Bugun...



Araştırmacı Hukukçu Mehmet Çilsal Aspat’ın tarihini yazdı.

“Bir Strobilos(Aspat) tüccarı, güvenli bir şekilde geri dönerse, deniz ticaretinden elde ettiği tüm kazancının yarısını koruyucu azizine taahhüt eder...”(Cairo Geniza Coptic Church Documents)

facebook-paylas
Güncelleme: 20-06-2021 13:09:06 Tarih: 20-06-2021 12:35

Araştırmacı Hukukçu Mehmet Çilsal Aspat’ın tarihini yazdı.

ASPAT-TARİH-TABİAT...

ASPAT-İNŞAAT-MEVDUAT...

(Tabiat ve Kültürel Varlıklar katliamı-1)

 

Bodrum Yarımadası’nın  en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Aspat-Termera-Strobilos  2500 yıllık tarihti, uygarlıktı, insanlık mirasıydı. Ancak ne yazık ki mevcut mahkeme kararlarına rağmen görgüsüz sermaye tarafından turizm kılıfı altında ve Bodrum Kamuoyu’nun gözleri önünde yapsatçı bir yaşam merkezine dönüştürüldü.

 

 

ASPAT TARİHİ

 

Aspat(Termera-Strobilos-Asarlık), MÖ 5.yy’da kurulmuş bir Leleg kentiydi. Adını,     Herodotus Tarihi’ne göre(Histiaios the son of Tymnes of Termera)  bir  tirandan almıştı. Prof. Adnan Diler’in başkanlığını yürüttüğü arkeoloji kazılarında bulunan ve ön yüzünde Tymnes, arka yüzünde Termerikon yazılı gümüş sikkeler bu bilgiyi doğrulamıştır.(1*)

  

 

Öte yandan, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden  Prof. Ergün Laflı ve Doç. Sami Patacı imzalı “Peksimet Kilisesi” makalesinde, Aspat tarihsel bağlamlarıyla ele alınmıştır: 

 

“Turgutreis Beldesi’nin Mausollos sonrası arkeolojik açıdan en çok tanınan değeri Aspat Kalesi, yani Termera (Τέρμερα ya da Photius’a göre Τερμέρια) Örenyeri’dir. Aspat Klasik Hellence’deki Aspartos’tan, yani “dikime elverişsiz yer” kavramından gelmektedir...

 

Termera Örenyeri I. ve III. Derece Arkeolojik Alanı olarak tescillenmiştir. Bu alan, Aspat Koyu’na bakan konik tepenin doruklarındadır...Kentin isminin kökenleri ile ilgili birçok yorumlar yapılmıştır bunlardan biri de ismin Girit menşeili olduğu üzerinedir. Termera aslında Karia Bölgesi’nin Demir Çağı ve sonrası yerel bir halkı olan Leleg’lere ait ve onların kurduğu bir yerleşimdir. 

 

Aspat Kalesi’nin aslında bir korsan gözetleme kulesi olduğu düşünülmektedir. Kentin sikkelerinden İ.Ö. 5.-4. yüzyıldan beri bu yerleşimin olduğu anlaşılmaktadır. Gümüş kaynakları ile ünlü Myndos(Gümüşlük) kentinin komşusu olan ve Halikarnassos- Myndos yolu üzerinde bulunan Termera kentinin ismi Strabon tarafından da bahsedilmektedir. Kent Erken Bizans devrinde yükselişe geçmiştir bu döneme ait bazı yazıtlar bilinmektedir.

 

Aspat coğrafi konumu sebebiyle Ortaçağ süresince önemini korumuş ve bu yüzden kentte Ortaçağ’a ait çok sayıda buluntu ele geçmiştir. Aspat-Çıfıtkale için Ortaçağ’da söylenegelen “Strobilos” (Στρόβιλος) ismi en erken İ.S. 8. yüzyıl kayıtlarında tespit edilebilmiştir ve bu yer L. Robert tarafından lokalize edilmiştir. Nikomedialı Aziz Thephylaktos ve Aziz Willibald  bu kentten söz etmektedir. “Strobilos“ adı ayrıca Andreas Salos’a ait apokrif bir İncil’de de geçmekte ve Strobilos’un dünyanın sonunu getirecek bir kıyametten kurtulan kentler arasında yer aldığı ifade edilmektedir.

