Bugun...


Mehmet Çilsal

facebook-paylas
KIZILHİSARLI MUSTAFA PAŞA’NIN BİLİNMEYEN HAYATI ÜZERİNDEN BODRUM TARİHİ-18
Tarih: 22-07-2021 22:12:00 Güncelleme: 22-07-2021 22:12:00


 

Bodrum Gemi Tezgahı’nda Osmanlı Donanması için üretilen ilk gemi olan Karavele-i Bodrum”, hangi özelliklere sahipti ?”

Bodrum-Sıravolos-Karaova’nın fırkate reisi, mir’i korsanı Kızılhisarlı Mustafa Bey, bölgenin kıyı ve deniz güvenliğini sağlama görevini sürdürürken bir yandan Harabe Halikarnas’ta iskan faaliyetine girişip cami, kışla, çarşı, konut yapıları inşa etmiş, diğer yandan bir gemi yapım tezgahı kurmuş 1732 senesinde bu tezgahta  donanma için üretilen ilk gemi ise yelkenli bir karavele olmuştu. Adı da “Karavele-i Bodrum” du.(*1)

 

 

  1. yüzyılın ilk çeyreğinde bir gemi tezgahının karavele inşa edebilmesi öyle kolay bir iş değildi. Bu zorluğun birinci sebebi kalyon imalat bilgi ve tecrübesine sahip mimar, kalfa, kaptan vb.  sayısının ülke genelinde az olması, ikinci sebebi maliyetlerin çok yüksek olması, üçüncü sebebi ise imalat aşamasının plan ve koordinasyon güçlüğü idi.  Tüm bu zorluklara ve tecrübe edilmiş kadırgaya geri dönüş sürecine rağmen kürekten yelkenliye ikinci kez geçme girişimine bir nevi hayat memat meselesi gözüyle bakılıyordu. Nitekim esir kürekçilerin yerini özgür yelkenciler, savaşçıların yerini toplar alınca bu cüsseli devasa kalyonlar için badbani, kalafatçı, topçu, marangoz, imam, cerrah, dümenci gibi uzmanların önemi daha da artmıştı. Öte yandan kalyonların  aynı anda hareket edip ateş gücünü kullanması şarttı.

 

 

Bu da çok sayıda hünerli personelin istihdamı ve karmaşık bir işbölümünü gerektiriyordu.  İkmal ve iaşe, iskandil etme, personel sevk-idaresi,  top kullanımı gibi işler bunlardan bazılarıydı(*2).  1732 gibi çok erken bir tarihte, 8-10 yıllık geçmişi olan Bodrum Gemi İnşa Tezgahı”ında bir karavele inşa edilmiş olması gerçeği söylemek gerekirse parmak ısırtacak bir gelişmeydi. İşte bu durum, tamamen Kızılhisarlı Mustafa Bey’in kim olduğuyla alakalı bir durumdu. Mustafa Bey’in, henüz elde resmi bir belge buılunmamasına rağmen kardeşleri ve oğulları başta, kahyası ve uhdesindeki denizcilerle birlikte Eğriboz havalisinde  zaten gemi imalatı  yapan bir mir’i kaptan olduğunu ileri sürmek abartılı olmayacaktır. Hatta ilerde bir gün arşiv belgelerine dayanarak ailenin denizci geçmişinin yedi göbek öteden geldiğinin ispatı da şaşırtıcı olmayabilecektir.

 

 

Harabe Halikarnas’ta denizciliğe dair yaşanan gelişmeler, payitahtın lükse, zevk sefaya düştüğü 1718-1730’lara tekabül etmekteydi. Bu dönem, aynı zamanda Avrupa ile diplomatik ilişkilerin geliştirildiği, batıya elçiler gönderildiği, bilhassa donanmada ıslahatların yapıldığı yıllardı. Ülke dışından mimar, öğretmen vb getirilmesi, mühendishane, hendesehane gibi  okullar açılması, matbaanın resmen kullanıma sokulması bu dönemde gerçekleştirilmişti.     

 

Daha evvel belirtildiği gibi Osmanlı Donanması’ndaki geri dönüşsüz teknolojik değişim, yüzyılın daha ilk senesinde başlatılmıştı. Gövdesine fazla miktarda top monte edilemeyen kadırgaların sığ ve sakin sularda kalyonlara üstünlüğü yetmiyordu artık.  Kalyonların yüksek bordaya, çok fazla topa, üstün ateş gücüne sahip olması nedeniyle 18.yüzyılda onlarla baş etmek artık imkansız hale gelmişti. Donanma’nın bel kemiği olmaktan çıkan kadırgalar, düşman gemileri hakkında bilgi toplamak, sahiller ve adalarda devriye gezmek gibi fonksiyonlar üstlenmeye başlamıştı(*1 age).  İmparatorluk tersane ve tezgahlarında yelkenli kalyondan başka bir gemi inşa etmek zaten 1701’den beri yasaktı. “Bodrum Osmanlı Taşra Gemi İnşa Tezgahı”ında imal edilen ilk geminin bir karavele olmasının asıl nedeni de işte bu yasaktan kaynaklanıyordu.

 

 

Bodrum’da üretilmiş Karavele hakkında aşağıda aktarılan bilgiler aslında neyin nasıl başarıldığını biraz daha gözler önüne sermektedir. Osmanlı dünyasında yelkenli kalyon sınıfından bir gemi olarak nitelendirilen Karavele’nin    tanımı şöyledir: Sadece yelkenlerle hareket eden, ağırlıkları 100 ton ile 500 ton arasında değişen, uzunlukları 25 metreden 45 metreye kadar çıkabilen, yaklaşık 1000 mürettebattan oluşan (500 levent, 500 gemici) kalyon tipidir. Hem kısa mesafe hem uzun mesafe gidebilme özelliklerine sahiptir. Savaş gemisi olmanın yanı sıra yük gemisi olarak da kullanılmıştır. Bir, iki ya da üç direkli ve latin yelkenli gemilerdir. Menşei Batı Afrika olarak düşünülür ancak kelime kökeni İspanya’ya aittir (Güleryüz, 2004)”.(*3)

 

 

Karavele, orijin olarak Portekizlilerle özdeşleşmiş, okyanus ötesi keşiflerde fiilen kullanılmış, kendine has özgün bir dizayna sahip gemi türü olarak tanımlansa da orijin meselesinde tarihçiler hemfikir değildir.

 

 

Birinci görüşe göre “Caravel” adı Osmanlı’ya “Karavel” olarak geçmişti. Portekizlilerin tasarladığı bu gemi tipinin ana hatları(özellikleri)  hareket kabiliyetine uygun şekilde hızlı-seri tekneler olarak tarif edilmişti: Keşifler çağında 15. yüzyılın ilk yarısında kullanılan tipik bir Caravelortalama 20 ile 30 metre boyunda, latin yelkenli, iki veya üç direkli, genellikle üç güverteli, 6 ile 8 metre genişliğindeydi. Onun Latin yelkene sahip olması, ona rüzgâr üstü seyir yapabilme yeteneğini kazandırırken dümenin gemi kıç tarafında konumlandığı yer, dümen dinleme noktasında gemiye büyük avantaj sağlıyordu. Buna ilaveten kıçüstünde genellikle iki katlı bir kalevari yapı bulunurdu. Mürettebat olarak bu tonajdaki gemilerin ortalama 24 ile 40 kişi arasında bir personeli vardı. Bu sayının 100’e kadar çıktığı olsa da geminin icra edeceği görev kapsamında bu sayı değişebilmekteydi. Hem latin hem de dörtgen yelken kombinasyonunun kullanıldığı karavel, redonda ile birlikte artan gemi boyutları bahriye toplarının montesiyle nihai halini aldı. Bu son donanımla birlikte “caravel” tip gemi armada olarak ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte temel inşa karakteristikleri göz önünde bulundurulduğu zaman Caravel tipi geminin kıç tarafında bulunan yüksek yapının CARRACK dizaynda görülen kalevari yapıyla kısmen benzerlikler gösterdiği inşa karakteristikleri ve seyir kapasitesi bakımından Akdeniz incisi “KADIRGA”ya benzer bir hüviyette olduğu görülmektedir. Latin yelkenin kullanılması ve dümenin gemi içerisindeki konumu yine kadırgaya benzemekteydi.”(*4)

 

 

Diğer görüşe göre “Karavele”, Mısır orijinli bir gemiydi.  İstanbul, Müslüman gemi sahipleri için kereste, demir, baharat, kahve, tahıl, köle vb ticaretinin döndüğü devasa bir pazardı.     1708'de Babıali, Mısırlı tüccarlarla bir anlaşma yaptı. İmparatorluk Hazinesi, ihtiyaç duyulan zamanlarda normal hizmetlere uygun olarak tasarlanacak olması koşuluyla, yeni gemiler(kalyon) için bina sağlama teklifinde bulundu. Hibrit bir ticaret-savaş gemisi Babıali için düşük maliyetli bir "yedek filo" demekti. Kısa bir süre sonra 1714’de  “ilk karavele” inşa edildi.  Top sayısı esas alındığında 4 ayrı güverteye yerleştirilmiş 48 toplu Karavele-Kalyon büyük 36 toplu Karavele-Kalyon ise küçük olarak sınıflandırılmıştı.(*5)

 

 

Görüldüğü gibi “Bodrum Osmanlı Gemi İnşa Tezgahı”, 1720-30’larda kalyon üretme kapasite, beceri ve kadrosuna sahip bir tezgahtı. Hernekadar “29 Aralık 1726 tarihli Kadı Es Seyyid Mehmet Şakir Tasdikli Vakıf Defteri”, Kızılhisarlı Mustafa Reis’in vakfiyesinde "kalafat malzemeleri""mahzen""kazgan" ve “menzil”den bahsetse de aslında bir kalyon imalatı için elbette ki olmazsa olmaz başka imalat birimleri de vardı...

 

Devam edecek...

mehmet çilsal-tarih araştırmacısı

 

KAYNAKLAR:

 

1-OSMANLI ARŞİVİNDE BODRUM(II)-Erdoğan Kayalar

 

2-18.YÜZYILDA OSMANLI DONANMASINDA KULLANILAN YELKEN BEZİ TÜRLERİ VE MİKTARLARI-Mehmet Taş

 

  1. OSMANLI DEVLETİ’NDE GEMİ TİPLERİ VE GEMİ KAZALARI İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER-Mustafa ÇIRPAN

 

  1. GEÇ DÖNEM ORTAÇAĞ’DA (1300-1500) AKDENİZ GEMİCİLİK GELENEĞİ-Dr.MUHAMMET TALHA ÖZBEY

 

  1. 1701-1786 Osmanlı Savaş Gemileri-Dr.Emir Yener

 



Bu yazı 9121 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI