Bodrum’da son yılların trendi oldu. Sanatı doğayı seviyorum diyerek kentin tarihini geleceğini doğasını kültürünü yok etmek. Yetmedi doğayı seviyorum de betona göm, orman imar yollarına bekçi kulübesi koy, bekçi koy yangını önlüyorum de. Yemezler…

HAYIR VE SANAT YAP, HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ UNUTTURUR

Bodrum‘da son yılların en önemli trendi, kaçak inşaat yap, ormanlarını yok et, betona göm, ardından çık sanatı seviyorum, doğayı seviyorum, sergi açıyorum, ormanları koruyorum, belediyeye yardım yapıyorum de. Anında bu trend tutuyor. Bilmeyenlerinde önünü açalım.

ORMAN YOLLARINI KORUYORUZ DİYE KAPATIYORLAR TIK YOK

Adam kaçak inşaat yapmış ruhsatını nereden nasıl çıkaracak bilemiyor, hayır yapmaya kalkıyor, başkasının malına göz dikmiş, imar yolunu kapatmış, ben hayır yaparsam şirin görünürüm, oraya şu kadar para vereyim buraya şu kadar para vereyim, kaçak inşaat ve Bodrum’un içine ettiklerim göz önünden kalkar. Yetmedi sanat yapayım sergi açayım, de anında tutuyor. Adam Demir’de ormanları yok etmiş, güzelim yeşilliğin içine etmiş, hava basıyor ormanları koruyorum, diye. İmar yolunu kapatmış özel güvenlik koymuş, kulübe bekçi koymuş. Sahilin içine halk plajına özel güvenlik koymuş, kaçak iskele yapmış, halkı denize girmesini bırakın yürüyerek geçmesine izin vermiyor.

MAHKEME KARARINI İPLEMİYORLAR

Hatta mahkeme kararları bile var Gündoğan’da örneğin. Otel 3 dönüm sahili işgal etmiş, restoran beach clup yapmış. Git eylem yap halk olarak, burası mahkeme kararı ile halka açılacak boşaltılması gerekir de, haykır, armut gibi yüzüne baksınlar. Sonra hava bas, bende çevreciyim, doğacıyım, yeşili koruyorum, yeşil alanlarımızı koruyalım de, çocuk parkını betona çeviriyorsunuz yapmayan mahallede çocuk parkı yok çocuk park yapacağınız yerde çocuk parkını betona çeviriyorsunuz, yapmayın, de “Git mahkemeye ver” desin adam.

TOTEMLERİ KALDIRIP ZEYTİN DİKİYORDUK Kİ NUR TOPU GİBİ YENİ TOTEMLERİMİZ OLDU

Anlattıklarım şaka değil, bu kentte defalarca bunu yazdık. Sonuç, gördüğünüz gibi parası olan zeytin yerine TOTEM dikmeye devam ediyor. Sahillerden şezlongları kaldıracağız dedik, bi sevindik bi sevindik, 2,5 yıl dolmadan sahiller şezlong, masa sandalye doldu. Bodrum tarihinde böyle işgal görmedi. Görmedi de ne oldu? Bazı mahallelerde halk plajı yapalım, vatandaş denize giremiyor diye dilekçe toplayıp belediyeye vermeye başladılar. Yetmedi çocuk oyun alanlarındaki oyun aletlerini kaldırıp otele plaj yaptırıp masa sandalyelerini koyduracaklardı, Allah’tan halk uyanık çıktı, tepki gösterdi de kaldırdıkları çocuk oyun aletlerini üç gün sonra yerine koydular. Gümüşlük’te denizi doldurdular, doyamadılar, kumsalın içine masa sandalye atmaya, kazıklamaya… Kumbahçe’de Torba’da halk tepkili ama baktılarki sahillerde Uganda meclis üyeleri halk plajını beach clup yapıp halka kapatıyor, ehh artık kimi kime şikayet edeceksin moduna girdi vatandaş. Ortakent, Bitez aynı. Bitezli esnaf hızlı çıktı. Bitez sahilini bitirdiler şimdi sahildeki yürüyüş yolunu işgal ettiler.Kısacası Bodrum'da aşırı müzik yapıp, sahilleri ne kadar işgal edersen, dağları ne kadar betonla doldurursan, futbol topu ile havan topunu ayırt edip sporun ne olduğunu anlamazsan, (Ha bu arada ilçe spor konseyi iki yıl önce toplanmış Bodrum'un Stratejik Spor Planı'nı yapacaktı, ne oldu bilmiyorum, gazeteciden çok spor adamıyım, ama hala bilgim yok)))))) İlk 5 yıl içinde planı yaparsak sonraki 15 yıl içinde uygulamaya koyarız sanırım) pandemiden çıkan Bodrum gençliğine, yaşlısına sağlık sporu yaptıracak çareleri bulmaz, sağlık ve yetenek sporu ile ilgili projeleri üretmezsen, elideki en güzel alanları spor alanı yerine betona dönüştürmek için imzalar atarsan, gençlik için eğitim, spor, bilim, sanat, kültür alanlarını arttırmazsan geleceğimiz dediğimiz çocukları sokağa mahkum edersen, zeytin yerine totem dikmeye devam edersin. Sonrada koruyoruz, korumadık ay tam koruyorduk, yine koruyamadık diye diye günler geçer gider.

BENDE DOĞACIYIM, ÇEVRECİYİM YERSEN..

Traji komiklik içinde Bodrum elden gidiyor. İnsanın içini yalancılık, iki yüzlülük, halka hizmet etmek için seçilenlerin halk yerine üç beş kuruş kazanmak için her türlü arsızlığı bu kente her türlü kötülüğü reva görenleri alkışlayanlar içimizi acıtıyor. Durmak yok alkışa devam. Bizde doğayı, çevreyi, yeşili seviyoruz, hatta aşığız. Birde üzerine sergi açar, sanat yapar, birde hayır yaparız. Tam olur. Yemede yanında yat, hatta uyu uyuki her geçen yıl aaa Bodrum bu hale nasıl geldi diye düşün dur. Bodrum’un kalbi güzel, gönlü güzel,  kibar insanları.

Saygılarımla Yaşar Anter