Öncelikle sektör her şey çok güzel olacak diye beklerken tüm zamanların en sıkıntılı bir sezonunu geçirdiği bir ortamdayız öncelikle bunu not edelim. Şimdi sizin Ankara semalarından pembe bulutlar gelirken bu açıklamada nereden çıktı diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Haydi irdeleyelim, ama önce yapacağım bu açıklamaları muhatapların farklı bir anlam yüklemeden değerlendirmelerini özellikle rica ediyorum.

Zira bu dal hepimizin üzerine bindiği daldır ve kesinlikle siyasetin kirli ve yalanlarla dolu çarklarının içine itilemeyecek kadar bizler için hayati önem taşır. İşte bu nedenledir ki biz turizmciler siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun hiçbir zaman sektörümüzü ve mesleğimizi siyasi konulara malzeme yaptırmayız. Açıklamalarımız ve eleştirilerimiz tamamen sektörel gerçeklere dayandırılır. Şimdi konu ile ilgili açıklamalarıma geçeyim.

Sayın Bakan geçenlerde her ay olduğu gibi ilk yarı yıl istatistiklerini paylaştı. Öncelikle, baştan sona gerçek turizm verilerini yansıtmayan gerçek verileri kendilerine bağlı otellerin geceleme rakamları ile tespit etmek kabiliyeti varken bir anlamda da işine böyle geldiğini düşündüğümüz ve istatistiki konularda notu belli TUİK verilerine dayandırılarak açıklanan bu rakamların gerçek turizm verileri açısından bizim için hiçbir değeri olmadığını söylemeliyim. Düşünün ki bir an için bu rakamların doğru olduğunu kabul bile etsek dahi!

Cennetin yeryüzündeki bir yansımasına sahip ülkemiz için açıklanan bu verilerin bir başarı hikâyesi yazılacak rakamlar olmadığını, böyle bir coğrafyada bizim çok daha farklı şeyleri konuşuyor olmamız gerektiğini kimler kabul etmez ki? Söylenecek çok fazla bir şey yok ama Haksız mıyız?

∗∗∗

Haydi gelelim 2023 yılına… Bu ülkede temmuz ve ağustos ayları üstelik turizmin başkenti Antalya’da otel dolulukları bizce belli sebeplerden dolayı yüzde 65-70 bandında geçmiş ise, resim net olarak ortada değil mi? Başka rakamlar üzerinde konuşmaya gerek var mı?

Şimdi tüm bu değerlendirmelerden harika bir sezon mu geçirdiğimizi, yoksa finansal sıkıntılarla boğuşan, pandemi sürecinden bugüne kalan kredi borçlarında henüz bir iyileşme sağlayamamış ve olumsuz kredi notları nedeniyle yeni finans ihtiyaçlarını karşılama imkânı bulamamış olan bir sektör halen orada dururken… Kalifiye elemana ihtiyacın çok ciddi boyutlara ulaştığı ve artık sadece tabak bardak tutmasını bilen elemanların bile içeriye alınır hale gelmiş bir sektör orada çırpınırken… Birçok turizm destinasyonunda turizm yapılabilirlik imkânlarını ortadan kaldırmaya doğru evrilen fiziki alt yapının geldiği durum ortada iken…

Örneğin önemli turizm destinasyonumuz Bodrum’da, her gün bir noktasından patlayan ve hayatı felce çeviren su isale hatları ve bu nedenle günlerce susuz kalan otelleri, önemli bir turizm bölgesi için kabul edilemez boyutta elektrik kesintileri, ana arterlerde araçların slalom yapma zorunda kaldıkları delik deşik olmuş yolları ve bu nedenle oluşan, İstanbul’a rahmet okutan sık sık felç olan araç trafiği, ilaveten eksikliği nüfus patlamasına da bağlı olarak her geçen gün hissedilen arıtma sistemi sorununun oluşturduğu bölge bölge deniz suyu kirliliğinin gözle görülür derecede arttığı ve halen Orta Çağ’dan kalma vahşi depolama sistemi ile yürütülmeye çalışılan çöp dağları sorunu…

∗∗∗

Zamanında güney Antalya turizm gelişim projesiyle çözüldüğü gibi mutlak surette devlet desteğine ihtiyaç duyulan, tüm bu sorun ve eksikliklerin giderilmesi için mevcut belediyelere mutlaka el verilmesi gerektiği halde, bildiğimiz işte o kirli siyasi değerlendirmelere bağlı olarak tüm bu sorunları görmezden gelen bir Ankara merkezi idare, elinde turizm bölgeleri için yatırımcılardan toplanmış alt yapı katılım bütçesi bulunan Turizm Bakanlığı ve dahası neredeyse yoğun bakıma direnen sektör için şimdi bu başarı hikâyesi imiş gibi gösterilen açıklamaların sektör için ne ifade ettiğini bilmem daha fazla açıklamaya gerek var mı?

Takdirlerinize bırakıyorum. Şimdi eleştirilerimizi övgülerimizi her şeyi bir tarafa bırakıp, sayın Bakandan rica ediyoruz, bir ay sonraki tekraren aynı mantık ile açıklayacağı bilgilendirme toplantısında istatistiki bilgilere ayırdığı süre kadar Bodrum örneğinde olduğu gibi tüm turizm merkezlerinde yaşanan açıkladığımız bu önemli sorunlar ile ilgili

-Bakanlık nezdinde neler yapılıyor?

-Nasıl bir aksiyon planı üzerinde çalışıyorsunuz?

-Ülke turizminin yegâne sorumlusu ve temsilcisi olan Bakanlığınızca turizm alt yapı sorunlarının giderilmesinde belediyelerin siyasi eğilimlerine göre mi değerlendirme yapılıyor?

-Eğer bu doğru değilse gururla açıkladığınız turizm verileri ve döviz girdilerini oluşturan bu bölgelerin ileride turizm yapılabilirliğini kaybetme ile karşı karşıya kaldığı ülkeye vereceği böylesine önemli bir desteği kaybetme olasılığının yükseldiği bu günlerde alt yapı sorunlarını niçin çözmediğinizi,

-Yok her türlü maddi ve manevi desteği veriyorsunuz da bu konuları kabiliyetsiz belediye idareleri mi çözemiyorlar. Bunları duymak istiyoruz.