Muğla’nın Marmaris ilçesi İçmeler Mahallesi Kızılcabük Mevkiinde projesi değiştirilerek konut yerine devre mülk yapımına devam edilen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “ÇED gerekli değildir” kararıyla çevrecilerin de tepkisine neden olan SİMPAŞ şirketine karşı tepkiler büyüyor. Şirketin ilk yapılan açıklamaların ardından Marmaris Kent Konseyi üyelerine karşı tavır alarak 300 bin TL’lik dava açmasının ardından konsey üyeleri bugün(Çarşamba) inşaat alanında yeni bir eylem yaptı. Kendilerine ait olmayan topraklardaki işgalin de kaldırılması istendi.

TOPLUMSAL ÇIKAR MI, BİRİLERİNİN ÇIKARI MI?

Marmaris Kent Konseyi, “Simpaş Kızılbük Projesi” ile ilgili olarak, “Marmaris Kent Konseyi Bileşenleri ve Marmaris Halkı” başlığıyla, basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Hepimizin bildiği gibi Marmaris’imizin iki değeri var. Yemyeşil ormanı ve masmavi denizi. Maalesef ormanımız yandı, her yer simsiyah. Denizimiz büyük kirlilik riski altında, kıyılarımız ise işgal edilmiş kum görünmüyor. Her şey turizm adına hoş görülüyor. İlçemizin turistik değerinin bu doğa ve deniz sayesinde olduğu bilinçli olarak görmezden gelinerek. Rant (doğanın getirisi/ emek harcamadan elde edilen kazanım) çevrenin, adaletin, halkın ve bir arada yaşamanın da önüne geçiyor. Bir virüs gibi yayılıyor, iyi ve güzel olan her şeyi yok edip yozlaştırıyor. Böyle bir anlayışa esir olmak istemiyoruz. Burada olan bizler doğamıza, insanımıza, hakkımıza ve Marmaris’imize sahip çıkıyoruz” denildi.

İNSAN HAKLARIYLA İNSANDIR, YASALAR HERKESİ BAĞLAR

İçinde 205 otel odası, bin 407 devre mülk, yat yanaşma yeri, alışveriş merkezi, kaplıca, aqua park olacağı beyan edilen inşaat için verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için Muğla 3. İdare Mahkemesinde dava açtıkları hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
“İstemimizin tamamını şirketin kendi web sayfasından, borsaya sunduğu izah nameden ve hukuk raporundan aldık. Ne bir yorum ne de bir tahmin ilave ettik. Peki, bugün burada neden toplandık? İnsan haklarıyla insandır. Yasalar herkesi bağlar. Bir yere böylesine büyük bir proje yapılıyorsa önceden halk bilgilendirilir, talepleri ve itirazları dikkate alınır. Kişilerin değil toplumun faydası gözetilir ve kanunlara uygun davranılır. Seçilen ve atananlar bu süreçlerin sağlıklı olarak yapılmasını sağlar ki hemşerileri, yaşadıkları yerde neler oluyor, ne yapılmak isteniyor, faydası, zararı ve riskler nedir bilsinler ve doğru bilgilensinler. Marmaris Kent Konseyi olarak varoluşumuzun ana nedeni olan ‘Kentin hak ve hukukunu korumak’, ‘Çevreye duyarlılık’ ve ‘Hesap sorma – hesap verme’ ilkeleri ışığında defalarca şikâyette bulunmamıza rağmen valilikten izin aldık diyerek ‘İnşaat yasağına’ uymayan ve inşaat sahası buradan yüzlerce metre aşağıda olmasına rağmen kendisine ait olmayan devlet arazisine, tabelasını asarak orada var olan kapıyı kaldırmayışını protesto etmek için toplandık.”

İNŞAATIN SINIRLARI KENDİ ALANINA TAŞINSIN

İnşaat yasağının Cuma günü sona ereceğinin de belirtildiği açıklamada, “Marmaris Kent Konseyi bileşenleri ve Marmarisliler olarak yasalara sahip çıkıyoruz ve bugüne kadar uygulatılmayan inşaat yasağının bir gün dahi olsa uygulanmasını sağlamak için ısrar ediyoruz. Ayrıca orman ve milli parklar tarafından kendisine hiçbir tahsis yapılmamasına rağmen şirket tabelası asılan bu kapının da kaldırılmasını istiyoruz. Böylelikle kaldırmayan bu kapının ardında yapılanların halk tarafından görülmesini istiyoruz. Halkımız görsün ne olduğunu. Buna hakkı var. Ormanı, milli park alanı mı zarar görmüş, ağacı mı kesilmiş, yollar mı açılmış, koylarımı işgal edilmiş. Kanunlar ülkelerin ve toplum düzeninin dayanağıdır. Böylesine çevre saldırısı altında bulunan turistik bir ilçede gücü ve arkası olana kanunlara uyması konusunda ses çıkarılmaz ise yozlaşmanın ve suiistimalin önüne geçilemez. Bütün kanunsuzluklar ‘Ona gücünüz yetmedi bana mı gücünüz yetiyor’ denilerek meşru kılınmış olur. Toplumsal çıkar ve demokratik katılım medeniyetin bir ölçüsüdür. Bugün burada bizler demokratik hakkımızı kullanarak Marmaris’e ve yasaların uygulanmasına sahip çıkıyoruz. Nasıl yangında birlikte mücadele ettiysek bugünde bu mücadeleyi birlikte yapıyoruz” denildi.