Bugun...


Mehmet Çilsal

facebook-paylas
KIZILHİSARLI MUSTAFA PAŞA’NIN BİLİNMEYEN HAYATI ÜZERİNDEN BODRUM TARİHİ-13
Tarih: 12-03-2021 22:32:00 Güncelleme: 12-03-2021 22:32:00


Araştırmacı, yazar ve hukukçu Mehmet Çilsal yazdı. “Kızılhisarlı Mustafa Bey, fırkatesinin kürekçi ve levendlerini nasıl ve nereden temin etmiş mürettebatın iaşe, barınma gibi ihtiyaçlarını nasıl halletmişti ?”

1723, Kızılhisarlı Mustafa Reis’in Bodrum’da altıncı senesiydi...

 

Mustafa Reis, aradan geçen altı yıllık zaman diliminde Bodrum-Sıravolos-Karaova Yarımadası’nı Güllük’ten Gökova Körfezine kadar tamamen avucuna almıştı. Sadece kıyı ve deniz alanlarının güvenliğini sağlamakla kalmamış karada da bir yığın iş yapmıştı. Emrine amade üçyüze yakın nüfustan sorumluydu ve bu haliyle bölgedeki en büyük seyyar askeri güçtü. Dolayısıyla zaim, naip gibi başına buyruk örfi idarecilerin ve sekban taifesi kapıkullarının  devre çıkıp  zorla “selamlık”, “çubuk”, “ambar”, “huddam”, “paşa geçti”   akçesi gibi tuhaf salgunlar toplayarak “kaftan bahası”, “çizme bahası”, “nal bahası” gibi uyduruk “tekalifi şakka” vergileri alarak reayayı soyup soğana çevirmesi yetmezmiş gibi üstüne bir de başıbozuk, eşkiya, celali, suhtelerin peydahlayıp onun bunun hanesine zorla girmesi, tecavüz etmesi vakıaları artık yaşanmamaktaydı(1*).

 

 

Kızılhisarlı’yı sanki “Allah” göndermişti. Donanma dilindeki “ruz-ı hızır olma” adeta “imdada yetişme”ye dönüşmüştü. Bu yüzden belki de ahali ona “hızır” gözüyle bakıyordu.(2*)       

 

 

  1. yüzyıl başlarında fırkate sınıfından bir miri reisin yıllık salyane tutarı 4 yük(400.000) ile 16 yük(1.600.000) akçe arasındaydı. Bu meblağ gemi türü ve personal sayısına göre değişmekteydi. Savaşçı levendlerin(azap eri-tüfekçi) ulufeleri(recec) üç ayda bir ödenmekteydi. Mustafa Reis’e tahsis edilen fırkatenin imalat değeri ise yaklaşık 1 milyon akçeydi(3*). Akçe, 1680’lerde tedavülden kaldırılmış, yerine kuruş tedavüle sokulmuş olmasına rağmen reelde alışveriş ve ödemelerde kullanılmayıp sadece kayıtlarda kullanılmaktaydı.  Bu rakam, Avrupa’da imal edilmiş benzeri bir sefinenin(gemi)  6000 Venedik dukalık(filori) maliyetiyle  hemen hemen aynıydı(4*). Öte yandan ilginçtir, bir miri fırkatenin yıllık gideri ile üretim maliyeti birbirine eşitti. Bazı miri  reislerin yıllık masrafı salyanelerini aşmaktaydı. Öyle ki ünlü Memi Reis gibi masrafı aşırı olan kaptanlar payitahttaki ingiliz tüccarlardan ya da devletten borç dahi almaktaydı. Rodos’ta da sancakbeyliği yapmış olan Memi Reis, devletten aldığı 290.000 akçe ile gemisini inşa etmiş sefer zamanında geminin ihtiyaçlarını borçlanarak karşılamak zorunda kalmış Eğriboz'da  vefat ettiğinde malına mülküne el konulmasın diye mirasçıları devlete başvurup geride bıraktığı borcun affını istemişti(2*age). Kızılhisarlı Mustafa Reis’in salyanesi ile yıllık gideri birbirine denk miydi bilmiyoruz ama yaptıklarından yola çıkarak salyanesinin iki katı kadar harcama yaptığını ileri sürülebiliriz. 

 

 

FIRKATE AZAPLARI ve KÜREKÇİLER

 

Osmanlı Donanması’nın kıyı ve deniz güvenliğine tayin edilen kadırga, fırkate, kırlangıç gibi ince gemilerinde lazım olan azaplar(levend) genellikle yerel ahaliden temin edilmekteydi. Kızılhisarlı Mustafa Reis, Bodrum havalisine ilk geldiği sıralarda fırkatesinde bulunan levendler de kürekçiler de çok büyük ihtimalle Eğriboz Sancağı’ndan sağlanmıştı. Ancak Reis, yıllar geçtikçe muhtemelen isteğe bağlı olarak bu savaşçı erleri ve kürekçileri(payzen değilse) göndermiş ve yerlerine Sıravolos-Karaova’dan yenilerini toplamıştı.Ancak, kürekçiler konusu levendler kadar basit halledilemiyordu. Kürekçi bulmak da kürekçi olmak da sıkıntılı bir işti. Çok sık firar vakıaları yaşanmaktaydı. Bodrum ve Beçin Kalesi’ne ait kayıtlarda herhangi bir mahkum/esir bulunmadığına göre demek ki kürekçi olarak payzen(esir ya da kürek mahkumu)  değil ahaliden yevmiyeli kimselerin istihdam edilmişti. İmparatorluk genelinde lazım oldukça bazı yerleşim birimlerinde yedi haneden biri küreğe yazılıyor ve bu bahtsız kişiye 5 kuruş ödeme yapılıyordu.Kürekçilik meşakkatli,lanet bir iş olduğundan kimse gönüllü yazılmıyordu. Böyle olunca da sorumlu yedi haneye1200 akçe kürekçi bedeli ödettiriliyordu(2*age).

 

 

 

İlk yıllarda kürekçilerin temininde sıkıntı çekilmiş olması nedeniyle Mustafa Reis, büyük bir ihtimalle İstanköy ve Rodos’tan yardım istemişti. Aradan geçen ay ve yıllarda ise fırkatenin ihtiyacı olan kürekçiler, resmi korsanlık faaliyetleri sonucunda yakalanmış deniz haydutları ya da düşman gemilerinden ele geçirilmiş esirler vasıtasıyla  giderilmişti.

 

 

KALE’NİN DURUMU ve HARABE HALİKARNAS’IN İLK BİNALARI

 

1671’de Karaova tarafından harami korkusu yüzünden kafile halinde gece yola koyulan ve düşe kalka Bodrum Kalesi’ne varan Evliya Çelebi’nin notlarına göre Kale’nin dışındaki harabe alanda bina, ev, han, cami, hamam, çarşı pazar bulunmamakta ama bağ-bahçeler cihanı tutmaktaydı. Askeriye sınıfından 80 kişilik Kale ahalisi kuru üzüm, incir ve sulu şıra satarak kazanç elde ediyordu. Kale’nin Kuzey Lonca Kapısı'nın hemen dışındaki Lonca Mescidi dibinde abıhayat bir çeşme vardı. Çeşme’nin suyu bağ bahçelerin içindeki Kaptan Memi Paşa su kemerlerinden gelmekteydi. Kim ise artık, Allah’ın sevgili bir kulu tarafından yapılmış bu çeşme büyük bir hayrattı.(5*)  

 

Evliya Çelebi’nin gelip geçişinden yaklaşık 23 sene sonra...

 

 

Bodrum Kalesi, 1694 senesinde küffar kuşatmasına maruz kalıp fena hırpalanmıştı. Cezayir Bahri Sefid Beylerbeyiliği’ne ait 17 parça kalyon, Rodos açıklarında Venedik Donanması ile kapışmış, durum kötüleşince Bodrum Kalesi limanına sığınmış 7 gece 7 gündüz durmaksızın cereyan eden harp sonrasında  2 gemisi batan Venedikliler, Kale’yi bombardımana tutup, ağır zaiyat verip kuşatmayı kaldırmış ve geldikleri gibi gitmişlerdi.  Sonrasında Bodrum Kalesi muhafız sayısı 80’den 40’a düşmüştü.

 

 

Evliya Çelebi’nin gelip geçişinden yaklaşık 50 sene sonra...

 

1723 senesi itibarıyla geniş bir coğrafyada görev yapan Mustafa Reis fırkatesi, mürettebat, levendler ve kürekçileriyle birlikte yaklaşık 300 kişilik nüfusa sahipti. Ancak ebatları nedeniyle bu kadar nüfusun günlerce gemide barındırılması mümkün olamıyordu. Bir fırkatenin birden çok kamara, kasara, koğuş, güverte, ambar, mutfak ve benzeri bölümlere sahip Kalyonlar gibi hiç kıyılamadan günlerce, aylarca seyir yapma kabiliyeti yoktu. İnce donanma gemileri kıyılarda menzil, liman gibi ikmal-iaşe ağı, üsler olmaksızın hareket edemeyen gemilerdi.

 

 

Bu yüzden Mustafa Bey, aradan geçen altı yıl boyunca sadece kıyı ve deniz güvenliği işleriyle değil hayati derecede önemli olan askeri maksatlı bina-yapı inşaat faaliyetleriyle de meşgül olmuştu. Taş ustaları, marangozlar, kalfalar vb yanısıra inşaat işçileri ile inşai araç gereç, ekipmanları vb getirmek maksadıyla da zaman zaman Eğriboz’a gidip gelmek zorunda kalmıştı. Eğriboz-Kızılhisar eşrafından kadim denizci bir aile mensubu olduğundan kendi mülkü bir ya da iki çekdiri türü sefineyi de beraberinde getirmişti. Nitekim 1723’e girildiğinde emrindeki personelin seyir dışı zamanlarda doğal hayat sürdürebileceği, rahat edebileceği karargah, koğuş, mutfak, yemekhane, hamam, depo gibi askeri konsepte uygun binaların çoğunu bitirmişti.  İlk bitirilen binalardan biri de Kale’nin Kuzey kurbunda ihya edilen Lonca Mescidi ve abıhayat çeşmeden  camiye dönüştürülen yapıydı.(6*)

 

Günümüze kadar gelen Cami’nin kitabesi şöyledir:(7*)

 

 

"Hüda bir kulun tergib edince böyle hayrata

Mücahidi sebilillah ol gazi Mustafa Bey kim

Müyesser oldu itmamı duhul eden desun amin

Anın meyli düşer daim nice türlü ibadata

İdub ıhya beytullaha talib oldu marazata

Duadır çün anın tarih dahil ola cennata

Sene 1136(1723)"  

 

devam edecek...

 

mehmet çilsal-tarih araştırmacısı

bodrum

 

KAYNAKLAR

 

1*-”Devre Çıkmak”-İSLAM ANSİKLOPEDİSİ-Prof. Dr. Feridun Emecen

2*-OSMANLI DONANMASINDA KADIRGALAR-Dr. Mehmet Taş

3*-ULUSLARARASI  HER YÖNÜYLE BODRUM SEMPOZYUMU

Kızılhisarlı Mustafa Paşa ve Ailesi Üzerine Bilgiler (BOA) İE.TCT 17-1888 24 Zi'lkade 1126)-Dr.Ömer Bıyık  

4*-KADIRGA'DAN KALYON' A “XVII. Yüzyılın İkinci Yansında Osmanlı Gemi Tekıiolojisi'nin Değişimi” - Prof. Dr. İdris Bostan

5*-EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ-Seyit Ali Kahraman

6*-"Hurufat Defterlerine Göre Serulus/Seravlus Kazası Vakıfları ve Vakıf Eserleri"  

Dr. Hasan DEMİRTAŞ

7*- Bodrum Yarımadası'ndaki Türk Eserleri-Cengiz Gürbıyık

 



Bu yazı 8559 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI