Muğla ile Denizli sınırındaki Kartal Gölü'nün doğal sit alanı, eski onaylı sınırları ile bin 197,92 hektar iken, 2016 yılında ihale edilerek bir gayrimenkul firmasına, yeterliliği olmadığı halde tüm Muğla için yaptırılan, 4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Raporla belirlenen sınırlar yaklaşık 2 bin 989 hektara genişletilmişti. Kartal Gölü'nün maden sınırlarından kaydırılarak Doğal Sit Alanı Kesin Korunacak Hassas Alan Sınırları içerisine alınarak doğal sit alanının genişletilmesi 21 Mart tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak onaylandı. Çevreciler bu kararı hem iyi hem de kötü olarak değerlendirildi.

HEM İYİ HEM DE KÖTÜ KARAR

Bu kararı inceleyen çevreciler Kartal Gölü kesin koruma doğal sit alanının onayında, bir iyi bir de kötü yanı olduğunu dile getirdi. İyi yanının eski korunan alanın genişlemiş olması. Kötü yanı ise onaylanan planın gelişim sürecindeki olumsuzlukları. Bu da planın koordinatlarına oturtulmasıyla görülür ki, rapordaki önerilen alan güneydeki maden alanlarından kurtarılacak şekilde kuzeye birebir çekilmiş. Gelinen noktada, bilimsel olarak belirtilen raporla belirlenen sınırların, keyfi şekilde güneydeki alanları kurumadan çıkarıp, madenlere terk etmek üzere kuzeye çekildiği açıklandı.

ONAYLANAN PLANIN GELİŞİM SÜRECİNDEKİ OLUMSUZLUK

Sandras'ı Koruma Platformu ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Üyesi Neşe Yüzak, sosyal medyada da grup adına yaptığı açıklamada alınan kararla ilgili görüşlerini dile getirdi. Kartal Gölü kesin koruma doğal sit alanının onayında eski korunan alanın genişlemiş olmasını doğru bulurken beğenmediği diğer yanını şöyle dile getirdi:
“2016 yılında Çevre Şehircilik Bakanlığı, Muğla 4 mevsim ekolojik temelli rapor hazırlatır. Bu rapora göre de sit alanlarının sınırlarını ve statülerini değiştirir. Bu aşamada 31 paftadan 18.pafta olarak, Kartal Gölü doğal sit alanı değerlendirilir ve genişletilir. Bu olumlu bir gelişme olmakla, beraber bugüne kadar onaylanmaz. Bu raporla Sandras bölgesinde maden sahaları ile çakışan bir koruma sınırı genişletilmiştir.”

PLAN KOORDİNATLARI OTURTULUNCA GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

Bu sınırın genişletilmesiyle birlikte verilen maden ruhsatlarına karşı çıkılarak davalar açıldığını da hatırlatan Yüzak, “Dava dilekçesinde, henüz öneri olan bu alanın bilimsel bir rapora dayandırıldığı ve korunan alan olarak önerildiği belirtilir. Bu süreç yaşanırken Cumhurbaşkanlığı onayıyla plan geldi. Koordinatlarına oturtulunca gördük ki, rapordaki önerilen alan, güneydeki maden alanlarından kurtarılacak şekilde kuzeye birebir çekilmiş. Eğer STK olarak bizler alanları koordinatlarına oturtmasaydık, bu konunun anlaşılması mümkün değildi. Gelinen noktada, bilimsel olarak belirtilen raporla belirlenen sınırlar, keyfi şekilde güneydeki alanları kurumadan çıkarıp, madenlere terk etmek üzere kuzeye çekilmiştir.  Bu uygulama bilim etiği açısından uygun değildir. İtirazımız bunadır. Durumu araştırıyoruz ve gerçekten bir hata yapılmadıysa konuyu yargıya taşıyacağız” dedi.