Bugun...



ÇİĞDEM ERKO YAZDI “KRİZİN BAŞINDAYIZ YA SONRASI”

1 Aralık 2019’da Çin-Wuhan’da ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılan Koronavirüs salgını, insanlığı bambaşka bir gündemle karşı karşıya bıraktı. Korku, endişe, gelecek kaygısı, ait olunan kültür ve yaşam anlayışlarına göre farklılık gösterse de, çoğunluğun ortak duygu ve düşüncelerine hakim olmuş gözüküyor.

facebook-paylas
Tarih: 22-03-2020 11:10

ÇİĞDEM ERKO YAZDI “KRİZİN BAŞINDAYIZ YA SONRASI”

ÇİĞDEM ERKO YAZDI “KRİZİN BAŞINDAYIZ YA SONRASI”

 

Bunun yanında devlet yönetimleri ve uygulayıcıları önemli bir sınavdan geçiyor, sağlık, ekonomi ve yurttaşa verilen değer gibi yaşamsal kavramların gerçekliği  netleşiyor.  Sunulanların aksine pek çok “çıplak kral”ın var olduğunun ortaya çıktığını ve yükses sesle ifade edildiğini gözlemliyoruz.

Memleketimde ilk vakanın görülmesiyle başlayan bu süreç, başlangıçta alkışlarla karşılanıp, Sağlık Bakanına övgüler ile taçlandırılırken, bu gün böyle düşünmeyenlerin giderek çoğaldığını gözlemliyoruz hep beraber. Hep söylenir ya, Türk milleti anı yaşar, balık hafızalıdır diye, toplumun büyük çoğunluğu yine geçmişi unutmayı tercih edip, umutlanmayı, yeni bir sayfa açıp, siyasetten gelmeyen sivil  bir sağlıkçıya inanmayı seçti. Cumhuriyet kazanımlarımızdan olan TBMM  ve buraya yolladığımız seçilmişlerimizden oluşan Bakanlar Kurulu yok artık.  Hiç tanımadığımız, sadece bir tek kişinin onayı ile seçilen sivillerden oluşan  bu  Bakanlardan biri de kendisi ve dünyada hastanesi ve üniversitesi olan tek Sağlık Bakanı bildiğim kadarıyla . İtalya örneğini görüp daha farklı önlemler alacak hiç kimse olamazdı zaten o makamda. Dolayısıyla olması gerektiği gibi başlandı önlem paketi uygulamalarına.

 

İŞÇİ EMEKLİ KÜÇÜK ESNAF PAKETTE YOK!

 

Ama eksiklerimiz, yanlışlarımız, torpillilerimiz ortaya çıkmaya başladı, üzerine açıklanan ekonomik önlem paketi ile de, emekçi, işçi, küçük esnaf ve dar gelirlinin bu pakette olmadığını, sermaye sahiplerini ve düzeni korumaya yönelik çözümlerden başka yurttaşın duyguda-düşüncede-yasalarda var olmadığını bir kez daha görerek, başlangıca döndük, geçmiş olsun.

Bodrum’a gelirsek biraz geç kalındığı yönündeki yurttaş şikayetlerini gördük bu süreçte. Özellikle iptal edilmeyen Acı Ot Festivali üzerinden çok eleştiri geldi yerel idareye. Sayın Başkan bu konuda açıklama yaptı, bu açıklamayı yeterli bulan da bulmayan da var hala.

Bunun dışında açık alanlar düzenli olarak dezenfekte ediliyor, yurttaşa alınması gereken önlemler duyuruluyor, Belediye kapsamındaki tüm etkinlikler iptal edildi, 3 tanesi hariç tüm Belediye işletmeleri kapatıldı ve bunların da çalışma saatleri azaltıldı. Belediye girişlerine dezenfektan araçları konulduğunu, personelin  maske ve eldiven ile donatıldğını, giysi pazarlarının  kapatıldığını, yiyecek pazarları için önlemler alındığını  biliyoruz,.  Gitmediğim için henüz bir pazar  yeri örneği göremedim, o nedenle alınan önlemler nedir, uygulama başarılı mıdır, eksiklikler var mıdır bilmiyorum. Belki deneyimleyenler vardır ve buraya düşüncelerini yazarlar.

 

BÜYÜK ŞEHİRLERDEN GELENLER AÇISINDAN ÖNLEMLER YETERLİ OLMAYACAK

 

Tüm bunlar yeterli olacak mıdır? Umudumuz elbette bu,  yaşayıp göreceğiz ama, ilçemize büyük şehirlerden gelenlere baktığımda  alınan önlemlerin asla yeterli olmayacağı noktasında kalıyorum . Çünkü, yoğun bir tatilci girişi yaşıyor Bodrum. Bunca uyarıya rağmen Koronavirüsten kaçıp tatil yapmaya gelen insanlar her gün giriş yapmaya devam ediyor. Buz gibi yazlık evlere, zaten sık sık yaşanan elektrik kesintilerini, tüketimi arttırarak daha da arttırmaya, kısıtlı olan temel gıda maddelerini depolamaya, arabalarıyla düzenli dolaşmaya çıkıp, egzozlarıyla Bodrum’umuzu kirletmeye hoş geldiler!!

Allah gerçekten korusun ama ortaya çıkacak bir virüs vakasında önce kendilerini, sonra hepimizi riske attıklarını düşünemiyor olmalarını çok korkutucu buluyorum. Büyük şehrin sağlık olanaklarından yoksun bir yaşam sürüyoruz burada, buna bile boş verip, tüm restoran-kafe hizmetlerinin askıya alındığı bir yere, çocuklarını da riske atarak gelmek hangi muhakemenin sonucudur, gerçekten anlamak zor. Bilmem fark eden oldu mu, sanal market uygulamalarında, eve teslim 3 gün sonraya gerçekleştirilebiliyor ve mal çeşidi inanılmaz azalmış, aradığınız pek çok şey  kalmamış,  kış nüfusuna göre mal tedariği yapan firmalar gafil avlanmış durumdalar.

 

HENÜZ GÜVEN VERİCİ BİR AÇIKLAMA GELMEDİ

 

Vatandaş olmak bile herkesin becerebildiği bir durum değildir ve bu sorumsuz davranışların çokluğuna bakarak ne kadar acınası bir noktada bulunduğumuzu anlayabiliriz.

Sanırım farkındasınızdır, henüz devlet ya da özel sağlık kurum Başhekimlerinden yönlendirici, vatandaşa güven verici bir açıklama gelmedi. Elbette 16 yoğun bakım ünitesi olduğunu sağır sultan duydu ama bu mudur gerçekten? Dudak uçuklatan muayene fiyatlarıyla, Bodrum’un en özel bölgelerinde kurulmuş lüks hastaneler hiç mi sorumluluk duymuyorlar bu halka?  Sayın Kaymakam yetersiz de olsa mevcut Devlet Hastanesiyle ilgili bir çalışma başlatmayacak mıdır? Eğer durum hastane açısından çok ümitsizse bunu vatandaşa aktarmayı, olası sorunlarda yapılması gerekenleri 1.ci ağız olarak anlatmayı neden yapmamıştır? Herkes her konuda Belediye ve Başkana sorgulama yapmaktayken, ilçenin asıl amiri Sayın Kaymakam ve ilgili birimler neden göz ardı edilmektedir? En azından yetkin bir sağlık çalışanı, Kaymakamlık tarafından göreve davet edilip halkı bilgilendiremez, yönlendirmeye yardımcı olamaz mıydı? Ki hala olabilir, olmalıdır, bu Bodrum vatandaşları adına talebimdir. Hükümetin aldığı genel tedbirlerin tekrarını değil, Bodrum özeline yönelik açıklamaları duymak istiyoruz.

 

SOKAK HAYVANLARI AÇLIK İLE KARŞI KARŞIYA

 

Çünkü sosyal medya dediğimiz korkunç canavar bilgi kirliliği ile herkesin aklını karıştırmaya devam ediyor, Örnek bir vaka olması halinde ” ya kendi aracınızla, ya da taksi tutarak İzmir’e gidebilirsiniz” paylaşımları yapılıyor, bu doğru mudur? Ambulanslar ya da yetkili birimlerin kontrolündeki araçlar  bu durumda devrede olmayacak mıdır? Buna benzer pek çok soru ilgili ağızlardan karşılığını bekliyor, lütfen sıklıkla vatandaşın karşısına çıkın Sayın ilçe amirleri, buna ihtiyacımız var.

