çilsal - Tarih Araştırmacısı

Bodrum

 

KAYNAKLAR:

(1*)MENTEŞE BEYLİĞİ VE OSMANLI DÖNEMLERİNDE STROBİLOS -Prof. Dr.Şakir Çakmak

(2*)“BODRUM YARIMADASI LELEG YERLEŞİMLERİ, ADALAR, ASPAT, KİSSEBÜKÜ (ANASTASIOUPOLIS) MYLASA-DAMLIBOĞAZ (HYDAI), KEDREAI (SEDİR ADASI) VE KARACAADA” YÜZEY ARAŞTIRMALARI 2010” Prof. Dr. Adnan Diler-Dr.Şahin Gümüş

Ayrıca bkz:Murat AlandağlıYörükân-i Menteşe Defteri’ne Göre Sıravolos Kazası

(3*)Crusader Castles in Cyprus, Greece and the Aegean 1191-1571  by Dr. David Nicolle

(4*) XVIII. YÜZYILDA OSMANLI İDARESİNDE RODOS ADASI, Uğur ÜNEN

(5*)The Gattilusio Lordships and the Aegean World 1355-1462” By Christopher Wright

(6*)  THE KNIGHTS HOSPITALLER OF THE ENGLISH LANGUE:1460–1565 by             Gregory O’Malley

(7*) UNE CAMPAGNE DE TRAVAUX MÉCONNUE AU CHÂTEAU SAİNT-PİERRE AU XVE SİÈCLE, Prof. Monsieur Jean-Bernard de Vaivre

(8*)ROTTİNG SHIPS AND RAZED HARBORS:THE NAVAL POLICY OF THE MAMLUKS by Albrecht Fuess, Unıversity of Cologna

(9*)Negotiation and warfare: The Hospitallers of Rhodes around and after the Fall of       Constantinople (1426–1480), by Pierre Bonneaud

(10*)15. YÜZYILDA MEMLÛKLARIN DOĞU AKDENİZ SİYASET, Dr.Abdullah Mesut Ağır- Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih/Ortaçağ Anabilim Dalı-Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 13 Sayı 23 Haziran 2010