Bugun...



Mehmet Çilsal Araştırdı: “ZAFER KAZISI” (Mausoleum)

Bodrum'un huzuru, Britanya Krallığı'nın başlattığı en iddialı arkeolojik keşiflerden birinin ekibini taşıyan savaş gemisinin gelişiyle bozulmuştu. Gelen yabancıların başında Charles Newton adında biri vardı. Görevi eski dünyanın yedi harikasından birini bulmak, kazıp eve taşımaktı.

facebook-paylas
Güncelleme: 08-10-2020 19:42:49 Tarih: 08-10-2020 19:20

Mehmet Çilsal Araştırdı: “ZAFER KAZISI” (Mausoleum)

Araştırma ve Çeviri Mehmet Çilsal 

 

 

 

15 Kasım 1856 sabahı, normalde hep uykulu olan Bodrum Kaza’sında görülmedik bir heyecan vardı. Kraliyet Donanması'na ait buharla çalışan HMS Gorgon adında bir Korvet, körfezde neredeyse St Peter Kalesi'nin gölgesinde demirlemiş koca koca alet edavatlar, enteresan ekipmanlar indirilmeye başlanmıştı. Kazma kürekler, demir çubuklar, devasa halatlar, zincir bobinler, makaralar, vinçler ve kolilerle dolu arabalar sahile çekiliyordu.

 

 

Bu, on dokuzuncu yüzyılda Küçük Asya'daki resmi İngiliz kazılarının en iddialı ve en uzunu olacak, iki buçuk yıl sürecek  Bodrum ve Knidos(Cnidus) arkeolojik keşif gezisinin başlangıcıydı. British Museum açısından bu sefer, aynı zamanda en başarılı olanıydı. Müze’nin en büyük sergilerinden bazılarını oluşturacak üç gemi dolusu kazılmış eser  üretilmişti Branchidae'nin oturan devasa heykelleri, Knidos Aslanı ve tabii ki Halikarnas Mozolesi’nin kendisi...

 

 

Bu, muhtemelen başlangıçtan bitişe kadar fotoğrafik olarak kaydedilen ilk arkeolojik keşifti. Taşınabilir karanlık bir oda gerektiren kolodiyon işlemi kullanılarak Royal Engineers'dan Onbaşı Spackman ve McCartney tarafından 200 fotoğraf çekildi. Bunu becermek, yaygın olan mumlu kağıt yönteminden çok daha zordu ama çok daha keskin, çok daha parlak görüntüler elde edilmişti.

 

 

Bu keşif seferine, ilerde kırk yaşına basacak  ve “Sir” Charles Newton’a dönüşecek olan British Museum’un Yunan ve Roma antik eserler sorumlusu Charles Newton liderlik ediyordu.  Fotoğraflarda  kaba denizciler ve yarı askeri teçhizatlar arasında alakasız, kısa, zayıf, silik, eski bir figür gibi görünse de gerçekte etkisizlik ve önemsizlikten başka birşey değildi.  Amacı uğruna herşeyi feda edebilen hırslı, gaddar biriydi. Londra'daki Dışişleri Bakanı ile ilişkilerinde nasıl maharetli idiyse, aklına koyduğu kazı güzergahı üstündeki Bodrum evlerini sonradan uygunsuz biçimde yerleştirirken de o kadar maharetliydi.

 

Newton, 1840 yılında British Museum Eski Eserler Departmanı’na asistan olarak girmişti (antikalar, klasik, oryantal ve ortaçağ ve etnografik nesneler o zamanlar tek departmandaydı). 1852'de Küçük Asya'nın kıyılarını ve adalarını keşfetmek amacıyla Midilli'de yardımcı konsolos olmak için müzeden ayrıldı. Gayri resmi olarak, Doğu Ege'deki British Museum’un   keşif görevlisiydi ve Londra’ya göndermek ya da götürmek için aktif biçimde antik eser peşinde koşturuyordu.  

 

 

1852 ve 1855 yıllarında İngiliz Konstantinopolis büyükelçisi Lord Stratford de Redcliffe tarafından sağlanan fonlarla Kalimnos Adası’nda önemli kazı ve keşifler yaptı. Ancak, Bodrum ve Knidos'ta daha iddialı ölçekte kazılar yapmak epeydir aklındaydı. Hatta tek hayaliydi. İyi bağlantılar, ikna edici görüşmeler sonucu 1856 yazında Levant’tan Londra'ya yaptığı ziyarette zamanın İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Clarendon'u antik sitelerde yapılacak resmi keşif gezilerinin potansiyel faydaları konusunda ikna etmişti.

