SAHİLLERE SAHİP ÇIKILMASINA ENGEL OLAN TURİZMCİYE TEPKİ BÜYÜYOR

Bodrum’un Turgutreis mahallesinde  Pazar günü düzenlenen Sahiller Halkındır Halkın Kalacak eylemi ve basın açıklamasını engellemeye çalışan La Blanche otelin yöneticisi ve güvenlik görevlilerinin sert müdahalesine Bodrumluların tepkisi sert oldu.  Vatandaşlar ve eylemde çevrecilerin basın açıklaması sırasında sık sık bağıran ve adını açıklamak istemeyen otel yöneticisi ve otelin kamunun malı olan sahili beton ve tel örgülerle çevirip işgaline sert tepki gösterdi.

İşte o tepkiler:

KENDİLERİNE TURİZMCİ DİYEN YURTTAŞLIK EVRİMİ GEÇİRMEMİŞ KİŞİLER

Mehmet Çilsal: Yarımada kıyılarının nerdeyse tamami  La Blanche gibi...Böyle giderse,  1-2 seneye yurttaşa kıyılarda yürümeye, yüzmeye, güneşlenmeye, gezinti yapmaya yer kalmayacak. Sorunun kaynağı sadece hükümet değil, aynı zamanda eski yerel yönetimler. Tabiat varliklarimiza iktisadi çark çevirme, bütçe kapatma vs enstrümanı olarak, yani  basit meta gözüyle baktilar hep.  Aslında  vatan parçası olan kıyı ve deniz alanlarımız, kamusal alanlarımız , "yatırımcı, işletmeci, turizmci " vb denen yurttaşlık evrimi geçirmemis, görgüsüz, cahil, merhametsiz bazı kimseler tarafından  özel mülke çevriliyor. Yaşanan süreç , bu. Telafi imkansız bir gidişat yani...Anayasa ve kanunlar belli. yönetmelik, tebliğ, genelge gibi idari makamların yazdığı hukuksal değeri tartışılır metinler yüzünden oluyor ne oluyorsa . Rekreaktif alanı, özel alan olarak yazan kafa, kıyıdan denize doğru turizm yatırımları , tesisleri diye  cümleler diziyor.Devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlar tanımı ile, hazineye ait taşınmazlar aynı içeriğe sahip değil ama aynıymış gibi yazıyorlar. Kıyılar tapuya tabiymis gibi yani...Anayasaya aleni aykırı yönetmelik ve tebliğler var bir yigin..İşletmeci devlete para ödeyip kira, irtifak, kullanma izin belgesi alinca herşeyi hukuka uygun sanıyor...TBMM deki hukukçu vekillerin gece gündüz uyumaması, bu hususlari AYM ye tasimasi lazım .Ama bakıyorsun , Kiyilarla ilgili AYM en son 2014 de konu bazinda bir karar vermiş. Vekiller de cahil, tembel, yüreksiz..  Biz yurttaşa düşüyor herşey. Kıyıları savunmak , vatan savunmasıdır...

BODRUM HEPİMİZİN VE BU UĞURDA MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Güney Şirin: Halkın yaşam alanlarına sahip çıkmasına alışık olmayanlar karşılarındaki  1 avuç örgütlü Bodrum sevdalısı karşısında şaşkına uğrayarak, Başta gazetecilere ve eylemcilere karşı provagatörce davranışlardan geri durmamıştır. Otel yöneticisi dahil  bilinmelidirler ki bizler tüm halkın özgürce denize girme hakkını savunuyoruz. Buradan tüm Bodrumlulara da Çağrı yapıyoruz Bodrum hepimizin ve bu uğurda mücadele etmezsek bir süre sonra denize girebileceğimiz hiçbir yer kalmayacak. Her ay düzenli olarak yapacağımız etkinliklerimize katılmanız çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için cok değerlidir.

Sevinç Gürkan  : Kesinlikle geri adım atılmamalı.. Sahillere sınır getirilemez. Her şey çok güzel olacak

Selahattin Tümer : Eyleme katılan tüm çevre dostu ve gönüllülerini kutluyor, kendilerini sonuna kadar destekliyorum. Zaten işin doğrusu ve dünyanın pekçok uygar ülkesindeki uygulama da böyledir. Bildiğim kadarıyla Milli Emlak buralardan kira değil, ecrimisil bedelini (hukuksuz kullanımın ceza bedeli) alıyor. Tabii ki ecrimisil bedelini herkes işine geldiği gibi yorumluyor. Bu aynen park edilmesi yasak bir yere arabanızı park edip, trafik cezasını ödedikten sonra buranın kirasını ödedim, burası benim özel park yerimdir demeye benziyor.

OTELLER SAHİLLERİ GASP EDEMEZ

Çiğdem Erko: Yaşam alanlarımıza sahip çıkmak Anayasal hak ve görevimizdir 

Temuçin Atıcı Oteller bütün sahili gasp edemez müşterisini otelin havuzunda ağırlasın denize girmek isteyen otel müşterisi havlusunu alsın halkla birlikte denizden yararlansın iskeleler sökülsün

Vedat Tuğrul Dirik : Bu izni veren sözde yetkililer kimler ? Adam iznini almış yapmış izin verilmeseydi yapmazdı . Adam ortak alan nedir paylaşmak nedir bilmiyor bunu bilmeyen birine ne kadar anlatsak anlaması imkansız. Siz değerli çevre dostu ve gönüllülerini yürekten destekliyorum. Eylem olağan birşey bu adamın tepkisi olağan dışı bir tepki. Hem suçlu hem güçlü bu durumuna bunları kimler getirdi onların çıkarı var mıydı bizim oylarımızla aldıkları yetkiyi kötüye kullanıp kendilerinin menfaatine çıkar sağlamış olabilir mi , benim aklıma bunlarla alakalı benzer çok soru işaretleri geliyor

Ayla Gürpınar: Bu tür izinler Ankara’ dan alınıyor, iktidar destekli..... bu yüzden sandıklı seçimler önemlidir, zihniyet ve uygulama değişimi şarttır ve herkes bu sorumluluk doğrultusunda hareket etmelidir, kimi seçeceğiz bilmeliyiz..

SAHİLİ İŞGAL ETMİŞ VATANDAŞA SALDIRIYOR BU NASIL PİŞKİNLİK

Mesut Çelik: Halkın sahil ve plajlardan yararlanabilmesi için bu eyleme katıldım, şok oldum turizmci halkın plajını kapatmış, beton tel örgü ile çevirmiş, halkın malını işgal etmiş, yetmemiş bütün pişkinliği ile sahile sahip çıkan halka tepki gösteriyor, ortalığı bağırıp çağırıp proveke eden bu şahısmı otel yöneticisi olacak, bunun eline düşen turist yandı, yandı..

Bülent Tuna : Eylemimizi destekliyorum. Sizleri toplumsal çalışmalarınız nedeniyle kutluyorum. Haklarımızın  sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu çağdışı zihniyete toplum olarak tepki göstermeli ve haklarımıza sahip çıkmalıyız.

Osman Sifoğlu : Arkadaşlar milli emlak buralardan kira alarak iskele yapılmasına müsaade ediyor hatta turizm tesislerinden sahile konan şezlonglardan adet başına para alıyor yani balık baştan kokuyor bunların dini imanı para

Ayhan Karahan: Basının haber yapma özgürlüğüne, gazetecilik faaliyetine saldırı olmuştur. Bu aslında kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkına bir saldırıdır. Birileri usulsüz yaptıkları işler ortaya çıkmasın istiyor. O işlerin hep karanlıkta kalmasını istiyorlar. O nedenle gerçeği resmeden kameraya, doğruyu yazan kaleme saldırıyorlar. Rantiyenin hedefinde Bodrum ve Ulusal basınının onuru, ödünsüz gazeteci Yaşar Anter olmuştur. Şaşırdık mı? Kocaman bir HAYIR. Yaşar Anter, Bodrum, gerçekler ve gazetecilik asla yalnız, asla sahipsiz değildir

Lila İsen :Ahmet Aras başkan kendi iskelesi için "Benimki ruhsatlı, izinli, belgeli" dedi. O ruhsatı da Ankara verdi, mevcut iktidar varken. Oysa hepimiz biliyoruz, Türkiye'de bir telefonla nelerin halledilebileceğini. O yüzden ben şaşmıyorum bu işletme sahibinin dediklerine de, yaptıklarına da. 
Bu, edepsizliği kınamadığım anlamına gelmez tabii.

Otel yetkilisi olduğunu iddia eden şahıs ise 

“Sağ olsunlar ben de onlarla beraberim ama yanlış yerdeler. Bu plaj halkın plajıdır. Sabah erkenden kimsenin olmadığı saatte buraya geliyorlar, ‘Buraya kimseyi koymuyorlar’ diyorlar. Şimdi insanlar güvenle denize giriyorlar. Biz buraya sahip çıktık, yetkili mercilerle güvenlik alanı oluşturduk. Biz bunlarla birlikte hareket ediyoruz. Burası halka kapalı olsaydı, bu 100 kişi denize girmezdi. Bizim bütün belgelerimiz, her şeyimiz var. Turgutreis su bulamazken eğer bir suyu yer altı sularından alsaydık, siz su bulamazdınız. Biz denizden su üretiyoruz ve çevre belgesi almış bir tesisiz. Yaptıkları açıklama tamamen yanlış bilgilerle doludur. Tamamen asılsızdır. Ekonomik anlamda en çok ihtiyacımız olan bir dönemde yatırımcılar buralara yatırımlar yapıyor. Birkaç kişinin teknesi buraya bağlanamıyor diye yasal olmayan bir şekilde, bunları haksız yere kamuoyu oluşturmak için geliyorlar. Bu arkadaşlar yanlış yoldalar, turizme balta vuruyorlar. Bütün turizm örgütleri bir olacağız, biz de haklarımızı alacağız. Bununla ilgili gelsinler, bizim kapımız açık ama millete yanlış bilgi vermesinler” demişti.

ÖNEMLİ NOT: Haber yayın saatine kadar otelde ismini açıklayacak bir yetkili bulamadık. La Blanche Otel Yönetimi tarafından isimleri verilmek şartı ile bir açıklama yapılırsa onuda aynen yayınlayacağımızı duyururuz.