Yunanistan’ın Türkiye ile sınırını oluşturan Dedeağaç Evros) ilindeki Meriç Nehri üzerinde yaklaşık 5 gündür bir adacık üzerinde mahsur  kaldığı belirtilen 38 göçmenin bugün akşam saatlerinde Yunanistan sınır muhafızları tarafından kurtarıldığı belirtildi. Yunanistan’ın önde gelen yayın organlarından www.iefimerida .gr haber sitesinin okuyucularına duyurduğu haberde Meriç nehrinin Türk tarafında kaldığı iddia edilen adacığın 4 kilometre güneyindeki Yunanistan topraklarında 38 göçmen ve bir botun tespit edildiği ve göçmenlerin bulundukları bölgeden kurtarıldıkları belirtildi.

Göçmenlerin toplanması ve kurtarılması için halen çalışmaların devam ettiği, ayrıca Yunanistan sınırını ne zaman nasıl geçtiklerinin belirtilmesi için soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.  Yapılan açıklamada 22 erkek, 9 kadın ve 7 çocuktan oluşan göçmen grubunun Meriç Nehri Lavara bölgesinde tespit edildiği belirtildi. Yunanistan Vatandaşı Koruma Bakanı Takis Theodorikakos konuyu ve gelişmeleri yakından takip ettiği belirtildi. Olayın başından itibaren adacığın Türk topraklarına ait olması nedeniyle müdahale edilmediği belirtildi.

İNGİLTERE ÜZERİNDEN SESLERİNİ DÜNYAYA DUYURDULAR

Mahsur kalan Suriyeli mültecilerden Baida, İngiliz kanalı Channel 4 uluslararası editörü Lindsey Hilsham’a ses kayıtları ve videolar gönderdi. Hilsham, Baida’nın talebi üzerine elindeki tüm veriyi açık kaynak haline getirerek gazetecilerle paylaştı.

YUNAN ASKERLERİ TEKNEMİZİ BATIRDI

Baida 39 mültecinin Yunanistan’ın Kissari köyünün doğusundaki Evros adacığında mahsur kaldıklarını duyurdu. Suriye’den göç yollarına düşen, beraberinde 70 yaşındaki anneannesi ve içinde çocukların da bulunduğu 39 kişiyle Meriç Nehri’nin bir adacığında Türkiyeli ve Yunan askerlerin ittirmesi sonucu mahsur kalan Baida, “Bulunduğumuz yer bir adacık. Yiyecek ve suya erişimimiz yok. Ada yılan ve akreplerle dolu. 5 yaşındaki bir kız çocuğunu akrep soktu. 9 Ağustos günü hayatını kaybetti. Arkasından kız çocuğunun ablasını da akrep soktu. Ateşi çok yüksek. Yaşam mücadelesi veriyor. Teknemiz Yunan askerleri tarafından batırıldı. İki kişi boğularak hayatını kaybetti. Bizi gözaltına alıp nehrin ortasına götürdüler ve Türk kıyısına doğru yüzmemiz için bizi suya girmeye zorladılar. Bu süreçte Türk askerleri ve Yunan askerleri birbirine ateş açtı” dedi.

YİYECEK VE SUYUMUZ YOK

Türkiye sınırlarına dönmelerine Türk askerlerinin izin vermediğini belirten Baida, “Şu anda bu cehennemvari adada mahsur kalmış durumdayız. Bir kişi de Yunan askerlerinin dövmesi sonucu yaşamını yitirdi. Aramızda 8 aylık hamile bir kadın var. Korkarım bu adacıkta doğum yapmak zorunda kalacak. Belirli aralıklarla sancılanıyor. Türkiye ve Yunan askerleri bize defalarca saldırdı. Her iki taraf da sürekli bizi kendi sınırlarından itiyor. Bizimle bir futbol topu gibi oynuyorlar. En son Yunan tarafına itildiğimizde Yunan askerleri hepimizi dövdü. 3 genç erkek mülteci yaralandı. Burada çok koruyoruz. Türk askerlerinin saldırısı sonucunda grubumuz ikiye bölündü. Hiç yiyeceğimiz ve suyumuz yok” ifadelerini kullandı.

YALNIZCA SIĞINMA HAKKI TALEP EDİYORUZ

Nehir suyundan içerek hayatta kalmaya çalıştıklarını ifade eden Biada, aralarında pek çok kişinin hasta olduğunu ve her iki tarafın yetkililerinin de onların varlığını kabul etmediğini belirtti. Baida, “Bizim burada olmadığımızı söylüyorlar. Onlara fotoğraf ve videolarla burada olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz. Herhalde ölü bedenimiz aradıkları kanıt olacak. İnsani yardım kuruluşlarının bize ulaşmasına izin vermiyorlar. Yalnızca güvenli bir yere götürülmeyi ve daha fazla aç kalmamayı talep ediyoruz. Defalarca Yunan ordusu tarafından hakaret edildik ve aşağılandık, Bize hayvan gibi davrandılar. Yalnızca sığınma hakkı talep ediyoruz” dedi.

YETKİLİLER BULAMADIKLARINI İDDİA ETMİŞTİ

Baida ve beraberindeki grup tekrar tekrar canlı konum da göndermiş olsa da Yunanistanlı yetkililer mülteci grubunu bulamadığını iddia etti. Baida’nın son gönderdiği konuma göre grup, 7 Ağustos’ta Türk askerleri ve Yunan askerlerinin arasında çıkan çatışmadan itibaren söz konusu adacıkta yaşam mücadelesi verdi. Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını ihlal ettiğini ifade eden Yunan Doktorlar Federasyonu’nun ise, yardıma gitme talepleri cevapsız bırakılıyor. Grup, kendilerini döven askerlerin, pek çok kişinin cep telefonlarına ve giysilerine de el koyduğunu bildirdi.