Bugun...



“Size Hiç Söylenmemiş Ama Bilmeniz Gereken Her Şey”

George Orwell’ın 1948 yılında kaleme aldığı 1984 adlı romanındaki sarsıcı kurgu, yeni dünyada hayata geçmek üzere. Üstelik bu yolda hayli önemli adımlar atıldı bile...

facebook-paylas
Tarih: 24-05-2020 22:50

“Size Hiç Söylenmemiş Ama Bilmeniz Gereken Her Şey”

“Size Hiç Söylenmemiş Ama Bilmeniz Gereken Her Şey”

 

Aylarca uluslararası çok satanlar listesinde kalmayı başaran İnsanoğlu Ayağa Kalk kitabının yazarı David Icke’ın kaleme aldığı “Size Hiç Söylenmemiş Ama Bilmeniz Gereken Her Şey” adlı bu yapıt, yepyeni bir bilginin değil, çağın ötesinde bir algının kapılarını aralıyor.

Bilgiyi altüst ederek, hakikatin üzerindeki kalın sanrı perdesini kaldırıyor.

Çevirisini Esin Akan’ın yaptığı kitapta, dünyanın nasıl bir yakın geleceğe hazırlandığı küresel sistemin nasıl değişeceği anlatılıyor. “George Orwell’ın 1984 adlı romanındaki sarsıcı kurgu, yeni dünyada hayata geçmek üzere” diyen yazar David Icke, mikroçip takılmış insan nüfusunun, tek bir güç tarafından sürekli bir gestapoyla kontrol edilip yönetilmesi ideasının artık bir film senaryosu olmaktan çıkıp örtülü bir gerçek olduğunu aktarıyor.

Kitapta

• Dünya nasıl bir yakın geleceğe hazırlanıyor?
• “Tek Dünya Devleti” projesi hayata geçmeye hazır mı?
• Küresel sistem nasıl değişecek?
• Milyarlarca insan tek bir devletin çatısı altında nasıl yönetilecek?
• İnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor?
• Bir grup insan, daha şimdiden küresel finansı, devletleri ve medyayı nasıl kontrol ediyor?

Sorularının cevabını bulabileceksiniz.

 

 

İşte “Zihin Kontrolü ve Şekil Değiştiren ‘Kraliyet’ Üyeleri” başlıklı bölümde anlatılanlar:

“Yine karşımıza lanet ‘Örümcek Ağı’nın faaliyetleri çıkıyor. Trajedi inanılmaz derecede ağır bir boyutta, yetişkin bir mağdurun zihni o kadar silinmiş ki, kendisine yeniden ‘tuvalet’ eğitimi verilmek zorunda kalınmış! CIA Direktörü Stnasfield Turner, 1977’de MKUltra’nın, biyolojik ve kimyasal materyalin insan davranışını ne kadar değiştirdiğini anlamak için oluşturulmuş olduğunu söylemiş! Oysa bu, olanların sadece küçük bir bölümü. ‘MK/Mind Control/Zihin Kontrolü’ anlamına geliyor, ama bu adı, bu operasyonları asıl yürütmüş olan Nazilerin Almanca vermiş oldukları isme dayanarak vermişler. Bu oluşum, toplama kamplarında çocuklar üzerinde genetik ve zihin kontrolü programları uygulamış ve çalışmalarını izlemek üzere ikizleri ‘kontrol grupları’ olarak kullanmış olan ‘Ölüm Meleği’ lakaplı Dr. Josef Mengele’ye dayanıyor.

 

Arizona Wilder, Mengele’nin de kendisini kontrol altında tutan zihin kontrolcülerden birisi olduğunu anlattı. Mengele de, insanlık suçlarını sürdürme ve teknolojik gelişme sağlamak üzere Amerikan istihbaratı ve Vatikan şebekesinin operasyonu olan ‘Paperclip/Ataç Projesi’ kapsamında 1600 tane Alman zihin kontrolcü, genetikçi, bilim adamı, mühendis ve teknisyen ile birlikte gizlice Amerika’ya getirilmişti. Bunların çoğu Nazi Partisi üyesiydi. Mengele ve savaşın sonunda ölmemiş olan Adolf Hitler, Güney Amerika’da Arjantin’e yerleştirildiler. ‘Gizli El’ mensupları hiçbir sınır tanımadıkları için Rockefeller ailesi, bir Alamn Üniversitesi’nde Hitler’in ‘arı ırk’ uzmanı Ernst Rudin’in öjenik programını uygulaması için büyük çapta finans sağlamıştı. Öjenik programının arkasındaki en büyük güç Rocefeller ailesiydi. (And The Truth Shall Set You Free/Ve Gerçek Sizi Özgür Kılacak adlı kitabıma bkz.)

Almanya’dan kaçmalarına yardım edilen ‘Paperclip Projesi’nin personeli, daha sonra NASA’yı kurdu. Bir Nazi Partisi üyesi olan roket bilimci Werner von Braun da onların arasındaydı. Savaş sırasında İngiltere’ye vurmak üzere kullanılan V-2 füzeleri onun beyninin ürünüydü. Paperclip Projesi ile Amerika’ya kaçırıldıktan sonra ise, Apollo Ay programı için Satürn V güçlendirici roketlerini tasarladı.

“Gizli El, Örümcek Ağı yoluyla, her tarafı kontrolü altında tutarak her iki Dünya Savaşı’nı yarattı ve dünya toplumunun pozisyonlarını değiştirdi. (Yine And The Truth Shall Set You Free/Ve Gerçek Sizi Özgür Kılacak adlı kitabıma bkz.)

Arizona Wilder, Güney Amerika’da Hitler ile birlikte olmadığı zamanlarda Amerika’dayken MKUltra sırasında Dr. Green adı altında çalışan Mengele ile ilgili deneyimlerini anlattı. (Children of the Matrix/Matris’in Çocukları adlı kitabıma bkz.)

Mengele’nin MKUltra lokasyonlarından birisi, daha önceki bölümlerde sözü etmiş olduğum Kaliforniya’daki China Lake Donanma Silahları Merkezi’ydi. Donanma İstihbaratı’nda çalışmış olan itirafçı William Tompkins, 2015’te Sürüngen’lerin, Almanya’da Nazilerle birlikte çalışmış olduklarını söylemiştir. 1990’larda ‘içeriden’ ifşaatçı kişilerin, China Lake’te Adolf Hitler’i ve Josef Mengele’yi görmüş olduklarını söylemeleri şimdi bana çok daha mantıklı geliyor. Diğerleri de aynı yeraltı üssünde Sürüngen’lerle yaşamış oldukları deneyimleri anlatmışlardı. Ayrıca, uzun zamandan beri bir de savaşın son aylarında Nazilerin kaçmış olduğu Antarktika’daki yeraltı üssünde de Sürüngen’lerin olduğuna dair iddialar çoğalmış durumda.

 

MKUltra, travmaya dayalı zihin kontrolü denen kavram üzerine kurulmuş. En ideal olarak çocuklarda beyin yolları henüz gelime halindeyken, yani 6 yaşından önce başlıyor, ama daha sonra da başlanabiliyormuş. Bu çocuklar üzerinde anlatılması bile güç korkunç deneyler yapıyorlar, o kadar anlatılması güç ki, bu onların kendilerini ayrıştırmalarına veya deneyimledikleri şeyi zihinlerinden uzaklaştırıp tamamen bloke etmelerine sebep oluyor. Küçük çocuklara, diğer çocukların veya severek büyüttükleri hayvanların boğazının kesilmesini izlettirildiğini düşünün, hele bir de sıranın kendilerine geleceğini biliyorlarsa herhalde travmanın boyutu ölçülemez… Kurbanın etinden veya fetüsün yedirildiği veya örümcek ve yılanlardan korkarken saatlerce karanlıkta onlarla bırakılmış olduklarına dair deneyimleri dünyanın çeşitli yerlerinde dinledim.

 

Kafa keserken çocuklara izlettirme ve Batılılar tarafından kurulmuş olan IŞİD terör gruplarının kafa kesme işlemleri çocukları duygusuzlaştırma ve realite duygularını manipüle etme amaçlı. IŞİD, askeri Satanizm ve ordunun bir dalı durumunda. Savaşlar, bu hastalıklı ruhlar için tam birer kitlesel Satanik ritüeller. Beynin suskunluğu, travmatize olmuş zihnin arkasına gizlenmiş korkunç anılardan kaynaklanıyor ve zihin kontrolü endüstrisinde buna ‘değiştirilmiş zihin hali’ deniyor. Etkisi bilişsel kimlik bozukluğu veya çok kişiliklilik olarak görülüyor. Bu aynı, ciddi bir yol kazasında hafızanın kaybedilmesi gibi bir şey. Daha sonra bu sessiz halde kalan zihin, zihin manipülatörleri tarafından farklı amaçlar için programlanıyor seks kölesi, suikastçı, terörist, hatta Örümce Ağı ajanları arasında bilgi taşıyan bilgisayar benzeri kurye olarak bile kullanılıyorlar. ‘Ön değişiklik’ dedikleri kişiler dünya ile etkileşimde oluyorlar, dolayısıyla herkes onları gerçekten kendileri gibi sanıyor, zaten kendileri de öyle zannediyorlar, oysa bilinçaltındaki ‘arka değişiklik’ belirli şifrelerle açılarak ‘ön değişiklik’in yerini alıyor. Zihin kontrolü jargonunda bu şifrelere ‘tetikleyici’ diyorlar. Bu bir kelime, cümle, ses veya şifrelemek için kullandıkları herhangi bir şey olabiliyor ve tetiklendiği zaman programlanmış olan davranış gerçekleşiyor. ‘Arka değişiklik’te iken son derece ünlü kişilerin cinsel tacizine ve şiddetli istismarına uğramış olan çocuklar ve genç kadınlar ‘ön değişiklik’e geçtikleri zaman hiçbir şey hatırlamıyorlar.”

 




Editör: Yaşar Anter




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR SANAT Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI