Tabii asıl önemli olan girmek değil çıkmak. Pandemi, pahalılık, yalan, dolan, kandırılma, aşağılanma, değerlerini kaybeden insanlık, sevginin ve saygının tükenmek üzere olduğu yeni yıla girerken “SAĞLIKLI MUTLU YILLAR” diliyoruz mesajları yağıyor. Gönderme kardeşim bu ortamda kaç kişi akıl ve fiziki sağlığını bozmadan ayakta kaldı, onu söyle…

Yani daha öncede insanlık olarak 2020, 2019, 2018, 2017,2016, 2015. 2000,1900, 1500, 1325, 434, M.Ö.145, M.Ö.3000, 5000’li yıllara hep girdik, girdiler. Çoğunda böyle neşeli, çılgınca girildi, kimisi yemek masalarında tokluktan ölerek yeni yıla girerken, kimisi açlıktan ölerek girdi. 5000 yıl öncesi ile bugünün arasında değişen bir şey oldu mu?

İnsanlığın kaderi böyle gelişti ama değişmedi. Hep kandırıldı, yalanla dolanla, oyunu halktan alanlar ve seçilenler oylarını aldıkları halkın, vatandaşın üzerine basa basa yükseldiler. Verdikleri sözün hiçbirini yerine getirmediler. Kimse bahane uydurmasın her yönetimde bu böyle oldu. İster komunizm, ister demokrasi, otokrasi, kraliyet, padişahlık, özgürlük hepsi palavra çıktı. Yönetenlerin keyfi yerinde yönetilenlerin ise süründüğü sözünün dinlenmediği dönemler eskidende vardı şimdide var. Vatandaş olarak kamuoyunu ilgilendiren konularda bırak uyararak dilekçe yazarak söyleyerek ilgili makamlara ulaşmayı seni dinleyen var mı? Oranı buranı yırtsan seni takan var mı?

Şimdi soruyorlar 2021 nasıl olacak diye? Şaşkınlıkla izliyorum. Sosyal medyaya bakarsan CENNETE GELMİŞİZ haberimiz yok. Güzel yemekler, çiçekler, böcekler, şirin şirin, insanlar, ortalık yıkılıyor neşeden, sevinçten, lüksten, şatafattan, yalakalıktan, şakşakçılıktan, bir dilekler bir dilekler. Öbür taraftan lodosta deniz kenarına inip ağaç dalı toplayıp evine yakacak için götüren veya pazaryerinin orada soğukta yatan evsiz vatandaş, VIP araçtan inmeyen yöneticiler, Pazar tezgahları kaldırıldıktan sonra artan çöplerden evine yiyecek götürenler. Hele belediyelerin tweetlerini izleyin Norveç, Kanada, Finlandiya olmuşuz haberimiz yok.

Yüzyüze sordular yetmedi, bu kez telefonla soruyorlar, 2021 nasıl olacak, diye? Ne diyeceksiniz vatandaşa, kötü olacak denmez tabi, iki kez kötü olabilir demeye kalktık vatandaş telefonu suratımıza kapattı. Güzel şeyler duymak istiyor, eee alıştı güzel şeylere tabii. Kötü ve gerçeği söyledinmi kıymeti yok. İşte bu sosyal medyanın etkisi hep güzeli görüyor ya, güzel şöyleri söyleyelim, istiyorum. Kötüsüne veya yaşadığı gerçeği gerçek olarak duymaya bile tahammülü yok. Hayallerle yaşamaya alıştırılmış.

Telefonu atlattık, vatandaş vatsuptan soruyor, 2021 nasıl olacak? diye. Gazetecisiniz kıvırma şansınız yok ille de bir şey söylemeniz lazım, bilmiyorum deseniz, ooo ne biçim gazetecisiniz, diye saydırmaya başlıyor. Katlanıyoruz tabi dilimiz döndüğünce 2021 nasıl olacak anlatmaya çalışıyoruz? İlk cümlemiz 2020’ye nasıl girdin nasıl çıktıysan, işte aynısı olacak 2020’de yaşadıklarının daha fazlasını yaşayacaksın, en azından biz öyle düşünüyoruz, diyoruz… Pat vat sup hattı iptal))))))

Sosyal medya kuvvetli, Bodrum’ a bakıyorsunuz, yıkılıyor, neşeden, hizmetten, mutluluktan, herkes Bodrum’a geliyor ya. Nüfus 300 binden 900 bine çıktıya.. Ya nasıl bir uydurmadır 900 bin rakamı, ben saydım saydım 400 bini geçemedim. Sokağa çıkıyorsunuz, yollar boş, dükkanlar, oteller kapalı, kepenkler inmiş, heryer çukur, çamur, suratlar asık. Esnaf 900 bin kişiyi bulsa bayram yapacak, Paris mi burası? Kumbahçe sahilinin işgalci restoran masaları kaldırılmış. SOSYAL MEDYANIN RÜYASI İLE SOKAKTAKİ GERÇEKLER AYNI DEĞİL YANİ…

2021 yılına geldik, yarımadanın yollarının lüzde 90’nı yapılamadı, istersen şehir içinde offroad düzenle,  çamur, çukur içinde, ilçenin yüzde 50’ sinde alt yapı yok, şehir şebekesi su hattı patlak, serseri mayın gibi, ne zaman nerede patlayacağı belli değil. Kanalizasyon temeli atılıyor bir sevinç bir sevinç, sanırsınız NASA ile ortak uzay hattı kuruyorlar. Kaçak inşaat için  zabıtayı çağıran vatandaşın 15 gündür zabıtanın gelmesini beklediği, ardından çağırdığı zabıtanın çoktan gelip gittiğini anlamasının üzerinden günler geçtikten sonra fark ettiğini anlaması haftalar alacak. Yollar kamyon, damperli kamyon, iş makinası, TIR'dan geçilmiyor, bırakın sokaklar bunların yarış pistine döndü, kazalar var tedbir alınması için henüz ölen yok...

2021 NASIL OLACAK DİYE SORANLARA ŞUNU SÖYLÜYORUM.

Geçen yıl kim NE DEMİŞ BİR YIL SONRA DİYEN NE YAPMIŞ ona bakın öyle değerlendirin. Ben 2021’i yaşadığımız ilçede nasıl olacağını söyleyeyim. Sahiller halka daha çok kapatılacak. Belediyenin imar ve kamuoyuna ait yolları oteller tarafından kapatılacak, halkın bırakın sahile inmesi denize uzaktan dahi bakması hayal olacak. Bodrum yarımadasının tüm yolları çamur, toprak, çukur içinde olacak. Sahildeki kafeteryalar şehir merkezindeki, mahallelerdeki çarşı içindeki işletmeler daha çok yolları kaldırımları işgal edecek, Bodrum’daki betonlaşma oranı yüzde 50 artacak. Kimse kimseyi dinlemeyecek,  özellikle vatandaşın sözü dinlenmeyecek. Osman Gürün söyledi, trafik kabus olacak, Pedasa’nın göbeğinden çevre yolu açılacak, makyajlar, artistlikler bir işe yaramayacak ama iş işten geçmiş olacak. Şakşakçıların , yağdanlıkların sayısı bu yıl olduğu gibi gittikçe azalacak. Yalakaların sayısında ciddi artış gözlenecek.  Havadurumu gibi birşey yani, kim gazı alıyorsa alkışlıyor.. Uçan balon gibi...

 Parası olan istediğini yapacak, yetmedi yaptıracak. Paranın hükmü geçecek, parasız avaz avaz bağıracak, sesi kısılacak duyan olmayacak. Sesin duyuran vatandaş ise gazeteci gibi ciddiye alınmayacak. Bizede gazeteci olarak , bir iki yazarlar susarlar diyorlar. Denizler daha çok kirlenecek, orman içleri çöplük olacak, inşaat için daha çok ağaç kesilecek, bu ağaçlar kesilirken kıyılar yağmalanırken kimse bir şey yapmayacak, aval aval bakacak, bu kentin derdinin sadece Ortakent’e yapılacak cami veya hastane inşaatı olmadığı bilincine varılmadıkça yöneticiler bir şey yapıyormuş gibi yapacak, vatandaş bunu yutarmış gibi yapacak. Mis Gibi Bir Bodrum , grubu sadece Bodrum'un değil tüm Ege ve Akdeniz'in koylarını temizlesin kampanyası başlatıacak 55 bin imza toplanacak. Belediye kafelerin sayısı sosyal tesisler kazandırıyoruz denilerek arttırılacak, çocuk oyun alanları ve yeşil alanlara fabrikalar kurulacak. (İş istihdamı yarattık) deniecek.

Bir kentin gelişmesinde çocuklar için bilim, tiyatro, sanat, spor, aktüel etkinlikler ve tesisler arttırılmadıkça, yaşlılar için huzur dolu bir ortam sağlık, oturacakları bahçe, yeşil alanlar, pandemi döneminin en önemlisi hareketsiz toplumu harekete geçirecek sağlıklı spor alanları yaratılmadıkça, kent içerisinde kitap okuma,  sanat etkinlileri (İki resim sergisi açmayı sanat etkinliği olarak kabul etmiyorum) onlarca insanın sanatçılarla birlikte resim, heykel, el işi yapabileceği ücretsiz atölyeler açmadıkça, kısacası toplumun çocuğuna, gencine, geleceğine ve yaşlısına sahip çıkılmayıp kaderine terk edilen kentlerde 2021 değil 2081’e gelseniz ne yazar? 2022’yi konuşmayalım isterseniz, çünkü daha da kötüsü olacak?

Yaşam satranç gibi, zekanızı kullanmayıp birde oyunu bilmiyorsanız sizi masaya oturtup oynayanın hep kazandığını görüyorsunuz. Eğitim, kültür ve bilinçlenme şart.

Yaşar Anter