Kardeşi Tolga Savacı ile birlikte 1978’li yıllara model ve manken olarak damgasını vuran ardından kurduğu prodüksiyon ve iletişim ajansı ile Türkiye’nin ünlü markalarını tanıtan ünlü model ve iş insanı 61 yaşındaki 62 yaşındaki Sibel Savacı 5 yıl önce aniden Bodrum’a yerleşti.

Kardeşi Tolga Savacı kısa bir süre önce ABD’nin Newyork kentine yerleşmeye karar verirken kendisi diğer kardeşi Zeynep Savacı ile Bodrum’a yerleşti. Sibel Savacı yaklaşık 15 yıldır herhangi bir medyaya konuşma yapmadığını belirterek kendisi ile bilinmeyenleri ve yaşadığı ilginç olayları SÖZCÜ’ye anlattı.

HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANDA AMA TRT’DE SİYAH BEYAZ REKLAMLARI GÖRÜNCE REKLAMCI VE MODEL OLMAYA KARAR VERDİ

Hukukça baba Tuğan Savacı ve bankacı anne Sacide Savacı’nın kızı olan Sibel Savacı yaşlardan itibaren babasının mesleğinden etkilendiğini belirterek lise son sınıfta girdiği üniversite sınavında Ege Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandığını belirterek “Hukuk fakültesini kazandım tam gitmeyi düşünürken, TRT ‘de gördüğüm bir reklamdan çok etkilendim reklamcı ve model olmak istedim. Ünlü reklamcı Ali Nur Velidedeoğlu tanıdığımızdı hemde O’na giderek reklamcı ve model olmak istediğimi söyledim. Önce reklamlarda oynadım, ardından model oldum. Tabiiki hukuk fakültesi eğitimi kaldı, ama model ve ardından halkla ilişkiler ve marka danışmanlığı yaptığım için hiç pişman olmadım” diye konuştu.

MODELLİKTE SEKTÖRÜN ALTIN ÇAĞINI YAŞADIM, KESİNLİKLE TACİZE UĞRAMADIM

1978-1989 yılları arasında tekstil ve reklam sektöründe modellik yapmanın yanı sıra, aynı sektörlerde satış ve pazarlama, konsept ve koleksiyon danışmanlığı, prodüksiyon ve organizasyon çalışmaları gerçekleştirdiğini belirten Savacı 2Tam 11 yıl podyumlarda dünyaca ünlü markaları tanıttım, reklam, katalog çekimlerine katıldım. Bu süreçte bir kadın olarak ne iş hayatımda nede modellikte herhangi bir tacize kesinlikle uğramadım. Sinema, sanat, model, manken ve reklam dünyasında bu gerçekten çok konuşuluyor, ama gerçekleri söylemek zorundayım. Eğer yaptığınız işi seviyor, dürüstseniz ve kendi sınırlarınızı çizdiğini karşınızdaki insanlara hissediyorsanız taciz olayını yaşamıyorsunuz. Ben modellikte sektörün altın çağında yer aldım Çünkü o yıllarda Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon sektörü büyük bir atılım içerisindeydi. Türk konfeksiyonları bu şekilde dünyaya tanıttık. Bir günde 4 defileye çıktığımı bilirim. İhracat sektörü ile birlikte Türk markaları da dünyaya açılmayı bildi” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE İLK KEZ STOCK FOTOĞRAFÇILIĞINI BAŞLATTI

Savacı 1989 yılında modellik kariyerini sonlandırarak, kurduğu ÜÇES Prodüksiyon ve İletişim Danışmanlığı Limited Şirketi ile  İTKİB (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatci Birlikleri) başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlara marka konsept danışmanlığı ve organizasyon hizmeti verdiğini belirterek “ Aynı zamanda, TRT İstanbul Televizyonu’nda yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim “Pazar 89” ve “Moda Penceresi” programlarını yaptım.  1990 – 1993 yılları arasında, reklam sektöründe bir ilk olan uluslararası stok fotoğrafçılık ajansı The İmage Bank’ı kurarak  telif hakkı ile fotoğraf  kiralama sisteminin sektörde benimsenerek yaygınlaşması çalışmalarının genişletilmesini ve Türkiye’de bu sistemin yerleşmesini sağladım” diye konuştu.

HAYATIMDA 5 YIL EVLİ KALDIM

Savacı işkolik olması ve mesleğine tutkunluğu nedeniyle uzun süreli evli kalamadığını belirterek “1984-1989 yılları arasında 5 yıl Cengiz Us ile evli kaldım, sonra ise evliliğimi işim ve sosyal sorumluluk projeleri ile sürdürdüm. Belki de özgürlüğüme çok düşkünüm” dedi.

TÜRKİYE’DE KADININ İŞ İNSANI OLARAK BAŞARILI OLMASI ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL BU KONUDA ONLARCA ÖRNEĞİ VAR BİZLER ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLARIYIZ

Sibel Savacı, 1992 yılından bu yana sosyal sorumluluk misyonu ile “Demokrasi Platformu”, “ÇYDD”, “Bizim Ülke Derneği”, “ÇEV” gibi sivil toplum oluşumlarında çeşitli projelerde görevler üstlendiğini belirterek “Yaklaşık 42 yıldır, model, manken, iş insanı, genel müdür olarak sektörün birçok alanında hem çalışan hem yönetici olarak bulundum. Kadınlarımızın Türkiye’de isteyipte yapamayacağı başarılı olamayacağı bir sektör yok. Bizler Atatürk’ün çocuklarıyız. Analarımızın ninelerimizin Kurtuluş Savaşı’nda Cumhuriyet’in kuruluşunda verdiği mücadeleyi bizlerde şu anda sürdürüyoruz. Bizden sonraki kız çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkmak hepimizin görevi. Bu nedenle elimden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya gayret gösteriyorum, nefesim yettiğince Atatürk ilkeleri doğrultusuna bu desteğe devam edeceğim. 1994 yılından itibaren ise, ülkemizde hukukun üstünlüğünün benimsenmesi, uzlaşma bilimi ve bireysel silahsızlanma misyonu ile kurulmuş olan “Umut Vakfı” Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmalarımı sürdürüyorum” diye konuştu.

BODRUM’DA İKİ HAFTALIK TATİL İÇİN MİLYON DOLARLAR VERENLERE GÖRE ÇOK ŞANSLIYIM

60’lı yaşlara gelmesine rağmen halen çok genç ve zinde olan Savacı 5 yıl önce kardeşi Zeynep Savacı ile birlikte Bodrum’a yerleştiğini belirterek “1970’li yıllardan beri tatil için geldiğim Bodrum benim için her zaman doğası havası, tarihi, kültürü ve insanları için ikinci bir evim gibi oldu. Dünya’nın en ünlü insanları milyon dolarlar dökerek birkaç haftalığına geldiği Bodrum’da benim yaşama şansımın olması gerçekten büyük bir şans. İşte böyle bir Bodrum’u mutlaka korumamız gerekiyor. Ayrıca Bodrum biliyorsunuz, İstanbul’un bir özeti gibi. İstanbul’daki birçok dostumuzda son yıllarda yaşam için Bodrum’u tercim ettiler.

BODRUM’UN DÜNYA MARKASI ÖZELLİĞİNİ KORUMASI İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPMAYA HAZIRIM

Savacı açıklamasının sonunda ömrünün sonuna kadar yaşayabileceği bodrum için elinden gelen ne varsa katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirterek 2Evet, Bodrum tüm doğal güzellikleri, kaynakları, iklimi, konumu ve zamanla bunlara uyumlu olarak gelişmiş özgün hizmet sektörü, konaklama ve ulaşım imkanları ile sadece yaz turizmi ile bilinen bir dünya markası. Bence bunu doğasına ve bu doğaya uyumlu, saygı ile hizmet ve ticaret yapan markalarına, insanlarına borçludur.  Benim takip ettiğim son yıllarda çok olumsuz, doğasına, kimliğine hoyratça zarar veren plansız, sezonluk uygulamalarla gelişmekte. Günümüzde bu değerleri muhafaza eden bir “koruma planı” mevcut ise katı prensiplerle uyulması ve denetlenmesi gerekmekte” dedi.

GELİŞİM KAÇINILMAZ AMA BODRUM RADİKAL KARARLAR İLE KORUNABİLİR

Savacı, Bodrum’un alınacak uzun vadeli radikal kararlar ile geleceğe yönelik korunabileceğini belirterek “Bu kente yatırım yapmış, yeni yerleşmiş ve kökleri burada olan yerel halkın da görüşleri ile çok önemli bir karar alınmalı. Sadece konuşmak, şikayet etmek bir çözüm olmuyor. Hemşehri olarak bir arada saygı ile taşın altına elini koymalı herkes, sahip çıkıp emek vermeli. Bodrum bir tatil kasabası kimliğini muhafaza ederek mi alt yapısını ve çevresini geliştirecek?  Yoksa bir büyük şehir mi olacak ? Bu bir seçim… Her iki şekilde 12 aylık bir yaşam öngörülerek yol alınmalı. O zaman markasının tanıtımında kullanılacak stratejiler de buna göre planlanır ise sağlıklı, faydalı olur. Tabii ki, dünyada bu güzellikte ve talep gören her belde gibi, konaklama ve yerleşim talepleri artmakta ve artacaktır.  Gelişim kaçınılmaz.  Bodrum ve muadili her turizm markasının bu değerlerine zarar vermeden gelişim için, Yerel yönetimlerin Bodrumun ve hatta Muğla’nın koruma planını gelecek vizyonunda, uzun vadeli projeksiyon ile yeniden gözden geçirip bilimsel olarak revize etmesi, şehir-yapı planlamasının, günümüzün turizm çeşitliliğinin ( Gastronomi , Kırsal, Doğa Sporları, Sağlık Turizmi,vb.), tarımın ve çok daha gelir getiren bu çeşitlere talebin farkında  olarak bunun şehircilik, turizm ve sosyal yaşam konusunda yetkin bilim ve iş insanlarından oluşan bir danışma kurulu ile yapmalı diye düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.