BAĞIRAN HÖNKÜREN  KAYBEDİYOR ARKADAŞLAR, YENİ DÜNYADA BAĞIRANA YER YOK…

Televizyonlardaki açık oturumlara bakın , bakabiliyorsanız tabii))). İzleyin izleyebiliyosanız tabii)). Adam ülkeyi yönetmeye talip olmuş milletvekili, belediye başkanı, siyasetçi, profesör, gazeteci , yazar, konusunda uzman, hemen hepsi üniversite mezunu.. Bağırıyorda bağırıyor, karşısındakini dinleme ciddiye alma gibi bir derdi yok, söz kesme onda , hakaret etme onda, en çok kim bağırıyorsa o kazanıyor sanıyor, küfür hakaret  toplantıları canlı yayında terk edip gitme..Ne yapıyoruz arkadaşlar sadece tartışmaya çalışıyoruz, savaşamı gidiyoruz))))

GEÇTİ O DEVİRLER…

Ne yazık ki ülkenin geldiği hal bu , üç kişi bir araya gelip televizyonda tartışamaz hale gelince 20 ülke ile nasıl anlaşacaksınız. Kim kimi dinliyor kim kimin düşüncesine saygı gösteriyor. Hep ben biliyorum diyor. Ne kadar çok bağırırsam toplumu o kadar çok etkilerim düşüncesinde oluyor bu insanlar. Ama yanılıyorlar yeni yüzyılda bağırana böğürene gaza getirene getirmeye çalışana yer olmadığını insanlar anlıyor. Örneğin siz hiç Erdal İnönü , Ecevit, Erbakan veya Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in bağırıp çağırıp meydanlarda hönkürerek konuştuğunu gördünüz mü? Ben görmedim. Bu örnekler çoğaltılabilir. Siyasetçi bağırmamalı yüzlerce binlerce kişinin yüzüne hönkürmemeli, ne diyecekse sakin sakin anlatmalı, anlatılanı eleştiriyi dinlemeli, hazmedebilmeli . Konuşma yapacağı yere zamanında gelmeli, halkı bekletmemeli...Lafı nereye getireceğimi tahmin edenler var. Belediye başkanımız Ahmet Aras , takdir edilecek işler yaptı , yapıyor, bazı işlerde çuvalladı, erken söz verdi, erken topa girdi, şezlonglarda olduğu gibi… Geri adım attı. Şezlong ve kıyılarda “FRANSIZ İHTİLALİNİ BAŞLATIYORUM SAHİLLERDEN “ diye 600 kişinin önünde bağırdı , çağırdı, ama başlatamadı. İyiki yapmadık Fransız ihtilalini…Bize gelmez çünkü, biz hemen her konuya Fransısız. Gidin eski ziraat bankasının olduğu meydana bakın , çarşı içindeki sahillerdeki esnafın arsızlığına bakın, caddenin ortasına masa sandalyelerini yığdıkça yığdılar, cadde ve sokaklarda yüreyecek yer kalmadı, kaldırımlarda dahil,  esnafın arsızlığı (Namuslu dürüst Bodrum’u  düşünen turiste saygı gösteren esnafı tenzih ederim) cadde ve sokaklarda , alanlarda genişledikçe genişledi arttı, arsızlaştılar, sahillerde adım atacak yer kalmadı.

BAĞIRMAK HÖNKÜRMEK ARAS’A YAKIŞMIYOR

Son olarak yelken yarışlarının ödül töreninde bağırdı, Cumhuriyet Bayramı Belediye Meydanı kutlamasında da bağırdı hönkürdü, duygularını daha sakin anlatabilirdi, diyebilirsiniz ki coştu halkı coşturdu, o nedenle orada bağırması gerekiyordu. Halkı gördüğünde bence daha sakin olmalı. Ben söyliyim Ahmet Başkan çok iyi işler yaptı, yapacağına eminimde,  ancak kendisi çok beyefendi , kibar , centilmen , hem içinden geldiği meslek gereği hemde sosyal konumu nedeniyle , duruşunu insanlara olan ilgisini herkes beğeniyor, bizde beğeniyoruz. Sıcak kanlı bu nedenle Bodrumlu Aras’ı çok sevdi tam anlamıyla kısa sürede bağrına bastı. Ama halk verdiği desteği anında çeker.

Belki siyasetçinin yerel politikacıların bağırma çağırma halkı galeyana getirme gaza getirme, ben ne söylersem söyliyim unutulur sözleri Anadolu’nun bazı kentlerinde geçerli olabilir, bilemem ama bu sav Bodrum için artık geçerli değil. Bu nedenle bir gazeteci bir Bodrumlu olarak  sayın Ahmet Aras’ın yanındakilerin (Kim sorumluysa) uyarması gerekir, çünkü Aras bağırmaya başladığında bazen istenmeyen ve yapılamayacak işler ve cümlelerde simültane olarak ağzından çıkıyor. Geri dönüşü olmuyor. Yolun daha çok başındayız. Aras’ta öyle. Sakin soğukkanlı, Mevlana tarzı, bilinçli, yapmaya niyetlendiklerinin hepsini değil , ilk etapta yapabilecekleri ve gerçekleştirebileceklerini söylemeli, halka SÖYLEDİĞİNİ YAPMALI, verdiği sözde durmalı,  aksi takdirde bunun geri döndüsü çok sert olacak,hem Aras, hem Bodrum kaybedecek. Ben söyledim, bağırmak hönkürmek belediye başkanımıza yakışmıyor, duruşuna uymuyor. Birileri sinirlendirse kızdırsa hakaret etse bile sakinliğinini vakurluğunu ağır başlılığını sevecenliğini korumalı veya gaza getirip coştursalar  bile aynı tavrını korumayı bilmeli.  Ben düşündüğümü söyledim. Ahmet Aras’ın yanındakilerinde düşündüğünü söyleyebilmesi gerekir..