Muğla Sol Parti İl Başkanı Zekeriya Kargı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.

***Resmi rakamlarla 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz bu deprem felaketi sonrasında arama kurtarma faaliyetlerini organize edemeyen bu köhnemiş hükümet üç günden fazla bir süre enkaz altındaki insanlarımızı kaderine terk etmiş ve bu beceriksizliği “kader planının bir parçası” olarak savunma yoluna gitmiştir.

***Daha kötüsü, üzerinden bir aydan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen bu kötülük iktidarı depremden sağ kurtulan binlerce vatandaşımıza çadır ve konteynır tedarikinde de sınıfta kalmıştır.

“Makus talihini” yenmek için bir araya gelen halkımızın toplamış olduğu ayni ve nakdi yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırma konusunda inisiyatif almak bir tarafa görevi bu tür felaketlerde karşılıksız bir şekilde vatandaşına yardım götürmek olan Kızılay, kurnaz tüccar aymazlığı ile kar etme derdine düşmüş ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak çadırları satmak yolunu tercih etmiştir.

***Şovlarla Topladığınız Milyonlar nerede?

Televizyon şovları ile toplanan milyonlara rağmen hala halkın temel ihtiyaçları karşılanmış değil. Hala ekran karşısına çıkıp insanlarımızdan yardım istiyorsunuz.

***“İstifa” mekanizmasının bile ancak Cumhurbaşkanı onayı ile gerçekleşebildiği bu kötülük iktidarında liyakatsizliklerini kutuplaştırma siyaseti arkasına gizleyerek kurtulma yoluna gitmek bürokrasi açısından “vaka-i adiyeden” sayılır hale gelmiştir.

***Yaraları sarmak yerine “betoncu hümanizm” ile depremzedelere 20 yıl vade ile ev satma planını devreye sokan AKP iktidarı, yeni şehirler inşa etme konusunda da bilim insanlarının görüşünü almadan hareket etmekten geri durmamış, “Seçim yatırımı” olarak uygun zemin, tarım arazisi vs. demeden yeni binalar yapmanın derdine düşmüş, ihale yarışına girmiştir.

***“Hangi dağ efkârlı ise oradayız…”

Bizler SOL Parti olarak ülkenin Devrimci Yurtseverleri ile omuz omuza deprem felaketinin ilk gününden itibaren bölgedeki dayanışmanın bir parçası olarak yaraları sarmak üzere oradaydık. Siz ise şikâyetini dile getiren halkı azarlamak ile meşguldünüz!

***Artık yeter! Gideceksiniz!

Geçen 20 yıldan sonra hala halkın karşısına geçip bir yıl daha istemeniz anlaşılır olmaktan uzaktır. Değil bir yıl bir saat bir dakikaya bile tahammülümüz yoktur! Artık yeter! Gideceksiniz ve halka hesap vereceksiniz!