Çocuk yaştaki personelini taciz eden restoran işletmecisi serbest kaldı, kadın avukat isyan etti

Muğla’nın Bodrum ilçesinde ünlü bir restoranın işletmecisi tarafından tacize uğrayan 16 yaşındaki kız öğrencinin şikayeti sonrası tutuklanan M.D.’nin yargılanmasına devam edildi.

Mahkeme tutuklu yargılanan M.D. ‘ye 4 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

NE OLMUŞTU

Bodrum’daki ünlü restoranın işletmecisi  60 yaşındaki M.D. hakkında, geçen Eylül ayında restoranda komi olarak çalışan 16 yaşındaki kız çocuğuna cinsel taciz ve istismarda bulunduğu iddiasıyla genç kızın ailesi tarafından şikayette bulunuldu. M.D. polis tarafından yakalanarak cinsel taciz suçundan yurtdışına çıkış yasağıyla adli kontrol kararı verilirken, "Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı" suçundan tutuklandı.

TAHLİYE KARARI VERİLDİ

M.D.’nin yargılanması Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde tamamlandı. Karar duruşmasında sanığın ve taraf avukatların beyanları alındı. Savcı, sanığın her iki suçtan cezalandırılarak tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa verdi.

Mahkeme heyeti ise sanığa cinsel taciz suçundan beraat kararı verirken "Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı" suçundan 4 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti. Sanık M.D., mahkeme tarafından salıverildi. Tahliye kararı verilmesinin sebebi ise gerekçeli kararın açıklanmasının ardından belli olacak.

TAHLİYE KARARI KADIN AVUKATI İSYAN ETTİRDİ

Duruşmadan sonra açıklama yapan   Avukat Esra Soylu Gümrah 

“Bugün görülen duruşmada, müvekkilim olan çocuğa yönelik cinsel taciz ve sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçlamasıyla yargılanan sanık hakkında mahkeme, cinsel istismar suçundan 4 yıl 3 ay hapis cezası vermiştir. Ancak mahkeme, cinsel taciz yönünden ceza verilmesine yer olmadığına karar vermiş, ayrıca yargılama sürecinin başından bu yana tutuklu bulunan sanık tahliye edilmiştir.

Bu karar, özellikle çocuklara yönelik cinsel suçların niteliği ve bu suçların mağdurlar üzerinde yarattığı derin ve kalıcı etkiler dikkate alındığında, kamu vicdanında ciddi soru işaretleri yaratmıştır. Çocukların adalete erişimi ve etkin şekilde korunması tüm toplumun ortak sorumluluğudur.

Duruşma sırasında karşı taraf, davanın kamuoyuna yansımasının “mahkemeyi manipüle etmeye yönelik” olduğunu beyan etmiştir. Açıkça ifade etmek gerekir ki; çocuklara yönelik cinsel suçlarda şeffaflık talebi, yargıyı baskı altına alma çabası değil, aksine cezasızlık algısına karşı toplumsal farkındalık yaratma zorunluluğudur.

ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL SUÇLAR, KAPALI KAPILAR ARDINDA, SESSİZLİKLE VE KORKUYLA BÜYÜR.

Çocuklara yönelik cinsel suçlar, kapalı kapılar ardında, sessizlikle ve korkuyla büyür. Bu nedenle taciz ve istismar faillerinin açığa çıkarılması, yalnızca bireysel bir adalet arayışı değil; başka çocukların zarar görmesini önlemeye yönelik kamusal bir koruma refleksidir. Davanın medyaya yansıtılması hukuksuzluk anlamına gelmez; aksine, sistematik suskunluğun kırılmasını sağlar.

Elbette bu süreçte masumiyet karinesi ve hukuki sınırlar gözettik; ancak bu ilkeler, mağdurların susturulmasının gerekçesi haline getirilemez.Bizler, çocukların beden bütünlüğünü, ruhsal sağlığını ve geleceğini korumayı merkeze alan bir adalet anlayışının savunucusuyuz. Bu davanın ve benzeri tüm davaların takipçisi olmaya, hukuki mücadelemizi sürdürmeye ve çocukların sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.