Bugun...


Yakaköylü Metin Solmaz'ın hayran bırakan rengarenk yaşantısı...
Tarih: 06-01-2020 14:00:00 Güncelleme: 06-01-2020 15:29:04 + -


Bodrum’da yaşarız , yaşıyoruz deriz ancak en önemli kültür insanlarımızı ya bilmeyiz yada farkında olmayız. Metin Solmaz’da bunlardan biri. Aslında, Rizeli, Ankara’ da büyüdü,garsonluk, İstanbul’da gazetecilik, Dj lik, medya yayıncılığı, radyoculuk, matbaacılık yaptı.

facebook-paylas
Tarih: 06-01-2020 14:00

Yakaköylü Metin Solmaz'ın hayran bırakan rengarenk  yaşantısı...

YAKAKÖYLÜ METİN SOLMAZ ‘ IN HAYRAN BIRAKAN RENGARENK BAŞARI ÖYKÜSÜ

ANTERHABER - Yaklaşık 6-7 yıl önce İstanbul’dan Bodrum’ un Ortakent-Yahşi mahallesine yerleşti, üç yıl öncede Yakaköylü oldu. Bodrum’un sevilen insanlarından , Bodrum’daki STK çalışmalarına da destek veriyor. Ayrıca kültür dünyamızın en önemli isimlerinden.

Önceki gün Birgün gazetesinin düzenlediği söyleşiye katıldı Aslı Atasoy’un sorularını yanıtladı.

Gümüşlük’te yaşayan ve yakın arkadaşlarından olan Av. Göray Karadut Metin’i anlattı. Karadut “Muhteşem bir insan, renkli kişiliği yaratıcılığı, ortada olup fikirler projeler üretip ama ortada olmamayı görünmemeyi başaran bir arkadaşımız. Birçok ünlü markayı marka yaptı, yaratıcı fikirleri hep ön plana çıktı, güzel insan  Metin, tanısanız ne kadar güzel olduğunu anlarsınız” dedi.

Evli ve iki çocuk babası Solmaz’ın Aslı Atasoy ile yaptığı söyleşiden notları aktarıyoruz.

 

 

VAROŞLARDA BÜYÜDÜM, HER NE YAPTIYSAM İYİ YAPMAYA ÇALIŞTIM.

 

Metin Solmaz “Her ne yaptıysam iyi yapmaya çalıştım. Çeşitlilik annem kaynaklı olabilir. Annem tek maaşla tek başına, kimseden yardım almadan, nafakasız, bakıcısız varoşlarda büyüttü beni. Fakirliğimizi pek çaktırmadı ama. Sobayı yakarken yemek yapar, kıyafetlerimi dikerken ders çalıştırırdı. Ben de hayranlıkla izlerdim onu. Alakasız işleri seviyor ve yapıyor olmam biraz fakirlik korkumdan biraz annemde gördüklerimden olabilir.

 

BEN ANKARA MİLLİYETÇİSİYİM

 

“Ben Ankara milliyetçisiyim. Üstelik ne bileyim, hayvan sevmeyen, problemlerini yumruklaşarak çözen, bir Gökçek çıkarabilen, denizi olmayan kavruk bir şehirdir Ankara. Dışarıdan bakınca sevmesi çok zordur, anlamsızdır. Ama bu sert görüntüsünün altında komünler halinde çocuklar yaşar. Çok derli toplu ve sahicidir. İstanbul gibi kibirli, İzmir gibi şımarık değildir. Hakikaten entelektüel ve direnişçidir. Çok çalışkandır. Tembellik hakkını korumak için çalışır :) Biraz da şaşkındır. Finanstan kariyerden Sodexho’dan anlamaz, üstelik anlıyor gibi yapar. Birazcık da köylü kurnazıdır. O yüzden bir marka değil, bir durumdur. Tedirgin bir huzurun adıdır Ankaralılık. Birçok yerde yaşadım.Etnik olarak Lazım, fakat nerelisin dendiğinde genellikle Ankaralı’yım derim”

 

 

GARSONLUK’TA YAPTIM TEZGAHTARLIKTA

 

“Küçük bir yaşta, içinde bulunduğum aşırı maaş bağımlısı çevreye bakarak maaşla yaşamanın irrasyonel bir döngü içerdiğini fark etmek hayatımı kurtarmış olabilir. Uzun süren garsonluk kariyerim dahil olmak üzere hep haz-bilgi-işe yaramak dengesi gözeterek iş yapmaya çalıştım. Bu kısmı biraz dayak yemiş Hindu bilge kelamı gibi olacak ama “hem eğleneyim hem işe yarayayım hem de öğreneyim” hesabı. Bu da o kadar zor değil. Orta sınıf ahlakı engel oluyor. Garsonluk, tezgahtarlık, seyyar satıcılık, bavul ticareti, müzikli dilencilik filan bunlar her nedense bir kurumlu firmada İnsan Kaynakları Uzmanı filan olmaktan daha az muteber sanılıyor. Halbuki insan bunlarla meşgul olunca vakti kıymetli olmaktan çıkıyor. Bir şey yetiştirmeye değil iş yapmaya çalışıyor. Yaptığı işi kariyer için yahut ev almak için değil de bitirmek için yapmaya alışıyor. O vakit de iş seçme lüksü oluyor. Ben ne zaman köşeye sıkışsam, aç kalsam sakin olup en baştan başladım. En baştan başlamak müthiş bir lüks. Şans faktörü de var tabii”

 

 

 ‘Hayat Dudaklarda Mey’ isimli Murat Meriç imzalı proje..

 

“ Murat’ı o kadar kıskandım ki hiç değilse arkasından konuşarak kıskançlığımı bastırıyorum. Çok güzel bir kitap yazdı. İllüstratörler çok güzel çizdi. Biz çok güzel yayınladık. Nefis iş oldu. İkinci tur okuyorum, ilk tur gibi geliyor bana. O kadar eğlenceli, öğretici, edepli, zarif ve kelimenin her anlamıyla güzel bir kitap oldu ki anlatamam. Keşke herkes okusa. Bir projeyi ele alırken önce bitirebilip bitiremeyeceğimi düşünüyorum. Sonra bunun ne işe yarayacağını. Bir de çok fazla insana danışıyorum. Bana bıkmadan usanmadan bedava danışmanlık hizmeti veren onlarca şahane arkadaşım var. Sonuçta bir karar çıkıyor. Olmazsa olmazlar hepimizde olan kimseye zarar vermesin, nefret içermesin filan gibi sıradan şeyler. Hakikaten İdefix’e kalkıştığımızda sene 1996 idi. Devran döndü şimdi Turkuaz’da. O yıllarda internette iş yapmak çok komikti. Çünkü ne yapsan tutuyordu. Akşam bir şey yapıyordun sabah ünleniyordu. O kadar az iyi iş vardı. Benim internette bir yerlere yazdığım bazı yazıları aralıklarla üçer beşer köşe yazarı kendisininmiş gibi kullanmışlığı vardı. Siberalem, İdefix, Büyükkeyif başta olmak üzere çok eğlenceli işler kotardığımı sanıyorum”

 

YENİ PROJELERİN BAŞINDA ANASON İŞLERİ GELİYOR..

 

“Şu sıra içim dışım Anason İşleri. 500 yıllık rakı kültürü epey değişiyor farkındasındır. Eskiden mesela masada kadın bulunsun diye kadınlara dönük şekil yapılırdı. Erkekler yapardı bu şekli. Şimdi kadınlar kendileri işi ele aldılar ve bir dil yarattılar. Aynı şekilde gençler de. “Büyüklerin” yahut erbapların dizinin dibinde ahkam dinlerlerdi. Şimdi dalga geçiyorlar. Onlar da kendi dilini yarattı. Bu dilin tasarım dünyasındaki karşılıklarını bulmaya çalışıp ürüne çeviriyoruz. Şu anda en fazla vaktimi alan proje bu”

 




Editör: Yaşar Anter



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AKTÜEL Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
YUKARI