Bugun...


ÇALIŞTAY'DAN KORKUTAN AÇIKLAMA "MUĞLA'DA HER AN 7-8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR"
Tarih: 15-05-2020 13:04:01 Güncelleme: 15-05-2020 20:29:01 + -


Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 7 Mart 2020 tarihinde düzenlediği “Muğla Deprem Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Çalıştayda, Türkiye’nin metrekareye düşen deprem tehlikesi açısından dünyada 17. sırada, ancak depremlerde meydana gelen can kaybı açısından dünyada 3. sırada olduğu vurgulandı.

facebook-paylas
Tarih: 15-05-2020 13:04

ÇALIŞTAY'DAN KORKUTAN AÇIKLAMA

 KORKUTAN AÇIKLAMA "MUĞLA'DA HER AN 7-8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR"

 

 ANTERHABER - Muğla’da Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi yıkıcı depremler üretebilecek fayların bulunduğu ve bu fayların 7 , 8 şiddetinde depremler üretebileceği  belirtildi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 7 Mart 2020 tarihinde düzenlediği “Muğla Deprem Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

 

 

MUĞLA’DA YIKICI DEPREMLER ÜRETEBİLECEK FAYLAR MEVCUTTUR

 

Bildirge’de Muğla’da Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi yıkıcı depremler üretebilecek faylar mevcut olduğu belirtilerek acil eylem planları hazırlanması gerektiği belirtildi. Deprem risklerini azaltma çalışmalarının başarılı olmasının ön koşulu bu fayların deprem tehlikelerinin nicel verilerle tanımlanmasıdır. Afet yönetimi kapsamında deprem sonrası stratejiler dışında deprem öncesinde risk azalt stratejileri geliştirilmelidir. Bu çerçevede uygulanacak kentsel dönüşümler kentin tüm bileşenlerini deprem güvenli hale getirmelidir. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde sorumlulukları paylaşmalı ve depreme dirençli toplum oluşturmaya önem vermelidir” denildi.

 

 

CAN KAYBI AÇISINDAN DÜNYA DA 3. YÜZ

 

Sonuç bidirgesin de ayrıca “ Türkiye’nin metrekareye düşen deprem tehlikesi açısından dünyada 17. sırada, ancak depremlerde meydana gelen can kaybı açısından dünyada 3. sırada olduğu vurgulandı. Muğla’da da deprem tehlikesinin bulunduğu ve tehlikeyi oluşturan başlıca beş ana fay sisteminin olduğu ifade edildi. Bu fayların 7-8 büyüklüğüne ulaşan depremler üretebileceği belirtildi. Bu çerçevede,  Muğla merkez ve köylerinde gerekli önlemlerin alınması ve yapıların sağlam olması halinde Muğla’nın depremlerden en az hasarla çıkabileceği ifade edildi” denildi.

 

DEPREM GÜVENLİ KENTLERİ OLUŞTURAMADIK

 

Sonuç bildirgesinde “ AFAD’ın “Türkiye'de Afet Yönetimi ve Doğa Kaynaklı Afet İstatistikleri" raporuna göre 1900-2017 yıllarında ülkemizde en az 6.0 büyüklüğünde 210 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde 86 bin 802 kişi yaşamını yitirmiş ve 597 bin 865 konut ağır hasar görmüştür. Türkiye, son on yılda meydana gelen (5.5 ve üzeri büyüklükteki) deprem sayısı açısından karşılaştırıldığında dünya genelinde 6. sıradadır ülkelerin yüzölçümü dikkate alındığında ise 17. sıradadır. Bu konuma karşın, depremlerde verilen can kaybı açısından 3. sıradadır. Bu durum, Türkiye’nin deprem güvenli kentler oluşturamadığını ortaya koymaktadır” denildi.

 

 

MUĞLA’DAKİ FAY HATLARI AÇIKLANDI

 

Sonuç bildirgesinde Muğla ili ve çevresinde ki fay hatları açıklandı.

“Muğla’yı etkileyebilecek deprem kaynakları iki grupta özetlenebilir 1- Muğla ili içinde yer alan deprem kaynakları, 2- Muğla’nın komşu illerinde yer alan deprem kaynakları. Muğla ili içinde yer alan ve yıkıcı deprem üretebilen beş ana fay zonu bulunmaktadır. Bunlar, Fethiye-Burdur fay zonu, Gökova fayı, Muğla-Yatağan fayı, Milas fayı ve Fethiye’de deniz açıklarında bulunun Helenik dalma-batma zonudur. Bu faylar MTA’nın tanımlarına göre aktiftir ve son 10 bin yılda yıkıcı deprem üreten faylar olarak kayıtlara geçmiştir. AFAD ve Kandilli Rasathanesi, Muğla bölgesinde 20’ye yakın deprem ölçüm istasyonu kurarak bu fayları izlemektedir. Mekanizmaları ve üretebilecekleri deprem büyüklükleri açısından ele alındığında bölgedeki fayların en çok Mw: 7 büyüklüğünde depremler üretebileceği ön görülmekle birlikte geçmişte, Helenik yay üzerinde büyüklüğü Mw: 7.3 ‘e kadar ulaşan depremlerin meydana geldiği bilinmektedir. Aktif fayların doğru tanımlanabilmesi için, fayların kaç yıl arayla yıkıcı deprem ürettiği, en son ne zaman kırıldığı, bu depremlerde ne kadar kaymanın meydana geldiği gibi ilave bilgilerin elde edilmesi gerekmektedir. Faylar için atfedilecek deprem tehlikesi ancak bu tür nicel verilere dayandırıldığında mühendislikte kullanılabilir hale gelmektedir” denildi.

 

DEPREME KARŞI ÖNLEMDE GERİ KALDIK

 

Çalıştayın sonuç bildirgesinde  ayrıca “ Türkiye’de en büyük riski yüksek nüfuslu kentler yaşamaktadır. Özellikle 1950’li yıllardan sonra kentler betonarme teknolojisinin aldatıcı kolaylığıyla hızla büyürken, coğrafyamızın endemik tehlikesi olan depremle karşı karşıya kalmaya ve sınanmaya başlamıştır. Bu süreçte, Uluslararası Afet Politikası yepyeni bir çığır açarken Türkiye bu politikalara ayak uyduramamış, doğru siyasal ve teknik stratejileri geliştirememiştir. Örneğin, ülkemizdeki deprem sigortası sisteminin afet sonrası kefen parası veya yara sarmayı sağlayan bir kaynak olarak kullanması ve dünya genelinde olduğu gibi deprem risklerini azaltmak için yatırım yapılan bir kaynak olarak kullanmaması siyasal bir stratejidir. Benzer şekilde yasal ve kurumsal yapılaşmamız afet politikaları açısından kusurludur. Deprem risklerini azaltma çalışmaları kentin tüm unsurlarını kapsayacak nitelikte ve çok disiplinli olarak yürütülmelidir. Ayrıca kentler, Depremle Başedilebilirlik Kapasitesi yüksek, yani deprem sonrası olağan koşullara geri dönebilme hızı yüksek şekilde tasarlanmalıdır” denildi.

Deprem Çalıştayına Doç. Dr. Deniz Ülgen, Dr. Murat Esen Aksoy,Prof. Dr. Naci Görür, Mimar-Yazar Cengiz Bektaş, Yüksek Mimar-Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, Dr. Ebru Harmandar, Prof. Dr. Murat Balamir konuşmacı olarak katılmıştı.

 

 

 




Editör: Yaşar Anter



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
YUKARI