Bugun...



Ağaoğlu’nun şirketi Flamingolar cennetinde 16 bin kişilik tatil köyü ruhsatını aldı, tepkiler arttı

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Boğaziçi Köyü’ndeki binlerce flamingo ve yüzün üzerinde kuş tününün bulunduğu koruma altındaki Tuzla Sulak Alanı’nın yanına ünlü iş insanları Besim Tibuk ile Ali Ağaoğlu’nun ortaklığında yapılacak 16 bin kişilik tatil köyü projesi için inşaat ruhsatının alınması çevrecilerin sert tepkisine neden oldu.

facebook-paylas
Tarih: 15-03-2022 13:06

Ağaoğlu’nun şirketi  Flamingolar cennetinde 16 bin kişilik tatil köyü ruhsatını aldı, tepkiler arttı

26 bin metrekarede geri dönüşümü mümkün olmayan doğa ve çevre felaketi yaşanacağını belirten çevrecilerin hukukçusu Mehmet Çilsal “Proje arazisindeki doğal yüzeysel drenaj ağına ve yeraltı su beslenme kaynaklarına olumsuz yönde müdahale edilmesi durumunda Tuzla sulak alanına gidecek tatlı su miktarında azalma olacak, bu durumda tatlı su-tuzlu su dengesi bozulacak. Lagünlerin varoluşu bu dengeye bağlıdır. En ufak değişiklik doğal yapıyı bozacak. Açılan davalar sürerken inşaat ruhsatının alınması manidar “ diye konuştu. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Boğaziçi Mahallesi’ndeki dünyaca ünlü ve flamingoların cenneti olarak bilinen Tuzla Sulak Alanı kıyısında 26 bin metrekarelik alanda yaklaşık 16 bin kişilik tatil köyü yapacak olan ünlü iş insanları Besim Tibuk ve Ali Ağaoğlu’nun ortaklığındaki şirketin ÇED raporunun onaylandığı ve ilk inşaat ruhsatının alındığı ortaya çıktı. Kararın çıkmasına çevreciler büyük tepki gösterirken sivil toplum örgütleri projeyi yargıya taşıdı, sulak alanda defalarca eylem yaptı. Hukuki süreç devam ederken, arazinin sahibi olan Net Holding tarafından KAP’a bildirim yapıldı ve yaklaşık 26 bin metrekarelik alan için inşaat ruhsatı alındığı açıklandı.

 

 

İNŞAAT RUHSATI ALINDI

KAP’a yapılan bildirimde şu ifadeler kullanıldı: “Muğla ili, Milas ilçesinde bulunan arsa ve araziler üzerinde yapılacak Milas Projesi kapsamında, "Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Hasılat Paylaşımı Esasına Göre İnşaat Sözleşmesi" Net Şirketler Grubu ile Ağaoğlu Şirketler Grubu arasında 2006 yılında imzalanmıştır. Ağaoğlu Şirketler Grubu tarafından şirketimize bugün yapılan yazılı bildirime göre, bu proje kapsamında konut alanı olarak belirlenen 25.708,70 m2 büyüklüğündeki 6501 numaralı parselin inşaat ruhsatları alınmıştır. Diğer parseller ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.”

 

PROJE NELERİ KAPSIYOR?

Söz konusu arazinin sahibi Besim Tibuk’a ait olan Net Holding. Tibuk tarafından bölgedeki arazi yaklaşık 15 yıl içinde toplandı. 2006 yılında ise Ali Ağaoğlu’nun sahibi olduğu Akdeniz İnşaat ile hasılat payı anlaşması yapıldı. Proje ile 9 milyon 700 bin metrekare büyüklüğündeki bir alanın 4 milyon 454 bin 395 metrekaresi yapılaşmaya açılıyor. 25 ayrı bölümden oluşan 3 bin 683 konut, 230 odalı golf oteli, 505 odalı SPA oteli, 255 odalı apart ve 510 odalı bir grand oteli kapsayan projede ayrıca 6 adet günübirlik tesis, 1 adet golf sahası, 6 adet ticaret merkezi, otoparklar, yüzme havuzları, su oyunları alanları, AVM, spor salonları, okul ve sağlık birimleri gibi onlarca bina, tesis bina edilecek. Ayrıca 8 yapay göl de bulunuyor. Burada en az 16 bin kişinin yaşaması planlanıyor.

 

 

MİNARE ÇALINMIŞ, KILIFTA HAZIRLANMIŞ AMA…

Bodrum Yurttaş İnsiyatifi Sözcüsü Ayhan Karahan “Son olarak doyumsuzluğun ve talanda sınır tanımazlığın göz diktiği bölge Mandalya Körfezi. Milas-Bodrum arasında kalan bölgenin toplamı 9 milyon 700 bin metrekare büyüklüğünde. Bodrum için adeta imar planı değil, idam fermanı özelliği taşıyan proje hayata geçerse burasının 4 milyon 454 bin 395 metrekaresi yapılaşacak. Projenin iki ortağından birisi Ali Ağaoğlu, diğeri ise Besim Tibuk. Besim Tibuk bölgede özerk inşaat cumhuriyeti girişimini 1990’da başlatıp, arazi topluyor. Ancak karşısına hukuk, yasalar ve yönetmelikler çıkıyor. Doğal olarak bunları aşmak ancak merkezi iktidarın imtiyazı ile mümkündü. Bu çaresizlik anında aranan kan AKP’nin inşaat prensi Ali Ağaoğlu’nda bulundu. Projenin hayata geçirilmemisi için hukuk ve adalet yolunda ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

 

 

DOĞAL VE ARKEOLOJİK SİT ALANLARINDA GERİ DÖNÜLEMEYECEK ZARARLAR OLUŞACAK

Bölgede geri dönülemeyecek şekilde doğal sit alanları, arkeolojik ve sulak alanların tahribata uğrayacağını belirten çevrecilerin avukatı hukukçu Mehmet Çilsal SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada “Proje alanında arkeolojik SİT alanları var. En önemli konu ise hemen bitişiğindeki dünyanın sayılı sulak alanlarından, Tuzla Sulak Alanı’nın olması. Burası Bargilya antik yerleşim birimiyle beraber özellikle kuş türlerine ev sahipliği yapıyor. Nitekim 2001 yılında IBA (Important Bird Area) tarafından tavizsiz korunması gereken kuş bölgesi ilan edildi. 2004’te Ulusal Sulak Alan Komisyonu, koruma kapsamına aldı. 197 kuş türü bulunuyor. 52 tanesi sadece burada ürüyor. 37 tür göç ve kış döneminde görülüyor. 2 tür yaz göçmeni, 11 tür ise ilkbahar ve sonbaharda geçiş yapıyor. Toplam 146 tür, Bern Sözleşmesi kapsamında koruma altında. Dünyada soyu tükenen Tepeli Pelikanın da yuvası. Çevreciler projenin hayata geçirilmesiyle birlikte ekolojik dengenin bozulacağını, yeşil alanın yok olacağını, yer altı su kaynaklarının zarar göreceğini savunuyor” diye konuştu.

 

MUĞLALI ÇEVRECİLER DAVA AÇMIŞLARDI

İnşaatın yapılacağı bölgede defalarca eylem yapan Bodrum, Milas ve Muğlalı çevre gönüllüleri projenin iptali için dava açtığını belirten Çilsal “Mahkeme heyetindeki bilirkişi daha önce sunduğu raporda  “ÇED olumlu kararının yerinde olmadığı” konusunda görüş bildirdi. Raporda bilirkişi projenin hayata geçirilmesi durumunda doğaya vereceği tahribatı madde madde anlattı. İşte o maddeler

* Orman florası, makiler ve zeytin ağaçları kesilecek bunun sonucunda ekolojik denge bozulacak. Bazı türler tamamen veya kısmen yok olacak biyolojik çeşitlilik azalacak.
* Yapılan baraj ve yapay göletler yeraltı suyu, içme suyu ve tarım alanlarında kullanılan suyu azaltacak.
* Orman florasına verilecek zarar nedeniyle eğimin fazla olduğu yerlerde yağışlar sonucu erozyon, su baskını ve toprak kaybı yaşanacak.
* Yüzey toprağının kazılmasıyla verimli üst toprak yok olacak. Hayvancılık ve arıcılık zarar görecek.
* Projedeki yapay baraj ve göletler nedeniyle vadideki doğal su dengesi bozulacak ve bu da ağaçlarda verim kaybına yol açacağı gibi zaman içinde kurumasına da neden olacak.
* Proje arazisindeki doğal yüzeysel drenaj ağına ve yeraltı su beslenme kaynaklarına olumsuz yönde müdahale edilmesi durumunda Tuzla sulak alanına gidecek tatlı su miktarında azalma olacak, bu durumda tatlı su-tuzlu su dengesi bozulacak. Lagünlerin varoluşu bu dengeye bağlıdır. En ufak değişiklik doğal yapıyı bozacak.
* İnşaat ve işletme aşamasında oluşacak evsel nitelikli katı atık miktarının bertaraf edileceği alan belirtilmemiştir. Hesaplamalar da güncel gerçeği yansıtmıyor. Güncel verilere göre katı atık hesabı yaklaşık yüzde 60 oranında düşük hesaplanmış.
* Sulak alanın, deniz suyunun iç kesimlere ulaşmasını engelleyen bir bariyer olduğu, buranın zarar görmesi durumunda deniz suyu kilometrelerce ilerleyerek içme, kullanma ve sulama kaynaklarını bozacak” Açıklamasında bulundu.

 

 




Editör: Yaşar Anter




Ayhan Eyikocak / 15-03-2022 17:17:00

O bölge sayısız canlıların yuvası, çevresi de öyle... onların yaşam haklarına saygı gerekir. Onlar yoksa, biz de yokuz...unutmayalım.



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI