Bugun...



Sahil işgalleri kronik vaka haline geldi, hakaret edildi, savcılığa gitti

Aylardır, yıllardır yazarız, halkın denize gireceği yer kalmadı. Sahiller site, restoran, otel, motel, beach clup, ların iskele, masa, sandalye, şemsiye ve şezlongları ile işgal edildi, halkın bırakın denize girecek adım atacak yer kalmadı.

facebook-paylas
Güncelleme: 27-09-2020 23:11:36 Tarih: 27-09-2020 13:34

Sahil işgalleri kronik vaka haline geldi, hakaret edildi, savcılığa gitti

İŞGALLER BİTTİ , SIRA TACİZ VE TEHDİTLERE GELDİ

Sahile gelip denize girmek isteyen vatandaşlara yönelik tacizler ve hakaretler arttı. Şikayet edecek mercii kalmadı, şikayet edilse de sonuç alınmadı. Jandarma ve savcılığa şikayet için koşarak giden gidene, sonuç , tutanak ifade,yazı ,şikayet……

Sonuç alındımı alınmadı.

İşgaller yüzde 300 arttı. Son olarak Bodrum’un Gündoğan Mahallesi Kızılburun Mevkii’nde Işıl Yüce denize girerken tehtid, taciz ve hakarete uğradı. Uğradıklarını tek tek yazdı anlattı. Derdini sıkıntısını Ahmet Aras ve Bodrum Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından paylaştı.

 

BU RESİM BİR YILDA ORTAYA ÇIKMADI

Bu rezalet son bir yılın son iki yılın üç yılın değil, bir turizm kentinde kamuya ait sahillerin kıyıların kanunsuzluğun eline yıllar içerisinde nasıl teslim edildiğinin resmidir.

 

 

 

Işıl Yüce’nin anlattıklarının noktasına virgülüne dokunmadan sizlere aktarıyoruz:

 

***Şunu anlamak istiyorum: "Kıyılar kimin?" Kıyıların 30 yıllığına kiralanması ne demek? Kıyı kanununa göre kıyıya iskele koyan bir sitenin iskelesinden kamunun girme hakkı yok mu?

 

 

*** Dün, Gundogan Elmaskent sitesinin iskelesindeki merdiveni kullanarak yüzme girişimim, bir grup site sakini tarafından "Biz burayı 30 yıllığına kiraladık" diyerek engellenmek istendi. Böyle bir haklarının olmadığını, arkadaşımla birlikte açıklamamıza rağmen bize -lütfen burada çok gülmeyin- denizin serbest olduğunu ama iskeledeki merdiveni kullanamayacağımızı söylediler.

 

 

***Denizin onların olmadığını da biliyorlarmış neyse ki. Ancak ben ısrarla iskele için izin alsalar dahi kanuna göre kamuya engel olamayacaklarını belirterek, hatta çok istiyorlarsa beni engellemek için birilerini çağırabileceklerini söyleyerek denize girdim, yüzdüm ve çıktım.

 

 

***Deniz ve kıyılar... Denizden metrelerce uzanan iskeleler, iskele kapıkulları gibi bekleyen sözde demokrasiyi savunan, ancak fiiliyatta ayrıcalıklılık kara treninde çoktan yerlerini ayırtmış ve bizzat eleştirdikleri kimi yöneticilerle benzer frekansta davranan bu kişiler ve kıyı kanununun tam uygulanmasını isteyen biz arasında tüm sezon boyunca bitmeyen kavga.

 

 

***Kıyı kanununa rağmen şaibeli ara kararlarla, muçev gibi kıyıları ele geçirmeye çalışanlarla, bir zamanlar galata kulesini, köprüsünü falan satan o adama dedikleri gibi şunu demek zorundayız: "yahu durun artık, kimin malını kime satıyorsunuz? Kıyı kamunundur, kamu kişi değildir, Babanın malı gibi ona buna satıp kiralayamazsın. ve oraları. abuk sabuk şezlonglarla işgal edemezsin."

 

 

***Bilinçlenmek zorundayız, bu konuda haklarımızı öğrenmek ve hiç ödün vermeden kamu özgüveni edinmemiz lazım. Eylül geldi, ancak yeni bir baş ağrısı haziran temmuz ağustos olmaması için, kamu hakkı için el ele”

 




Editör: Yaşar Anter




İLİŞKİLİ HABERLER

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI