Bugün (17 Haziran 2021) Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi imzalı yapılan  açıklamada: “ Baromuz mensubu meslektaşımız Av . Suna Öztaşdönderen’in merkezimize yaptığı başvurusunda belirttiği üzere, Marmaris’teki müvekkili yanında görev aldığı esnada, müvekkilinin husumetli olduğu şahıs ve vekili tarafından sözlü ve fiziksel şiddete uğradığı öğrenilmiştir.  Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede edinilen kazanımlardan ödün verildiğini gördüğümüz günleri yaşamaktayız. Biz hukukçular olarak kadının insan hakları kazanımlarının hep ileri yönde gelişeceğinden kesinlikle şüphe duymuyoruz. Ancak siyasi kaygılarla bu geri yönlü kararların kadınların gündelik yaşamına sonuçlarını ise kaygıyla izliyoruz. Kadınlar evde, okulda, yolda, iş yerinde ve mesleğini icra ederken her gün, hala şiddete uğramaktadır. Meslektaşımızın görevi başında, bir diğer erkek meslektaşı tarafından şiddete uğraması halinin bizlerce kabulü mümkün değildir.

Özgürlük ve eşitlik temelinde avukatlık mesleğinin icrası için uygun koşulların sağlanması, Ankara Barosu’nun başlıca hedefidir. Mağdur meslektaşımızın yaşadığı şiddete ilişkin yapılacak yargılamanın her aşamasında yanında yer alacağımızı ve mesleğin üzerinde yükseldiği değerlerin başında gelen insan haklarını savunmaya ve gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”  denildi.

KAMUOYUNDA KORKU İKLİMİ YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK!

Ankara Barosunun bu destek açıklaması sonrası bilgi veren DSV Yatçılık Ortağı Marmaris Yapı Firması ve Arzu Kayaoğulları vekili Avukat Suna Öztaşdönderen yaptığı açıklamada “ DSV Yatçılık şirketin kurucu ortağı olan ve adı ” Hülya” olarak bilinen Ulviye Alizade Kuçeruk’un ulusal basında da yer alan diğer şirket ortaklarının zorla şirkete girerek darp ettikleri iddialarına karşılık: “Marmaris Yapı  yıllardır bu ülkeye saygın bir şekilde hizmet vermiştir.DSV Yatçılık  ortağı Arzu Kayaoğulları maalesef 14 Haziran günü şirketin müşterek müdürü Hülya olarak bilinen, asıl adı Ulviye Alizade Kuçeruk’un saldırısına uğramıştır. Ağza alınmayacak hakaret ve tehditler maalesef yine Kuçeruk tarafından yapılmıştır. Hem de Jandarma ekiplerinin gözleri önünde. Bütün saldırı anları, kayıt altındadır. Savcılığa tüm delilleri ile sunduk. Şahsım da İstanbul Barosu mensubu Çağrı Göktaş tarafından darp edilmiştir. Hem kurumlar pervasızca ağza alınarak yıpratılmış hem de kamuoyunda korku iklimi yaratılarak algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Türkiye’de ki bütün terör örgütlerinin mensubu olduğumuz iddialarını bırakın, ailelerimize bile çirkin iftiralar atılmıştır. Bu sistemli bir harekattır ve maalesef vekil olarak benim bile can güvenliğim yoktur.” dedi.