Gözlemlediğim kadarıyla market ve bazı yiyecek satışı yapılan yerlerdeki personel, önerilen önlemlere uymadan çalışmaya devam etmektedir. Pek çok marketin rafları boşalmış ve henüz dolmamıştır. Barınaklar kapatılmış, sokak hayvanları pek çok yerde aç kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Sokaktaki canlar ile ilgili çalışmalar yapıldığını Sayın Aras bu gün açıkladı ama daha net , görselliğin ve rakamların  da olduğu bilgiler bekliyor kamuoyu, mevcut plan nedir,  uygulama nasıl yapılacaktır gibi.

 

BU KRİZDE MUHTARLARIN GÖREVİ NE OLACAK

 

Muhtarların bu kriz sürecinde nasıl davranacakları konusunda bir çalışma yapılmış ya da yapılacak mıdır? Yarımadanın her köşesine Belediye olanakları ile  yetişilemeyeceği açıktır, muhtarların mahallelerindeki her sorun ve ihtiyaçtan haberdar olmaları, ilgili birimlerle koordineli 24 saat göreve hazır olmaları sağlanmalıdır.

14 gün süreci, Bodrum’a giriş yapan herkes için, her gün yeniden başlayacak, nüfus arttıkça sorunlar büyüyecektir.  Şu anda ölüm oranı olarak dünya 1.cisi olan İtalya, sadece bu tip yer değiştirmeler, seyahatler engellenemediği için bu noktadalar ve bunu vatandaşların anlamalarını sağlamak gerekiyor.

Ülke genelinde idari yetersizliklerin net bir kez daha ortaya çıktığı, ama vatandaş olarak da büyük çoğunluğun sınıfta kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Neden örgütlü bir toplum olmanın engellendiğini, neden eğitimden-bilimden uzaklaştırıldığımızı, neden sabun köpüğü TV programlarıyla sarmalandığımızı, neden hak arayan-özgür düşünen yurttaş olamadığımızı  henüz anlayamamış olanların da anlayabilme noktasına gelmeleridir dileğim ve umudum.

 Önce birey olmayı sadece kendimizi düşünmek, toplum adına kılımızı kıpırdatmamak olarak algıladık, bu yönlendirmeyi sorgusuz kabullendik, kızdığımız anlayışın kaderci müritleri olduk.

Unuttuk yardımlaşmayı, unuttuk komşu ve yoldaş olmayı. Teknolojinin bizi esir almasına göz yumduk ve haz aldık bundan.  Özel yaşamı herkese gösterme, yeme-içme-eğlenme-geyik yapma-flört etme-karalama-kavga etme aracı olarak kullandık . yeni oyuncağımız sosyal medyayı. Tükettik her şeyi, doğadan uzaklaştık, her geçen yıl sanat-kültür-tarih biraz daha fazla sıkıcı oldu.. İnsanlık insanlığından evrildi..

 

BU FELAKETİ YAŞARKEN GERÇEKLERİ HATIRLAYALIM

 

Bu felaketi yaşarken bu gerçekleri hatırlayalım, çünkü yaşam bir bütündür, sahip olunan değerler, birbirini destekler ve güçlendirir. Doğamızda var olan ilkelliği, bize sunulan tüm yaşamsal olanakları koruyarak, duygularımızı bu güzellikler ve bilimsel gerçeklerle besleyerek yok edebilir ve geleceğimize sahip çıkabiliriz. 

Geldiğimiz noktada yıllar sonra şifreleri çözülebilecek pek çok değişim yaşayacağız, hem insanlık, hem sistem payına düşeni alacak. Ama bu gün sağlığımız ve insanlığın geleceğinde bir kum tanesi kadar da olsa katkımız olması için, haklarımıza sahip çıkmak, bencillikten uzak, sorgulayan, toplum sağlığını sağlayacak önlemleri uygulayan, en azından bu süreç geçene dek iç  barışı destekleyen yurttaşlar olmalıyız .

Haberdar olalım ve kollayalım birbirimizi, sevgiyle bir arada yaşamaktan vaz geçmeyelim, sağlıklı günlerimiz olsun..

 




Editör: Yaşar Anter




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI