Dr. Eryazğan alamadıkları ek ödeme ile ilgili şöyle konuştu. “Pandeminin başından bu yana sağlık sisteminin tüm çalışanları son derece yoğun bir tempoda çalışarak Covid19 ile mücadele ediyor. Bu süreçte hastane ve yoğun bakımlar sıra dışı bir dinamiğe sahip olduğu, poliklinik hizmetlerinin aksamaması gerektiği için Sağlık Bakanlığı uzun bir süre ara ara hastanelerdeki poliklinik hizmetlerini kapatmak zorunda kaldı. Ancak bu sorumluluk yani poliklinik hizmetlerinin büyük bir çoğunluğu aile hekimlerine aktarıldı. Salgın döneminde hiçbir bebek aşısı %98’in altına düşürülmeyerek koruyucu sağlık hizmetleri aksatılmadan devam ettirildi. Covid hastaları sadece hastaneye gitmediler aynı zamanda Aile Sağlığı Merkezleri’ne de başvuruda bulundular. Bu noktada ASM’ler her mahallede oldukları için Covid19’lular ve temaslılar ASM’lerden büyük sağlık hizmeti desteği adılar.”

Dr. Hacı Yusuf Eryazğan aşılamanın başlaması ile Türkiye genelindeki 27 bin aile hekiminin Covid19 aşısının %80’ini üzerlerine aldıklarını ve ek ödemeyi sonuna kadar hak ettiklerini söyledi. “15-16 Mayıs’ta 40-50 bin aşı yapılırken 17 Mayıs itibari ile 430 bin aşı yapıldı. Bu da aile hekimlerinin aşılamada ne kadar etkin olduklarını ortaya koyuyor. Buna rağmen aile hekimleri üvey evlat gibi görülüyor. Hastanelere 12-13 ay boyunca ek ödeme verildi ve kamu hastanelerine, il sağlık müdürlerine bu şekilde bir şart konulmadı. Aile Hekimlerine bu 12 ay boyunca 3 ay ek ödeme yapıldı. Bu da belli şartlara bağlandı. AHEF olarak bu üvey evlat muamelesini asla kabul etmiyoruz ve adalet arıyoruz. Çünkü yaklaşık 1,5 senedir biz sağlık sisteminin temelini oluşturuyoruz ve poliklinik hizmetlerini devam ettiriyoruz. Covid19 aşılamasında ön plandayız, temaslı hastalarla sürekli temas halinde, risk altında çalışıyoruz. Bu ayrımcılığın ortadan kalkmasını bekliyoruz. Bakanlığın üvey evlatları olarak adalet arıyoruz.”