“Koylarımızı korumak hepimizin görevi, yalan haberlere itibar etmeyin”

İMEAK Deniz Ticaret Odası yönetim kurulu tarafından üç yıl önce Muğla ‘nın cennet güzellikleri ile ünlü koylarını ve sahillerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacı ile kurulan Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi A.Ş. İcra kurulu Başkanı Faruk Okuyucu ve şirketin avukatı Remzi Kazmaz bugün basın açıklaması yaparak , koylarının kullanımının ve bazı yerlerde yapılan kiralamalarla ilgili şirketin ilgisi olduğuna yönelik iddiaları yalanladı.

FARUK OKUYUCU: KOYLARI KORUMAK HEPİMİZİN GÖREVİ

Şirketin İcra Kurulu Başkanı Faruk Okuyucu yaptığı açıklamada “Halikarnas balıkçısın temelini attığı, Doğa Kültür Mirasımız Anadolu ( Ege – Akdeniz ) kıyı ve koyları hep ilgi odağımız oldu. Bodrum merkezli koruma çalışmalarımız, başta Bodrum DTO olmak üzere dalga dalağa yayıldı, diğer koruma çabalarıyla birleşti, İMEAK DTO, TURMEPA, tüm meslek kuruluşlarımız Türkiye’nin çevre dostları sivil toplum örgütleri, Denizcilerimiz, Bilim İnsanlarımız, basınımız, duyarlı insanlarımızın çok büyük ilgi ve katkısı ile bugünlere geldi. 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Muğla kıyı ve koyları konumunda değerlendirmeler yaparken Sayın Bakan koruma altında ve tasarruf yetkilisi kendine ait bazı sahil ve koyların kullanımını bir pilot proje olarak TURMEPA ve İMEAK DTO ya tahsis etmek istediğini belirtti. Yapılan değerlendirmeler sonucu deniz alanları ve kıyı yönetimi konusunda uzman bilim insanlarımızla da görüşerek söz konusu şirketin kurulmasına karar verildi. Şirket İMEAK DTO bünyesinde tek kişilik A.Ş. olarak kurulmuştur. Y.K. Başkanın DTO adına o günkü DTO başkanıdır, bu gün başkan değiştiği için, yeni İMEAK DTO başkanı şirketinde yasal temsilcisidir.Şirketin yönetim kurulu, adeta danışman kurulu niteliğinde, çevre çalışmalarında emeği geçmiş DTO ve TURMEPA ilgilileri ile birlikte, dışarıdan da çevre dostu kişilere katılmıştır. Yönetim, üç kişilik İcra Komitesi oluşturmuştur. Bu ekip şirketi fiilen temsil edecektir. Yönetim kurulundaki hiçbir kişi, bu güzelim kıyalara ve koylara Bina Dikmek (!) gibi bir zihin yapısında değildir” dedi.

BAKANLIK MUÇEV’E TAHSİSİ YAPMIŞTI

Faruk Okuyucu açıklamasının devamında “Artan Nüfus ve Çevre baskısı sonucu bilinen yöntemlerle koruma alanlarını sürdürmek ve giderlerini karşılama artık güçlenmiştir. Tüm dünyada yapılan bilimsel çalışmalar sonucu, şirket yöntemi seçilmiştir. Bu gibi şirketler, devletin kesin gözetimi altında çalışır, kar payı dağıtamaz, karlarını izlettikleri yerleşen bakım, onarımı, altı yapı ve korunmasına harcarlar. En ufak bir sapmada sözleşmeleri fesih edilir! (örnek, İngiltere’de Thames Nehri , Avustralya, Amerika, Yeni Zelanda’da bazı koruma alanları. Kaynak: Prof. Dr. Tuncay Kuleli ) Bakanlık, söz konusu yerleri çok önceleri zaten Muçev (Muğla Çevre Vakfı Şirketi ) ‘ne tahsis etmişti. Muçev, kurulana bizim şirkete -1- yıl kiralama sözleşmesi yapmıştı ve hayli bir yüksek bedele ödenecekti. Ayrıca şirket, Muçev’ in alt kiracılarını hiç birinin sözleşmesini sona erdirmeyecekti. Şirket, her bölge için, mahalle danışma kurulu oluşturarak, Belediyeler başta olmak üzere, tüm ilgili kurum temsilcilerinden görüş alarak, bilimsel ilkeler ışığında bir yönetimi biçimi uygulayacaktı. Ancak, bildiğiniz gibi Bakanlık ile şirket arasında sözleşmenin imzalanacağı hafta, talepler farklılaşınca, baştan beri savunduğumuz Sosyal Sorumluluk Projesinden vazgeçerek bu projeden ayrıldık” dedi.