 

Newton, Ağustos ayında, Lord Clarendon'a, yapacağı Levant seferinin üç temel faydasını açıkladığı ayrıntılı bir makale sundu: “öncelikle Lord Stratford de Redcliffe, ardından Stratford Canning'in teşvikiyle 1848'de Bodrum Kalesi’nden çıkarılan British Museum'daki 'Canning Mermerleri'ne daha fazla sayıda heykel, rölyef eklemek  ikinci olarak Mausolos’un anıt mezar yerini belirlemek ve kazı yapmak üçüncü olarak Knidos'ta kazı yapmak ”dedi.

 

Newton, bir önceki yıl(1855) Bodrum'da bir miktar ön kazı yapmıştı, ancak Mozole’nin kesin konumundan henüz emin değildi. Knidos'tan şöyle yazmıştı: “Antik Çağ'da Knidos'un büyük şöhreti ve siteyi kaplayan mimari kalıntıların ihtişamı göz önüne alındığında, süper görevdeki kalıntıların kütlesi altında ince heykel ve ilginç yazıtların bulunma olasılığı çok fazla…” Oradaki kazılar için, “savaş gemisi kesinlikle gerekli olacaktır, çünkü yakınında herhangi bir köy yok. Dolayısıyla hem yiyecek hem de su temin edilmelidir…Zemini tıkayan mermer kütleler ancak, sadece savaşçı askerlerde bulunan azim ve güç ile temizlenebilirdi... ”.

 

 

Newton, başlangıçta Ekim ayının ortasından Nisan ortasına kadar altı aylık bir sefer öngörmüştü ve toplam maliyeti 2.000 £ idi. Hatta daha az harcama yapabileceğine inanıyordu, ancak Kalymnos'taki deneyimleri ona “çok az ve ekonomik ölçekte araştırmalar yaparak başarı şansının azaldığını” göstermişti. Gerçekten de Knidos kazıları, Newton'un beklediğinden çok daha zor şartlarda geçeceğini kanıtlamıştı.

 

British Museum’un Newton'a desteği, oldukça hayati ve manevi değerdeydi. Baş Kütüphaneci Anthony Panizzi, Clarendon'a şunları yazmıştı: “Umarım Lordluğunuz, bu öneriyi olumlu bir şekilde değerlendirir. Zira bundan harika sonuçlar bekliyorum. Newton, özellikle aslanları [Bodrum Kalesi'nden] çıkarma ihtimalinin gizli tutulması konusunda çok endişeli. Fransızların peşinde olacağını düşünüyor... ”

 

 

Lord Clarendon, projeyi ve bütçesini Eylül ayının ilk haftasında 2.000 £ olarak onayladı ve bundan sonra işler şaşırtıcı bir hızla ilerledi. Ekim ayına kadar keşif seferine bir mühendis ile istihkamcılar, madenciler ve Newton'un önerisiyle bir fotoğrafçı atandı. Sefere, yirmi bir yaşındaki GF Wattlar dahil üç sanatçı eşlik edecekti. “Watts'ın sefere katılması konusunda özellikle endişeliyim,” diye yazmıştı Newton. “Heykeli bu kadar iyi çizen hiçbir modern sanatçı bilmiyorum”. Ne yazık ki keşiften Watts’a ait hiçbir çizim hayatta kalmadı.

 

 

Amirallik, beklendiği üzere HMS Gorgon'u keşif seferine tahsis etti. Ambar, yeteri miktarda halat, palanga, iskele, kalas, tramvay, çadır, el arabası ve aletlerle dolduruldu. Mr.Woolwich, Arsenal'den patlayıcılar gönderdi. Erzak listesi, adeta küçük bir askeri sefere benziyordu.

 

Newton, Dışişleri Bakanlığı'nı keşif gezisinin "en iyi türden bir fotoğraf cihazı gerektirdiğine, bunun maliyetinin 75 sterlin ila 100 sterlin" olduğuna ikna ettiği için şanslıydı. Bu, büyük bir meblağdı, ancak keşiflerin ilerleyişinin doğru bir kaydını sağlamada fotoğrafın değerinin çok büyük olduğunu ve fotoğrafların donanma için yararlı olabileceğini başarıyla savunmuş ve notlarına şöyle yazmıştı: “Knidos'un ucunda bulunan Karia burnunun ve birçok antik kentin en ilginç görüntülerini bir dizi en ilginç manzarayı ve pek çok antik kent sitelerini… İngilizlerin kıyıya ilişkin bilimsel araştırmasını takip edip tamamlayarak yapmak mümkün olabilir. Böylece hükümet, Hydrography işlerine yıllarca devam edebilir..."  

 

 

Keşif vapuru kalkışa hazırlanırken, İngiltere'nin İstanbul Büyükelçisi Lord Stratford de Redcliffe, şimdi 70 yaşında ve emekliliğinden sadece aylar sonra, halihazırda var olan bir ferman ile Bodrum’da bir yıl daha alan genişleterek kazı yapma ve eser çıkarılması için düzenlemeler yapmıştı. Mermerden aslan ve frizleri kaleden çıkarmak için ayrı bir ferman gerekiyordu. Bir sonraki Mart'a kadar bu izin verilmedi. Newton'a yazdığı bir mektupta Stratford de Redcliffe, Knidos'taki kazılarla ilgili pozisyonunun hala belirsiz olduğunu hatırlatıyordu: “Geçen yıl Türk Hükümeti'nden Bodrum çevresinde kazı yapmak ve bu tür nesneleri çıkarmak için aldığım izinle keşif şansına sahip olabileceksizin.Şimdi sizin için temin ettiğim vezir mektupları sadece bu izni onaylamakla kalmıyor, aynı zamanda kazıları mola döneminden itibaren on iki ayın sonuna kadar uzatıyor. Antik Knidos şehrini faaliyetlerinize dahil etme özgürlüğünüz konusunda bazı belirsizlikler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, dikkatinizi bu kadar umut vaat eden bir siteye yönlendirirken, olağan yargınızı sergilediğinizi varsaymak için bir neden var…Yine de, sizi burada gözaltına alabilecek kıskançlık ve güvensizliğin kötü etkisine maruz bırakabilecek bir soruyu erken gündeme getirmekten ziyade yerinde kesintiye uğrama şansınız olduğunu düşündüğünüz kanısındayım. Herhangi bir yerel görevlinin itirazı, üstün makama başvurulmaksızın kaldırılabilir...Size vizeral mektuplarda ifade edilen meramı hatırlatmak zor olabilir. Antik sanatın herhangi bir nesnesi çift olarak kazılabileceği için, örneklerden birinin ayrılması ve Türk Hükümeti'nin kullanımına sunulması gerekir.”

 

 

Kaşiflerle dolu HMS Gorgon, böylece Kasım ayı ortasında Bodrum'a gelmişti. Newton, yerel bir ağa olan Salih Bey'in evinin bahçesinde kazı birliği için konaklama alanı ayarlamıştı. Gorgon'dan inen her meslekten asker ve denizciden oluşan birliğe Rum ve Türk işçilerini de kattıktan sonra kazılara başladı.

 

 

Tahmin ettiğinin aksine, Mozole’nin yerini bulmak öyle kolay olmadı. Kazının yapılacağı Halikarnas Şehri, 15.yy’ın başlarında St John Şövalyeleri tarafından keşfedilip St.Peter Kalesi’nin inşası için yağmalanmış olsa da  devasa boyutlu Mozole’nin 1856'ya kadar henüz ortada görünür herhangi bir izine rastlanmamıştı (Pliny, yapıyı yaklaşık 45 metre olarak tanımlamıştı). Önce Kale’nin yakınlarında, sonra da tiyatro civarında kazıya başlandı ama her iki alanda da Türbe’ye dair hiçbir emareye rastlanmamıştı.

 

Ancak Aralık ayı sonlarında şansları birden dönüverdi. Belki de Kraliyet Mühendisleri'nden Tğm. Murdoch Smith'in tavsiyesi üzerine, Newton, yüzü kızarmaksızın yaptığı yanlış hesaplardan vazgeçip  elindeki işgücünü halihazırda çadırların bulunduğu kamp alanının hemen yakınındaki sahaya yönlendirdi. Bir müddet kazıdan sonra Ocak ayının ortasında, nihayet Mousoleum bulundu. Haziran'a kadar da şu an British Museum'un Bodrum odasında sergilenen heykellerin hemen hepsi keşfedilmişti.

 

 

İlk büyük buluntu, muhteşem Quadriga kalıntılarıydı. Mozole’nin en tepesinde dört nala koşar pozisyondaki dört at ve binicisinden oluşan grup heykelden geriye kalmış devasa atı, toprağa gömülü kırık mermerler arasından çıkan bronz koşum takımları neredeyse birebir kesinlikte tamamlamıştı. Newton, o an kendinden geçmiş “Binicilik figürü güzelliği aşıyor” diye yazmıştı elçi Lord Stratford’a. “Bunu şimdiye kadar gördüğüm muazzam Yunan heykellerinin en dikkat çekici örneği olarak görüyorum…  İşçilik olarak Parthenon'un alınlık heykelleriyle yarışsa bile onları kütleleri itibarıyla aşar. ”

 

Devam edecek...

Çeviri:mehmet çilsal

Bodrum

 

 Yazar: Rupert Scott  (Bu makale Cornucopia Magazine’de yayınlanmıştır)

Makalenin orjinaline ait linkler:

https://www.cornucopia.net/magazine/articles/digging-for-glory/

https://reader.exacteditions.com/issues/82766/page/84?term=Digging+for+Glory

 

 

 




Editör: Mehmet Çilsal




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR SANAT Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI