Tweet |
UĞUR MUMCU BODRUM' DA TÜRKÜLERLE KARANFİLLERLE ANILDI.
ANTERHABER - Gazeteci yazar Uğur Mumcu ölümünün 27. Yılında Bodrum Belediye Meydanı’nda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi, Muğla Barosu Bodrum Temsilciliği ve CHP İlçe Örgütü tarafından düzenlenen anma töreni ile anıldı. Dernek başkanı Meral Saraçbaşı, Muğla Barosu Bodrum temsilcisi Cavidan Karaöz Özyiğit ve Bodrum belediyesi meclis üyeleri ile yaklaşık 200 kişi etkinliğe katıldı.
Ellerinde karanfillerle belediye meydanına gelen kadınlar Mumcu anısına karanfiller dağıttı, bazı kadınların ve ÇYDD derneği bünyesinde eğitim gören gençlerin ellerinde Mumcu’nun fotoğraflarının bulunduğu dövizlerle meydana geldiği görüldü.
ÇYDD Bodrum Şubesi Başkanı Meral Saraçbaşı “Uğur Mumcu’ haftasında bu sorumluluğu yüreğinde vicdanında taşıyanlarla bugün burada buluştuk. Uğur Mumcu , Muammer Aksoy gibi aydınlarımızı anmak onların düşüncelerini gelecek nesillere aktarmamız bizlerin birer görevidir. Dünde yaşamını yitiren Bodrumlu gazeteci Hikmet Karataş’a , Mumcu’ya ve Aksoy’a uğurlar olsun” diyorum” dedi.
ÖNÜMÜZDEKİ GÖREV KAYBETTİKLERİMİZİ GERİ ALMAKTIR
Baro Temsilcisi Özyiğit ise ÇYDD ile ortak yaptığı basın açıklamasında “27 yıl önce 24 ocakta Türkiye,Kalpaksız Kuvayı Milliyecisini yitirmiş,o gün patlayan bomba,Türkiyeyi karanlıkta bırakmıştır.Önümüzdeki görev, kaybettiklerimizi geri almaktır. Gerçek değer,gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk yaratandır.
24 Ocak günü,Uğur Mumcu’yu anmak değil, anlamaktır.Uğur Mumcu bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların aksine, Basın tarihimizde, haberleri, yazıları, dosyaları ve kitaplarıyla büyük bir iz bırakan,sağlığında olduğu gibi, ölümünden sonra da bir çok ödül almış, cesur bir gazeteciydi.
24 Ocak 1993’te, Ankara’nın o karlı ve soğuk gününde henüz çocuk olup patlamanın sesiyle sarsılanlar bugün orta yaşlarına merdiven dayadı. Suikastin işlendiği o gün, Mumcu’nun isminin verildiği Karlı Sokak’ta, delillerin ortadan kaldırılması, 27 yıllık süreçte yaşanacakların habercisi gibiydi.
Uğur Mumcu gibi,Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu da yerleri doldurulamayacak laik Türkiye Cumhuriyetinin simgeleşmiş muhafızlarıydı. Hepsi de bugün bulundukları ortama uyum sağlamak için fırıldak olanların aksine,kalemleri ile fikirleri ile güçlüden yana değil, haklıdan yanaydı. Korkak ve kaypak değillerdi.
Uğur Mumcu 8 aralık 1976 tarihinde KADRO başlıklı yazısında şöyle diyordu: “Devleti ele geçirmek her zaman tankla tüfekle olmaz.Devlet Bürokrasisi içinde,önemli köprü başlarının tutulması,karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma devletin ele geçirilmesidir.”
Tıpkı o günlerde Mumcunun yazdığı gibi, bugün devlet kavramının nasıl alt üst edildiğini görmekteyiz.Bugün biz devletiz istediğimizi yaparız diye diretenler, devlet bürokrasisi içinde ,bizleri vatandaşını devlet olarak görmemekte,devlet kavramını kendi iktidarları ile bağdaştırmaktadır.
Bugün tıpkı o günlerde söylenenler gibi,tüm kavramlarımız alt üst edildi. Bu karmaşa içinde dahi,Aile kavramının,arkadaşlık kavramının ,Demokrasi ve adalet kavramının unutturulmaya çalışıldığı ve unutmanın kolay olduğu ülkemizde, unutturulmaya çalışılan değerlerimizi unutmamak,gelecek nesillere ışık tutmak, Uğur Mumcu’yu ve diğer demokrasi şehitlerimizi unutmamak ve unutturmamak için her sene olduğu gibi bu sene ve önümüzdeki senelerde de bu meydanda olmaya,yitirdiğimiz tüm değerlerimizi anmaya ve onların bizlere gösterdikleri aydınlık yolda mücadelemize devam edeceğiz.
Gericiliğe, etnik bölücülüğe, sömürüye ve her türlü yozlaşmaya ve yolsuzluğa karşı direnmek Mustafa Kemal‘in manevi mirasçıları olarak hepimizin görevidir.
Bugün, ülkemizde oynanan oyunların, bundan 27 yıl önce de aynı olduğunu,değişen hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha görüyoruz. Dün düşünenler, konuşanlar susturuluyordu,bugün de muhalif olanlar, düşünenler ve konuşanlar gözaltına alıp tutuklanıyor, yıllarca yargılamalar sürüyor,
Bugün,göz gore göre binlerce kadın, haksız yere öldürülüyor, tecavüzcüsü ile evlendirilerek suçtan kurtarılma hedefinde yasal düzenlemler yapılıyor, katilleri, ödüllendirilircesine kısa bir sure sonra aramıza dönüyor, fikir ve düşünce suçundan içeri alınan aydınlar uzun tutukluk yaşarken, cinayet,yüz kızartıcı suçlardan ceza almış olanlar, hiç bir güvenlik oluşturulmadan,denetimsiz olarak yeniden suç işlemesi istenirmişcesine aramıza geri gönderiliyor.
Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur. Bugün ona olan yarın benim başıma gelmez diye rehavete girenlerin, yarın aynı olayın kendi başlarına da gelebileceğini düşünmesi, bir kişiye yapılan haksızlığın bütün topluma karşı işlenen bir suç olduğunu görmesi gerekir.Tıpkı Uğur Mumcunun söylediği gibi, İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustuklarından da sorumludur.
GeIecek nesiIIeri değiI, geIecek seçimIeri düşünen poIitikacıIarımız bu tabIonun ressamIarıdırIar.
Hiç birimiz ağlama duvarı oluşturmaya çalışmıyoruz. Bizler,katledilerek yitirdiğimiz aydınlarımızı andığımız bu günde, hangi görüşten olursa olsun tüm vicdan ve sorumluluk sahibi bireylerin üzerine düşen görevini, Atatürk devrimi ve ilkeleri doğrultusunda yerine getirmesi gerektiğini ve demokrasi mücadelesini bunu yitirdğimiz değerlerimize borçlu olduğumuzu hatırlatmaya çalışıyoruz.
Bizler Uğur Mumcu’nun dediği gibi koşullar ne olursa olsun Atatürk ilkelerini, Cumhuriyet devrimini, tam bağımsızlık inancımızı laik cumhuriyetimizin kalelerinde birer bayrak gibi yükseltmeye devam edeceğiz. Uğur Mumcu ve bu uğurda can veren aydınlarımızın barışa, demokrasiye ve hukuk devletine olan inançlarını, fikirlerini zinde tuttuğumuz sürece Barış ve Demokrasi kazanacaktır.
Cesur olmak elbette korkusuz olmak değil,yitireceklerini bilmene rağmen, yanlış olana itiraz edebilmektir.Çünkü korkaklar yaşamaz sadece hayatta kalır.
Bir kez daha zamansız yitirdiğimiz tüm değerlerimizi, özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz.” dedi.
Konuşmaların ardından Bodrum belediyesinin CHP’li meclis üyesi Ahmet Değirmenci sazıyla Uğurlar Olsun türküsünü söyledi. Anma törenine katılanlar ellerindeki karanfilleri Uğur Mumcu’nun fotoğrafı önüne bıraktı.