SADUN BORO: KOYLARIMIZI KORUYALIM YOKSA GELECEK KUŞAKLARA KİRLETECEK KOY KALMAYACAK

Avukat Remzi Kazmaz ise medyada çıkan eski haberlerin yeni gibi yayınlandığını bununda etik olmadığını belirterek “Edindiğimiz bilgilere göre bu gün için ne Bakanlık nede İMEAK DTO’ nun böyle bir çalışması ve isteği yoktur. Söz konusu yerler Muçev’ e tahsisli olup alt kiracılar tarafından yönetilmektedir. Sonuçları konusunda takdir kamuoyunundur.  Deniz ve Kıyı alanlarımız, aynı anda taşıdıkları özellikleri bakımından sade Ege’nin bazı ülkelerinde bulunmakla, birlikte özellikle Gökova, Çeşme bölgesi, Hisarönü, Fethiye, Güllük Körfezi, Akdeniz Körfezi başta olmak üzere birer Doğa Harikasıdırlar. Boş tutulması mümkün olmayan bu hassas koruma bölgelerinin, bilim, teknoloji ve uygulama kriterlerine göre yönetilmesi önemli ve acildir! Yoksa sn. Sadun Boro’ nun deyişiyle, “ …… Koylarımızı koruyalım yoksa gelecek kuşakları kirletecek (!) koy kalmayacak ! “ Şu konuyu tam açıklığa kavuşturmak gerekirse, öncelikle iki gün önce basında çıkan haberin gerçek ili ilgisi yoktur. Haber 2017 tarihinde çıkan haberin aynısıdır. Bu nedenle bu haber ile ilgili sahifelerinde bu haberi yayınlayanların bizim açıklamalarımızı göz önündü bulundurarak haberin doğrusunu aşağıdaki gibi düzenlemelidirler.

GERÇEKLER AŞAĞIDAKİ GİBİDİR

Kazmaz “Bu gün ne DTO’ nun ne de MUÇEV’in karşılıklı hiçbir konuda Muğla kıyıları ile ilgili hiçbir anlaşması ve sözleşmesi yoktur. Adı geçen şirket DTO’nun Şirketi olup su anda atıl olup DTO bünyesinde tüzel kişiliğini korumaktadır. Bazı üyeler işleri nedeniyle şirketten ayrılmışlardır. Adı geçen şirket DTO’nun Sosyal Sorumluluk projesi olup tek amaca Muğla çevre kıyı ve denizini korumak olup gönüllü temelinde çalışan çevreci bir kuruluştur. Adı geçen şirket kamuoyu tarafında çevreci olarak bilinen Turmepa ile birlikte bu konuda birlikte gönüllü çalışma konusunda anlaşmışlardır. Üzülerek bildiriyoruz DTO’nun bir sosyal sorumluluk projesi olan bu proje hakkında yazılar bir bilgi kirliliği yaratmıştır. Bu konuda ciddi bir araştırma yapılsaydı haberin niteliği farklı olacak şirket yönetimi takdir ile konuşulacaktı. Haber alma yayma görevi çok önemlidir ve kutsaldır” dedi

BİZE YENİDEN GÖREV VERİLİRSE SEVE SEVE YAPARIZ

Kişlier ve kurumları sorumsuz bir şekilde karalamak eleştirmek basın kuralına ve hukuk kurallarına aykırıdır. Bizler bugün yine bize verilen bu görevi sosyal sorumluluk projesi doğrultusunda kıyaların ve denizlerimiz için seve seve yapmaya hazırız” diye konuştu.