Bugun...


YUNAN SAVAŞ GEMİSİ PARÇALANMIŞ VAZİYETTE GÜMÜŞLÜK LİMANINA SIĞINDI
Tarih: 29-06-2019 09:38:55 Güncelleme: 29-06-2019 09:38:55 + -


Bodrum ile ilgili tarihi bilgiler bazen arşivlerin derinliklerinde kalıyor. Bazen Bodrum’un tarihini geçmişini hatta çok yakın tarihlerdeki akıllara durgunluk verecek olayları tarih yazıyor ancak bizler unutup gidiyoruz.

facebook-paylas
Tarih: 29-06-2019 09:38

YUNAN SAVAŞ GEMİSİ PARÇALANMIŞ VAZİYETTE GÜMÜŞLÜK LİMANINA SIĞINDI

TAM 76 YIL ÖNCE ..

YUNAN SAVAŞ GEMİSİ PARÇALANMIŞ VAZİYETTE GÜMÜŞLÜK LİMANINA SIĞINDI

Bodrum ile ilgili tarihi bilgiler bazen arşivlerin derinliklerinde kalıyor. Bazen Bodrum’un tarihini geçmişini hatta çok yakın tarihlerdeki akıllara durgunluk verecek olayları tarih yazıyor ancak bizler unutup gidiyoruz. Araştırmacı yazar kütüphaneci 51 yaşındaki  Feridun Büyükyıldız , tam 76 yıl önce , 1943 yılı ekim ayında yarısı parçalanmış vaziyette Gümüşlük limanına üzerinde ölüler ve yaralılar giren Yunan zırhlısı Adrias’ı araştırdı yazdı, okuyun gerçekten tarihi olaya şaşıracaksınız.

 

 

Gümüşlük’de Karaya Oturan Yunan Savaş Gemisi Adrias...

İkinci Dünya savaşı zamanında Gümüşlük Koylarına sığınan Yunan Savaş gemisi Adrias, gemide bulunan ölü ve yaralılara yardım için çırpınan Gümüşlüklüler, yerel halkın “Hasan bey” diye bildikleri gerçek adı ile Myristi olan Yunanistan ajanının gün yüzüne çıkan gerçek öyküsü ..

MAYINA ÇARPARAK PARÇALANAN YUNAN ZIRHLISI GÜMÜŞLÜK LİMANINA SIĞINDI

Yıl 23 Ekim 1943 gece saat: 1:00 Yer: Gümüşlük.

Gümüşlük, tarihinde hiç yaşamadığı bir şeyi yaşamakta idi. Dar geçidi olan küçücük  koydan içeriye burun kısmı neredeyse tamamen yok olmuş  Yunan donanmasına ait bir koca destroyer girer.

 Küçük koyda balıkçı tekneleri arasında devasa duran yaralı geminin adı Adrias’dır.

 

 

Akdeniz’in açıklarında mayına çarpan gemi, mürettebatı ile birlikte can havliyle kendini Türk karasularına, Gümüşlük’e atmıştır.

Limana girdiğinde ön kısmı olmayan gemi karaya oturur. Konserve kutusu gibi büzülmüş, kanlar içindeki Adrias’ın güvertesi ölü ve yaralılarla doludur. Savaş gemisinin neredeyse yarısı yoktur.

Gemide sağ kalanlar ise ölü ve yaralılarını nakletmek için günün aydınlanmasını bekliyorlardı. Kanlar içindeki güvertede yirmi bir ölü, otuz yaralı ile sabahı etmişlerdi.

Gün ağardığında küçük balıkçı köyünün sakinleri teknelerinin arasında dev gibi duran savaş gemisini gördüklerinde şaşkına dönerler.

YUNANLILAR YARALI VE ÖLÜLERİNİ ALİ’NİN KAHVESİNE TAŞIDILAR

 

 

Her şey rağmen karaya çıkan Yunan askerleri yaralılarını Gümüşlük’ün tek sosyal yaşam alanı olan Ali’nin Kahvesine güçlükle taşımışlar, Yunancaya Giritli mübadil Türkler sayesinde yabancı olmayan Gümüşlük halkı ise ölü ve yaralılarına yardımcı olmuşlardı. İkinci dünya savaşında tarafsız kalmaya çalışan Türkiye için ise Gümüşlük’e yanaşan, İngiltere’den ödünç alınmış Yunan savaş gemisine müdahale etmek, bir anda çatışmanın içinde kendini bulmak anlamına da gelmekte idi.

Alman keşif uçakları Gümüşlük semalarında geminin akıbetini sürekli takip etmek için uçarken, aynı hızlılıkla İzmir’den İngiliz konsolosluk temsilcisi de Gümüşlük’e gelmiştir.

Ali’nin kahvesi uluslararası bir sorunun merkezi haline dönmüş, insani yardımlarını esirgemeyen Gümüşlük köylüleri ise uluslararası sorundan ziyade kazazedelerin yaraları ile ilgileniyor, Ali kahvesi ise yardım için açılmıştır.

Bütün bunlar yaşanırken Gümüşlük jandarma komutanı olay yerine birkaç askerle gelip Türk karasularına izinsiz giren geminin en kısa zamanda terk etmesini istemiştir. Karadaki üç dört askeri ile Yunan gemisindeki hâlâ birkaç ağır silahı çalışan mürettebat arasında küçük gerginlik yaşansa da manzara ortada idi.

Gemi kalıcı görünmekteydi.

Yaralılar, ölüler, havada uçan Alman keşif uçakları, yarısı olmayan bir destroyer Teğmen’in yetki alanını aşacak ölçüdeydi.

Böylece geminin haftalarca sürecek zorunlu misafirliği de başlamıştı.

 

 

Gemideki yaralı mürettebat arasında bulunan Teğmen Konstantinos Themelis kaldıkları süre içerisinde tarihe tanıklık ettiği düşüncesi ile tutuğu günlüklerde Kaptan Toumbas’ın mücadeleci tarafından özenle bahsetmiştir. Kaptan Toumbas geminin bozuk telsizi nedeniyle birliği ile iletişim kuramaz, üstelik yaralı ve ölülerle başka bir ülkenin sınırları içerisinde mürettebatını korumaya çalışmaktadır.

GÜMÜŞLÜKTE YAŞAYAN YUNAN İSTİHBARATÇISI HASAN BEY….

Anılarda enteresan bir ayrıntıyı da görmemiz mümkün. İletişim kurmak için telsiz arayışına girdiklerinde, Gümüşlük halkının “Hasan Bey” diye tanıdığı sevdiği bir isme ulaşırlar. Hasan Bey uzun yıllardır Gümüşlük’te yaşayan, aslında  gerçek adı N. Myristi olan Yunan hükümeti adına Teğmen rütbesi ile uzun süredir istihbarat elemanı olarak çalışan, üstelik telsizle Yunanistan ve diğer ülkelerle görüşebilecek donanıma sahip bir ajandır.

“Hasan bey” ya da gerçek adı ile Myristi sayesinde Yunanistan’la, bağlı olduğu İskenderiye limanıyla, Kahire’yle telsiz bağlantısı sayesinde görüşür. Kaptan bir an önce gemisini onarmak ve bağlı olduğu limana ulaşmak için tüm kaynaklarını kullanmaya başlar.

Anılarda Gümüşlük’te kiraladıkları söylenen tarlaya ölülerini taşırlar. Savaş sonunda tekrar gelip almak üzere gömülen ölülerin isimleri ve yerlerine ait krokilerde çıkarıldıktan sonra kaptanın liderliğinde küçük bir törenle gömerler. Tel örgü ile çevirdikleri mezara bir haç dikerek anıt mezar halinde korunması temennisi ile bırakırlar. Toprakla kapattıktan sonra beton dökerler.

YUNANLILAR GÜMÜŞLÜK VE TÜRK HALKINDAN ÖVGÜ İLE BAHSETTİLER

 

 

Sonraki yıllarda Yunan yetkililerce zaman zaman dillendirilen mezarların tahrip edildiği konusu ise Amiral Toumbas tarafından yalanlanır.  Toumbas ölülerin alınmak üzere gidildiğinde mezarlarının tahrip olmadığının görüldüğünü ifade eder. Gümüşlük’ten ve Türk halkından övgü ile söz eder.

Kaptan Toumbas geminin ilkel yöntemlerle de olsa tamir edilmesini sağlar. Yok olan burun kısmından su almaması için yelken bezi gibi malzemeler kapatır. Mürettebatına onları eve geri götüreceğine dair söz verir.

İngiliz uçaklarından varillerle atılan tonlarca yakıt Gümüşlüklülerin yardımı ile gemiye nakledilir.

Hazırlıklar tamamlanıp ayrılık vakti geldiğinde savaş tüm hızıyla sürmektedir.

YUNAN SAVAŞ GEMİSİ 38 GÜN SONRA GÜMÜŞLÜK’TEN AYRILDI

 

 

1 Aralık 1943 ‘de üç İngiliz botu eşliğinde Alman gemilere yakalanmamak ümidi ile Adrias, balıkçı köyü Gümüşlük’ün küçük limanı ve dar geçidinden geçerek yeni rotası olan Kıbrıs’a doğru yola çıkar. Kıbrıs’da yakıt ikmali yapan destroyer, bağlı olduğu liman İskenderiye’ye geldiğinde efsana bir deniz macerasından başarı ile çıkan kaptan limandaki onlarca gemi ve kutlamalar eşliğinde demir atar. Limana girene kadar onlarca gemi Adrias’a eşlik eder.

Yunan deniz kuvvetlerinin başarı ile bahsettiği bu macera ise Türkiye ve Gümüşlük’ün maalesef çok hafızasında yoktur.

Kim bilir bu yazı vesile olur daha kapsamlı araştırmalar, anılar, belgeler derlenir. Belki de deniz müzesinin bir köşesinde yer alır.

 

Feridun Büyükyıldız kimdir?

1968 yılında Çorum’un Sungurlu ilçesi, Tuğcu Köyü’nde doğdu. Ankara Üniversitesi, Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nü bitirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sınavını kazanarak Milli Kütüphane’de kütüphaneci olarak göreve başladı. Hürriyet’in Agora ve Cumhuriyet’in Ankara eklerinde, Bütün Dünya, Roman Kahramanları, Kafdağı, Nart gibi çeşitli dergilerde sosyal ve kültürel içerikli yazıları yayımlandı. Bazı e-dergilerde yazarlık ve editörlük yaptı. Cumhuriyet gazetesi Ankara ekinde “Başka Kent” adlı köşede bir süre şehir yazıları yazdı. Şehir tarihi üzerine 2009’da yayımlanan Başka Kent Ankara adlı kitabı okuyucu tarafından ilgiyle karşılandı. Sihirli TatilKütüphaneci Sincap ile Gök, Deniz ve Toprak adlı kitaplarını çocuklar için kaleme aldı. Kütüphaneci Sincap aynı zamanda oyunlaştırılıp tiyatro oyunu olarak sahnelendi. Yasama, yürütme, yargı erklerini ve TBMM’yi çocuklara anlatan Büyük Beyaz Bulut adlı kitabı, ayrıca çocuklara insan haklarını anlatan diğer bir kitabı olan Gök Deniz Toprak yayınlandı ve 5. Baskısını yaptı. Kitaplar TBMM’yi ziyaret eden çocuklara dağıtılmak amacıyla 100.000 adet basılmıştır. (Eser, TBMM’nin çocuklar için yayın yapan internet sitesinde www.tbmmcocuk.gov.tr’den online olarak okunabilir.) Çerkeslere Mektuplar adlı deneme türünde bir kitap kaleme alan yazar, Kafkas Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, Kafkasyalı Yazarlar Birliği Derneği Kurucu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı ile Türk Kütüphaneciler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlenmiştir.




Editör: Yaşar Anter



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
YUKARI