Bodrum bitme noktasına geldi. Peki kim bitirdi? Sen, ben, o.. Biz. Siz, onlar… Nasıl mı? Yaklaşık 30 yıllık hikayeyi 15 dakikada anlatayım.

Herkes birbirine parmağını göstererek ‘suçlu sensin’ diyor.? Öyle mi. Kimsede suç yok mu? Son 30 yılda bu kenti yöneten belediye başkanı ve ilçe başkanlarını kim seçti, hadi kaymakamlar atama ile geliyor, diyelim. Kim seçti canım kardeşim bu güzel insanları? Bodrum’un güzel kalpli insanları seçti. Kim yönetti bu kenti, bizim seçtiğimiz insanlar yönetti.

HİÇ KİMSE SUÇU ÜZERİNE ALMADI, SUÇLU VATANDAŞ OLARAK ORTADA KALDI

Bu süreçte kentin trafiğinden gürültüsüne, işgal edilen sokaklarından, or8malık alanlarına, susuzluğuna yönelik vatandaşın haklı tepkisine isyanına hangi yönetici “Özür dilerim, haklısınız, sorunları çözmek için geldim ama, çözemedim, koltuğu bırakıyorum” dedi de gitti. Hiç kimse. Demezler bu ülkede koltuk sahibi olan her zaman haklı, koltuksuz olan gariban vatandaş her zaman haksız. Bundan sonra da önümüzdeki 50 yıllık seçimlerde durum değişmeyecek? Niye mi? Anlatalım.

BU İLÇE GÖRGÜSÜZLÜĞE, AHLAKSIZLIĞA ARSIZLIĞA TESLİM OLDU, KİMSENİN GIKI ÇIKMADI

Bu ilçe eğitim, sanat, spor, bilim alanında çocuklarına, gençliğine yatırım yapmadı. 58 bin çocuk ve gencin yaşadı bu ilçede sanat yok, spor yok, bilim yuvaları yok, halk kütüphaneleri yok, halk sağlığı için spor alanları yok (Olanlarıda kapatıyorlar). Haa siz Bodrumspor futbolda 1. Lige çıktı diyorsanız o başka. Profesyonel futbol fabrika gibidir kazanır yatırırsınız. Halkın parasını profesyonel futbola yatırırsanız 55 bin çocuğun, geleceğini çalmış hakkını yemiş olursunuz, bu çocuklardan sadece 500’ tanesine sanat, spor, bilim ve kültür ile uğraşmasını sağlarsanız (Yüzde 80’ni plan proje olmadan iyi niyetle) geri kalan 54 bin 500 çocuk içerisinden bu ilçeyi layıkıyla yönetmeyi becerecek insan bulamazsınız. Bulursanız barlarlardan diskolardan bulursunuz. O nedenle ki gelişmiş ülkelere baktığımızda hangi ülke veya kentin yüzde 80’ni sanat, spor, bilim ve kültür ile büyüyüp gelişiyorsa o kent modernlik ve çağdaşlıkta ileri gidiyor. Bizde armut gibi Davos olsakda mı saklasak olmasakda mı saklasak, diye düşünüyoruz. Vatandaş isyan ediyor, yarımadada denize girecek yer kalmadı, sahiller cadde ve sokaklar işgal altında diye tık yok. Belediyenin park alanlarını kaçak fosseptik yapanlar var diyoruz. Tık yok. Esnafın işgal arsızlığı (Ecrimisil yalanı) ile geçiştiriliyor. Yerel yönetim olarak her mahalleye, kültür, sanat, bilim, spor alanları yaratmadığınız, yapmadığınız sürece kullandığınız teknoloji Avrupa, ABD, kafalar Afganistan olmaya devam edecek. Görgüsüzlük, açgözlülük bitirdi Bodrum’u…

SİYASİLERİN LAF CAMBAZLIĞI, ATIŞMALARI TOPLUMU DAHA ÇOK GERİYOR

Ahmet Aras, Osman Gökmen, Nevzat Kanber, Halil Karahan, İbrahim Bilgi birbirine girdi. Nasıl yani? Son iki haftada ard arda açıklamalar geldi. Alın okuyun teker teker, masanın üzerine koyun veya poster yapıp belediye meydanına asın. Gelsin çağdaş modern insanlar bu yazıları görsün okusun, vatandaş okusun. Ben ciddi ciddi öneriyorum. Yüreği yeten yazdıklarını belediye meydanına dev pankartlar halinde assın vatandaş okusun, dönsün, dönsün bir daha okusun. Dikkat edin hiç kimse ben haksızım filan demiyor. Biri şezlongları sahillerden kaldıracağım dedi, kaldıramadı, öbürü hastaneyi açacağım dedi, zamanında açamadı. Onu dedi, bunu dedi. Sıkıştıkları zaman yerelin sorunlarını merkezi hükümete yıktılar. Peki siz merkezi hükümetten bağımsızmısınız? Hiçmi iletişiminiz yok. Bu atışmalar sosyal medyada topumu geriyor, her iki tarafın, taraftarları birbirini yaylım ateşine tutuyor. Tutuyor da ne oluyor? Sorunlar çözülüyor mu? Bu nedenleki bırakın atışmayı tartışmayı, önce bu kentin geleceğini düşünün, proje üretin, ürettiğiniz e açıkladığınız projelerden 4 tanesinden ikisini yerine getirin, en azından İNANDIRICI olun, inandırıcı.

AHMET ARAS’TAN SİYASETÇİ OLURMU DİYE SORDULAR, OLMAZ DEDİM

Ahmet Aras’ın söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmayınca başladılar, bu adamdan siyasetçi olmaz, diye. Dönüp bana sordular. Olur mu, diye. Net cevap olmaz dedim. Çünkü Aras siyasetin için yoğrulmadı, siyaset hamuru eksik. Siyaset deki ayak oyunlarını bilmez, yerel yönetim başarısı tartışılır.  Bu O’nun suçu değil. Elinden gelen bu. Bodrum’un tüm sorunlarını Aras’ın üzerine yıkmak, 30 yılın geçmişinin acısını Aras’tan çıkarmakta doğru değil. Siyasi ve yerel yönetim tecrübesizliği birde üzerine kurduğu kadro bir üst lige çıkmasını engelledi. Bodrumspor’un ilk 117i ile kenti yönetseydi, kesin Şampiyonlar Ligi’ndeydi. Kendisi söyledi. Şampiyonlar Ligi’ne çıkarız diye. Parayı bulursanız niye olmasın. Aras’ın yaptığı en büyük hatalardan biri belediye başkanlığına adaylığını erken açıklamak oldu. Çünkü siyasetçi yeniden belediye başkanlığına adaylığını, Türkiye gibi günü bırakın, saat başı değişen politikalar nedeniyle birincisi 2 yıl önce açıklamaz, 2. Si partisine sormadan açıklayamaz. Ha partisine sorup açıkladıysa bunuda topluma açıklamalıydı. Halk toplantılarını geniş kapsalı olarak söz verdiği gibi her ay yapmalıydı. Her eleştiriye her doğruya veya yanlışa seçildiği günkü gibi açık açık yanıt vermeliydi. Fransız İhtilali’ni Bodrum’dan başlatıyorum, demişti Aras. Fransız ihtilali zor ama en azından yapacakları ile yeni Bodrum yönetim şekli getirebilir, buda bu kentin yeni yaşamı için yeni bir devrim, ihtilal olurdu. Oldu mu?

MAHŞERİN 5 ATLISI SİYASETTE SEVİYEYİ DÜŞÜRMEMELİ

Mahşerin 5 atlısı Bodrum’u yönetenlerin basın açıklamalarındaki, sosyal medyadan yaptıkları açıklamalarda seviyeyi düşürmeye başladılar. Bu toplumu ve seçmeni gerer, seviyenin düşmesi seçmene yansır, kavgalar dövüşler başlar. Hem kendilerine hem ilçeye zarar verir. İlçenin dostları kadar düşmanları da var, batsada kına yaksak diye bekleyenler var. Sonuç olarak siyasetsiz, yerel yönetimsiz hizmet olmuyor. Ben yaptım doğrudur kafası ile hiç olmuyor, olan Bodrum’a oluyor. Kalite düştükçe Bodrum’a saldıranların sayısıda artıyor. Önümüzde 10 içinde genel ardından yerel seçimler var. Önerim seviyeyi düşürmeyin, hizmet bekleyen vatandaşa yüklenmeyin. Suçunuzu özrünüzü kabul etmeyi bilin. Bu kentin başına ne geldiyse kalitesizlikten hataları kabul etmemekten herkesin birbirini suçlamasından geldi.

SORUN 30’DU 330 OLDU

Son olarak şunu söylüyorum, tam 32 yıldır gazetecilik yapıyorum. Başladığım günden bu yana ilçe koordinasyon kurullarında 30 sorun görüşülür. Trafik, susuzluk, gürültü, görüntü, spor, sağlık, yatırım, işgal, hanutçuluk, işporta, asayiş, rant, kıyı ve orman yağması, eğitim v.s. Yanarım yanarım ona yanarım tam 30 yılda sorunlardan 1’ini çözemediniz ya ona yanarım. 30 olan sorun 330 oldu, hala alkış yağmuruna tutan yağdanlık ve yalakalardan ortalık geçilmiyor.  Kimse siyasileri suçlamasın, dönüp kendinize bakın o insanları biz getirdik, bizi yönettiler, yönetiyorlar. Peki son soru yarın belediye başkanlığı, milletvekilliği seçimi olsa, bu ilde ve ilçede adayınız hazır mı? İşte bu yapar diyeceğiniz elinizin altında kaç aday var?

 Bol güneşli, yağlanmalı, yanmalı günler diliyorum.