AKP’Lİ ATAŞ:İMAMOĞLU SEVİNCİNİZ KURSAĞINIZDA KALMASIN..

Yaklaşık 17 yıldır Bodrum’da yaşayan ve eski Ak Parti Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı olan 30 yaşındaki Azat Erol Ataş , İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan CHP’li Ekrem İmamoğlu ile ilgili sosyal medya da gösterilen sevinç gösterilerinin aşırı abartılı olduğuna dikkat çekerek birbirinden ilginç yorumlarda bulundu. Bodrum’da inşaat ve otomotiv sektörde danışmanlık yapan ve Bodrum’un sorunlarına ve siyasi platformuna yakın olan olan Ataş’ın Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanması ve ardından CHP seçmeninin verdiği tepkilere yönelik düşüncelerini, aynen yayınlıyoruz.

SEVİNCİNİZ KURSAĞINIZDA KALMASIN

Arkadaşlar sevincinizi kursağınızda bırakmayayım, 17 yıllık birikmiş siyasi stresinizi doyasıya boşaltıp deşarj olun, üzerinizdeki gerginlik gitsin diyorum ama “Siz her şey çok güzel olacak” derken kendinizi baya baya kaptırıp konuyu çok yanlış anlamışsınız, uyandırayım dedim.

İMAMOĞLU BU SORUNLARI ÇÖZEMEZ

Tabiki her şey güzel olsun, olmasın demiyorum. Ancak İlkokul 1. sınıfa giden Berkecan’a yada Pelinsu’ya anlatır gibi anlatacağım ki anlayasınız. Bakınız Ekrem İmamoğlu EYT sorununu çözemez, 3600 ek gösterge meselesini halledemez, istihdam sorununu ortadan kaldıramaz, ekonomik yaptırımlarda bulunamaz, yasa ve kanun çıkaramaz, adalet açığını kapatamaz, af çıkaramaz, eğitim sistemi, sağlık sistemi dahil hiç bir sorunu ıslah edemez, ülke adına ulusal yada uluslararası siyasi arena da makam temsil edemez, aş veremez, iş veremez... Buna bürokrasi dilinde YETKİSİZLİK, politika dilinde ise İRADESİZLİK denilir. Diğer 80 vilayetimizin belediye başkanlarının yetki sınırları her neyse İmamoğlu’nun sınırlarıda aynıdır. Küçümseme yada aşağılama olarak algılanmasın, haddim değil.

17 YILLIK SİYASİ RÖVANŞ OLARAK ALGILANMASI HATA OLUR

 Ancak Beyoğlu’nda akmayan suyun, Bağcılar da kaldırılamayan çöpün, Pendik de tıkanan rögarın mesuliyetinden sorumlu olacak bir makamı kazanan, alacağı tüm kararları kendisinin karşı bloğunda bulunan %60 çoğunluklu meclise danışarak yürürlüğe koyacak bir şahsı; bu kadar idealize edip, İstanbul seçimini 17 yıllık siyasi rövanş olarak algılayıp, bu meseleye şovenizmle yaklaşıp ütopik hallere hiç girmeyin. Evet, kabul, metropol kent olan İstanbul’un jeopolitik konumu, kozmopolit durumu ve nüfus yoğunluğu siyasi anlamda bir güç anlamına geldiği için merkezi hükümet açısından bu iç açıcı bir durum olamayabilir. Ancak ille de biz konuyu siyasi olarak ele alıp, İmamoğlu’nu idealize etmeye devam ederiz diyorsanız bir anektod ile kafanızı netleştireyim. Affınıza sığınarak, teşbihte de hata olmaz diyerek şöyle söyleyeyim; 17 yıldır çocuğu olmayan bir irade, birbirine benzemeyen 5 farklı irade tarafından gebe bırakıldı ve nur topu gibi bir çocuk doğdu. Allah bağışlasın bağışlamasınada çok yakında bu çocuğun babası benim kavgası başladığında ki başlayacak, yaşanacak o manzarayı hayal edebiliyor musunuz?

DEVLET BABA BU SORUNA EL KOYABİLİR, ŞİMDİ DANS ZAMANI

Ben size söyleyeyim; ya en büyük baba olan Devlet (KAYYUM) o çocuğa el koyar yada çocuğun babasının tespit edilmesi için mahkeme (SEÇİM) kurulur ve öyle tespit edilir. Zira bu çocuğun babası benim kavgası üzerinden, devlet o çocuğun psikolojik ve fiziksel şiddet görmesine müsaade etmez, edemez. Dolayısıyla şunu tekrar belirtmemde fayda var; İstanbul seçimlerine dayanarak yeni bir ideolojik blok ve seçmen kitlesi konsolide ettiğini zannetmek, bunu genel anlamda husumet benimseyerek siyasi bir rövanş olarak algılamak hepinizi ters köşe yapar. Sevinmeyin demiyorum, hobi olarak gene sevinin ama gerçekçi olun, ütopyalarda yüzmeyin. Ülkemizin sosyolojik ve siyasal yapısına az çok hakim olan herkes ne demek istediğimi gayet net anlamıştır. Hele şu toz bulut vehamet ortadan bir kalksın, İstanbul da yaşanacak curcunayı siz o zaman görün. Göründe her şey güzel olmuş mu, olmamış mı buradan konuşuruz. Velhasıl kelam ne diyoruz; ŞİMDİ DANS ZAMANI...