 

Aspat, Turgutreis Bölgesi’nin gelmiş geçmiş en önemli buluntu merkezidir. Kent bu gelişmişliğini deniz güzergahları üzerinde bulunmasına borçludur. Zaten özellikle Geç Antik Çağ’da bölgede denizcilik faaliyetleri bir hayli artmıştır. Bunu bölgedeki batıklardan anlamaktayız. Bugün Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan İ.S. 7. yüzyıla ait Yassıada Batığı buluntuları Turgutreis yakınlarında ele geçmiştir. Oldukça iyi yayınlanan bu batık kazısı bölgenin Geç Antik Çağ ve Ortaçağı’na ışık tutar...” (2*)   

 

 

İncil’de bahsedilen ve dünyanın sonunu getiren bir kıyametten bir biçimde kendini kurtardığı söylenen Termera/Aspat sipsivri tepesiyle Leleglerden kalma kendi halinde ufacık, sevimli, mutlu bir liman kasabası olarak tarif edilmiştir.

 

Termera/Strobilos/Aspat, Akdeniz Bölgesi’ni kapsayan Karya teması(eyalet) olan Cibyrrhaeot’a bağlı bir siteydi(3*).  Halikarnas’a komşu olan bu site, 6 ve 7. yy’dan itibaren sürekli Sassani(Pers), Slav ve Avar saldırılarına maruz kalan Bizans İmparatorluğu’nun önemli bir denizcilik-donanma üssüydü.  M.Ö.5’nci yy’dan beriye doğru Leleg, Karya, Pers, Mısır, Roma-Latin, Bizans, Venedik, Arap-Türk(Menteşeoğulları, Osmanoğulları) hegemonyası altında olan Termera/Strobilos/Aspat Astsvilo, Sıravolos, Isbat, Çıfıt Kalesi, Asarlık gibi adlar taşımıştı.

 

 

Doğu’dan gelen Türkler, 1079 gibi Ege’ye ulaşmıştı. Karadan gelen istilacı güçler Beşparmak-Göktepe Dağları, Milas üzerinden kıyıya varırken denizden gelenler daha çok vurkaç yapmıştı. I. Aleksios'un tahta çıkışından önce bölge tamamen Türklerin eline geçmişti. 1103'te Küdüs  seyahatı yapan İngiliz Hacı Saewulf, bölgeden geçerken defterine Strobilos hakkında şöyle not düşmüştü: “Strobilos çok güzel bir yer ancak Türkler her tarafını yıkmış ...”(4*). Endülüslü gezgin Al-İdrisi’nin 1154’deki notu ise şöyleydi: “oldukça kalabalık, yerleşik nüfusuyla  cıvıl cıvıl, neşe içinde müreffeh bir site”.(5*)

 

 

Termera’nın adı adı Ortaçağ’ın ilk dönemlerinde tarihe karışarak sonraki devirlerde Yahudi göçü de almak suretiyle Strobilos olmuştu. Türklerle birlikte adı Sıravolos’a dönüşen bu küçük yerleşim yeri, 1402/3’lerde bölgeye gelip “Tarshish” dedikleri Harabe Halikarnas’a kale inşasına başlayan St. John Şövalyeleri’nin de dahil olduğu Haçlı Filosu tarafından 1472’de talan edilmişti. 1500-1800’lü yılların Sıravolos’u, Yarımada’nın  bugünkü Torba’dan Turgutreis’e kadar olan bölümünü kapsamaktaydı ve önce nahiye sonra da kaza teşkilatı olmuştu.  Bodrum adı o dönemde  St. Pierre Kalesi ile Limanı için kullanılıyordu  Sıravolos ile Bodrum aynı manaya gelmiyordu.

 

 

Erken Ortaçağın şanslı Strobilos’u mutlu, zengin şehir olmasını acaba sadece deniz ticaretine mi borçluydu?   

 

Tunç-Demir Çağı’ndan beri yaklaşık 6000 yıl boyunca çeşitli kavimlerin yaşam merkezi olan Termera-Strobilos-Aspat Ortaçağ boyunca mutlu, zengin bir site olmasını sadece deniz ticaret güzergahında bulunmasına borçlu değildi. İlk-Ortaçağ Akdeniz’inde ticari seyrüseferler ve dini merkez ziyaretleri ezelden beri hem çok önemli hem çok tehlikeli hem de çok meşakkatliydi. Deniz trafiğini site-devlet filoları(donanma), nakliyeciler, hacılar, balıkçılar, tüccarlar ve korsan gemiler oluşturuyordu. Akdeniz’in kendine has bir dili vardı. Latin yoğunluklu bu dil, içerisinde Grekçe, Rumca, Arapça, Aramice, İbranice, sonraları Türkçe vb. kelimeleri de barındıran bir dildi. Dolayısıyla, denizciler birbirini anlama sıkıntısı çekmezdi.  Aspat(Strobilos) limanı, her bakımdan çok renkliliğin hakim olduğu bir limandı.

 

 

Bodrum Sualtı Müzesi’nde serilenen MS 7’nci yy’a ait Turgutreis-Yassıada Batığı, Bizans kaynakları ve Prof. Adnan Diler’in Termera’da yaptığı arkeolojik kazı verileri, Aspat’ın 5-13’ncü yüzyılar arasında hala önemli bir ticari liman şehri olduğunun tartışmasız kanıtlarıdır. Ayrıca bir Akdeniz Tarihi Profesörü olan Elisabeth Malamut, araştırmalarında 1153 senesinde, Kral Manuel’in oğlu Alexios dahi ancak 4000 tonajlık gemilere sahipken Aspat limanında 30.000 tonajlık  gemilerinin kıyıladığı bilgisi yer almaktadır. (3age*)  

 

 

Aspat hem Likya-Karya güzergahı hem Alexandria (İskenderiye)-Rodos-Kos-Chios(Sakız)-Phokaia (Foça)-Adramyttion (Edremit)-Constantinapolis (İstanbul)  güzergahı üstündeydi ve bu konumu ona önemli bir avantaj sağlıyordu. Ancak, Akdeniz’de ticaret öyle kolay bir iş değildi. Her devirde her yer korsan kaynardı. Deryaya acımasız ve vahşi bir düzensizlik hakimdi. Korsanlık bir tür meslekti ve sadece deniz haydutları değil Hospitaller-Templer Şövalyeleri, tiran-derebey devlet gemileri dahi korsanlıkla meşguldü. Akdeniz korsanları içinde Yahudiler hariç Arap, Rum, Latin, Katalan, Türk, Bulgar vb. her milletten insan ve gemi vardı.

 

 

Akdeniz’deki  seyir yoğunluğunun bir diğer sebebi de dini, törensel, kutsal amaçlı seferlerdi.  Çok tanrılı dönemin mabetlere adaklar sunma adeti, tek tanrılı semavi dinler döneminde değişmemişti. Hacı ziyaret merkezi olarak bu sefer Küdüs ve Mekke öne çıkmıştı. Dolayısıyla her dinden ademoğlu için Akdeniz hac yolunun güvenliği hayati derecede önemliydi. Ülkesinin sınırları ve dış ticaretini düşünen Bizans Kralı ile Küdüs güzergahını düşünen Ayasofya Kilisesi, seyir güvenliği için sürekli askeri tedbirler aldırıyordu. Deniz güvenliği ve devriye işi, Rodos, Kos, Strobilos(Aspat), Attaleia(Antalya) gibi liman şehirlerinin birinci vazifeleriydi...

 

 

Strobilos’un bir diğer önemi de Bizans Donanması için bir üs ve tersane işlevi görmesiydi.  Limanı, hava şartları, korsan veya düşman gemileri yüzünden alargada ya da zorda kalan gemilere gayet güzel sığınma-yatma yeri sağlıyordu. Dönemin ünlü Bizans Tarihçisi John Skylitzes, Strobilos’la ilgili olarak Bizans donanması kumandanı Mimerios’un (MS 900) bir deniz muharabesi sırasında filosundaki gemilerle Strobilos Limanına sığınıp demirlediğini, daha sonra düşman filosu Tripolitesleri(Libyalılar) Gökçeada, Taşoz adası istikametinde takip ettiğini,  ne kadar kuvvetli olduklarını görünce de saldırmaktan vazgeçtiğini, Tripoliteslerin  ise Selanik’i yağmalayıp binlerce esir aldığını yazmıştır. (6*)   

 

 

ASPAT VE YAHUDİLER

 

19’ncu yüzyıl sonunda Kahire’de eski sinegogtan çevrilme Kıpti bir kilisede bulunan ve tüm dünyanın dikkatlerini çekmiş olan Cairo Geniza Mektupları, Akdeniz Tarihi hakkında ilginç pek çok bilgi sunmaya hala devam etmektedir. Bu belgelerden transkripsiyonu yapılanların bazıları  Strobilos’un küçük, zengin ve çok kalabalık bir şehir olduğu, şehirde Yahudi bir koloninin (cemaat) yaşadığı, yukarda bahsi geçen Aspat limanındaki 30.000 tonajlık gemilerin  bu Yahudilere ait olduğu bilgilerini içermektedir. 1020-1030’lu yıllara ait başka bir Cairo Geniza mektubunda ise, Müslüman korsanların Attaleia(Antalya ) ve Strobilos’u(Aspat) yağma ettiği, epey miktarda Yahudi’nin esir alınıp İskenderiye’ye götürüldüğü ve bu esirlerin fidye ödenerek kurtarıldığı, fidye işini Yalova Yahudileri’nin hallettiği vb. yazılıdır.(7*)  

 

 

Yahudilerin Aspat’ta’taki varlığını gösteren önemli bir kaynak ise 1153'de İmparator I. Manuel tarafından verilen bir emirnameydi. Bu belge, deniz ticaretinde Yahudilerin üstünlüğünden, buna bağlı olarak Konstantinopolis'teki Ayasofya Kilisesi’ne bir dizi emperyal hibe listesi yapıldığından, bunlar arasında Strobilos Yahudileri, Küçük Asya'nın vergisi, ardından da mal nakliyesinde vergi muafiyetlerinin yer aldığından bahsediyordu. (8*) 

 

 

Bu emirname, Ortaçağ Tarihçisi Prof. Michael Toch tarafından “Bizans Kralı, daha önce devlet tarafından herhangi bir sebepten ötürü ele geçirilen Yahudilere ait tüm taşınır taşınmaz varlıklarla birlikte, onlardan alınan vergileri toplama hak ve yetkisini de Ayasofya Kilisesi’ne bırakmıştı. Ancak Kral, bu emirnamesinde bir istisna yapıp Strobiliote Yahudileri’ne 30.000 tonaj kapasiteli gemileri için vergi muafiyeti tanımıştı” şeklinde yorumlanmıştır. (9*)

 

 

Yine aynı kaynaklar, “Geniza Mektupları”na dayanarak 1035’te Kiklad’ta deniz muharebesi kaybedildikten sonra cesetleri Adramyttion’tan (Edremit) Strobilos(Aspat) kıyılarına kadar vurmuş olan Müslüman denizci cesetlerinden ve Attaleia’da (Antalya)  yağma yapan Müslümanların, Strobilos'tan beş Yahudi genç yakaladığından, bu gençlerin iş dünyasında gezinen tüccarlara hiç benzemediğinden bahsetmektedir.

 

 

300 000 civarında olduğu söylenen ve Avrupa’da çeşitli üniversitelerin çeviri için yıllarca uğraştığı ‘Geniza Mektupları’ Akdeniz Tarihi’ne ışık tutmaya devam etmektedir.  Ortaçağ Strobilos’undaki(Aspat) Yahudilerin varlığı da bunlar arasındadır.

 

Mevcut verilerden yola çıkarak Strobilos’un(Aspat) Ortaçağ’daki  ünü ve zenginliğinin Yahudilerden kaynaklandığını, Akdeniz ticaretindeki rollerinin de en az Venedik ve Cenevizliler kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla bir Strobilos Yahudisi’nin, Küdüs’te ‘hospital’ kurmakla(Hospitaller Şövalyelerinin doğuşu) tanınan, batının en saygın aristokrat sınıfına mensup Amalfi tüccarları kadar itibar görmüş olduğunu iddia etmek yanlış olmaz. 

 

Öte yandan, Strobilos’ta Yahudilerin varlığı, Osmanlı’nın Aspat Kalesi’ne neden ‘Çıfıt Kalesi’ dediğinin de ipuçları olarak önümüzde durmaktadır. 

 

Devam edecek...

m.cilsal-tarih araştırmacısı

 

1*-Kaynak: Prof. Adnan Diler-Muğla Kültür Envanteri ciltleri/ https://www.nadirkitap.com/mugla-kultur-envanteri-cilt-i-bodrum-kentsel-sit-halikarnassos-adnan-diler-prof-dr-proje-yurutucu-kitap4090224.html

http://www.tayproject.org/TAYages.fm$Retrieve?CagNo=5325&html=ages_detail_t.html&layout=web#top.  

2*-Prof. Ergün Laflı ve Doç. Sami Patacı “Peksimet Kilisesi https://tiptiktak.com/the-church-at-peksimet-in-caria.html

3*-Kaynak-Serçe Limanı: An Eleventh-century Shipwreck, 1. Cilt, George Fletcher Bass - 2004  / The Region of  Serçe Limanı in Byzantine Time, Prof. Elisabeth Malamut   https://www.academia.edu/36890697/.2004_Ser%C3%A7e_Liman%C4%B1_An_Eleventh-Century_Shipwreck_Vol._I_The_Ship_and_its_Anchorage_Crew_and_Passengers

4*-The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and the Process of Islamization from the Eleventh through the Fifteenth Century by Speros Vryonis

5*-"La géographie d'Edrisi" - P. Amédée Jaubert

6*-John Skylitzes-A Synopsis of Byzantine History https://archive.org/details/JohnSkylitzes.ASynopsisOfByzantineHistorytrans.ByJ.Wortley2010

7* by Roxani Eleni Margariti Adam Sabra Petra M. Sijpesteijn, s-189 https://www.amazon.in/Histories-Middle-East-Udovitch-Civilization/dp/9004184279

“Histories of the Middle East: Studies in Middle Eastern Society, Economy and Law in Honor of A. L. Udovitch” adlı araştırma kitabı da bu bilgileri doğrulamaktadır.

8*- “Jews in Byzantium” Dialectics of Minority and Majority Cultures- by Robert Bonfil, Oded Irshai, Guy G. Stroumsa, Rina Talgam BRILL  https://epdf.tips/jews-in-byzantium-dialectics-of-minority-and-majority-cultures.html

Bkz-JEWS AND CHRISTIANS IN VENETIAN CRETE:

SEGREGATION, INTERACTION, AND CONFLICT by DAVID JACOBY

https://www.academia.edu/5834115/Jews_Crete

9*-The Economic Historyof European Jews Late Antiquity and Early Middle Ages b Michael Toch https://tr.scribd.com/document/345899014/EJM-056-Toch-The-Economic-History-of-European-Jews-Late-Antiquity-and-Early-Middle-Ages-2012-pdf

 




Editör: Mehmet Çilsal




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI