Anadolu’nun özgürlüğü ve bağımsızlığı için 1919’da bir avuç arkadaşı ile Samsun’dan yola çıkan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923’de “Yokluk ve yoksulluk içindeki bir milletin, bitmeyen azmi, tükenmeyen direnci ve yürek dolusu inancının” eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

“En büyük eserimdir” diyerek bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 97’nci yıldönümüne ulaşmış olmanın onurunu, sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu, Ulu Önder Atatürk’ün“Bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olarak nitelendirdiği Cumhuriyetimiz, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını esas alan, hak, hukuk ve adalet ruhuyla kurulmuştur.

Cumhuriyet birlikte hareket ettiğimizde “olmaz” denileni başarmamızın yüz yıllık kanıtı, özgür ve bağımsız yaşama isteğimizin sembolü, çoğulcu, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine olan bağlılığımızın adıdır. Cumhuriyet, özgürlüktür, bilimdir, akıldır. Cumhuriyet, ulusun geleceğinin teminatıdır. Çağdaş hukuktur, uygarlaşmadır.

Cumhuriyetimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Demokratik, ekonomik, hukuki kazanımlarımızdan bir adım dahi geri atmayacağız.

Bu inanç ve kararlılıkla, “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz' diyen Ulu Önderimizin gösterdiği yolda Cumhuriyetimize sahip çıkmanın onurunu yaşıyor, ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum.

Bu vesileyle bin bir emek ve fedakârlıkla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları başta olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükran, saygı ve rahmetle anıyorum.

Yaşasın Cumhuriyet!”