Türkbükü’nde özelleştirilen arsaya tepki, Çilsal ve Karahan açıkladı

Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı sosyetenin tatil cenneti Türkbükü Mahallesi’nde Emlak Konut GYO ihalesini AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan’ın sahibi olduğu Pasifik İnşaat aldığı ortaya çıktı.

İKTİDAR GİDERAYAK NE VURURSAK KARDIR DİYOR

Türkbükü Mahallesi’nde Atatürk Caddesi üzerindeki 39 bin 584 metrekarelik deniz manzaralı ve 4-5 bin yıllık kaya mezarlarının bulunduğu iddia edilen arazinin 7 milyar 770 milyon TL:ye satıldığının ortaya çıkmasının ardından açıklama yapan Bodrum Yurttaş İnsiyatifi Sözcüsü Ayhan Karahan “Bizler bu satışlara zaten kökten karşıyız. Çünkü kamu arazisi, sözüm ona gene kamu çıkarı için haraç-mezat satılıyor. Kime sordular kamu adına? 3 tane rantiyecinin çıkarı adeta tüm toplumun, ülkenin, memleketin çıkarı oldu. Zaten AKP iktidarı da bu durumun farkında.  Çünkü tüm yağma girişimlerini hukuka yansıtabildiğimiz süreçlerde durdurduk. Onlarda hukukun arkasından dolanarak, adeta “ortada kuyu var yandan geç” diyerek bu işleri apar-topar adeta yangından mal kaçırırcasına halletmeye çalışıyorlar. Next Lebel İstanbul projesinden de iyi tanıyoruz Pasifik İnşaat’ı. Sağlam yolu kapatıp, bilirkişi raporu ve teknik mütalaa ile çok ciddi teknik ve trafik güvenliği sorunlarına yol açacak, “maddi ve manevi telafisi mümkün olmayacak durumlar” ortaya çıkaracak yol açıyor bu firma. Pasifik GYO A.Ş. & Pasifik Gayr. Yat. İnş. A.Ş.’nin , Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile duygusal ilişkileri de çok alenidir. Zaten işin açık adı da durumu ortaya koyuyor. “Arsa Satışı  Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi ihalesi” olarak bizzat kendileri tanımlıyor işi. Kimin malını, kime sorarak paylaşıyorsunuz? Bu proje Bodrum Yarımadası’nın en kıymetli bölgelerinden olan Göl-Türkbükü’nün bitirir. Bodrum’un kalbine giden en önemli can damarlarından birisinin kesilmesi demek olan bu girişime tüm olanaklarımızla karşı duracağız. AKP son demlerinde,  “Ne vurursak kardır” mantığı ile hareket ediyor. En son Mustafa Varank’ın hadisesinde traji-komik süreçler yaşanmıştı. Ama sonuçta Ortakent’i şimdilik kurtarmış olduk. Daha Ortakent’in keyfini süremeden bu defa Türkbükü yağması ile karşımıza çıktılar. Her platformda bu yağma girişimine karşı mücadele edeceğiz. Ortakent gibi Türkbükü’nü de kurtaracağız” ifadelerini kullandı.

İHALE 17-25 ARALIK TARİHİNE DENK GELMESİ TESADÜFMÜDÜR

Karahan açıklamasının devamında ise bu ihale tarihinin 17-25 Aralık sürecinin 9. Yılına denk gelmesinin ironik olduğunu belirterek “ Orada da kan bağları, 1. Derece de yakınlar, akrabalar yumak halinde önümüze çıkmıştı. Şu süreçte de benzer gelişmeler yaşanıyor. Hatta burada ki saadet zinciri daha doğrusu yolsuzluk zincirleri karı-koca arasında şiddetli kavgalar çıkınca daha bir sarih bir şekilde toplumun önüne ve gündemine düşüyor. Bir de şu akla takılmıyor değil. Niye bu tip ballı ve şaibeli ihaleler 84 milyon içerisinde sadece bunların eşine, dostuna, akrabasına, hımsına, yakınına düşüyor. Acaba fıtratlarında mı var?” dedi.

YARIMADAMIZDAKİ HAZİNE ARAZİLERİNİN SATILMASI BODRUM’U GELECEKSİZ BIRAKMAKTIR

Bodrum, Milas ve Muğla’da çevre örgütelerine verdiği gönüllü destek ile tanınan hukukçu Mehmet Çilsal ise yaptığı açıklamada “Bilindiği gibi Anayasamızda kamusal alanların, mülkiyet kavramı dışındaki alanların kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükmü bulunmaktadır. Kamu arazilerimiz mülkiyetsiz alanlarımızdır ormandır, sahildir, parktır, yoldur, yurttur, vatandır ve geleceğe devredilmesi gereken emanet varlıklarımızdır. Buralarda tasarruf yapma yetkisi olan hükümetlerin vatan parçalarına borç krizini ödeme aracı olarak bakması ya da on binlerce dönümlük alanların 40-50 yıllığına tahsis edilmesi ezeli hainliktir. Bu uygulamalar ülkemizi hızla sömürgeleştiren uygulamalardır” diye konuştu.

BODRUM ARAZİ RANTININ ÇOK YÜKSEK OLDUĞU İLÇELERİN BAŞINDADIR

Mehmet Çilsal son zamanlarda Bodrum yarımadasında doğal ve arkeolojik sit alanlarının rant amaçlı saldırı altında olduğunu belirterek “ Ülkemizdeki  özelleştirme uygulamaları biliyoruz ki borç krizinin doğrudan bir sonucudur. Bodrum, arazi rantının çok yüksek olduğu ilçelerin başındadır. Dar, uzun ve küçük bu coğrafya parçası çarpık kentleşme ve hukuksuz turizm yapılaşmaları nedeniyle zaten doygunluk noktasına ulaşmış durumdadır. Açık araziler, ormanlar, parklar, sit alanları, dağlar, tepeler nefes alacağımız yerler olup gelecek nesillere aittir.  Hal böyleyken elde kalmış bir avuç hazine arazilerinin rantı yüksek diye özelleştirilmesi ve ardından  yapılaşmaya açılması ilçeye yapılan büyük bir kötülüktür. İlçenin gelecekteki ihtiyaçlarını düşünmeyen bu anlayış ve bu süreç, sosyal belediyecilik anlayışının uygulanmasını, kamu yararı maksatlı plan ve projelerin gerçekleştirilmesini imkansız kılmaktadır. İmar planlarının onayı konusunda doğrudan yetki sahibi olan yerel yönetimleri saf dışı bırakmaktadır. Yurttaşlar ve kamuoyu olarak bu gidişe dur demek zorundayız” dedi.