Bugun...



Karialıların peşinde Afrika çöllerinde, 3 bin yıllık uygarlığı ortaya çıkardı

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan araştırmacı arkeolog, tarih yazarı ve profesyonel rehber Canan Küçükeren Bodrum ve Muğla bölgesinde yaşayanların ataları olan Karialıların geçmişini araştırmak için sürdürdüğü çeyrek asırlık çalışmasını tamamladı. Karia uygarlığının 3 bin yılık bilinmeyenlerini Afrika çöllerinde buldu.

facebook-paylas
Güncelleme: 21-10-2020 22:39:54 Tarih: 19-10-2020 19:15

Karialıların peşinde Afrika çöllerinde, 3 bin yıllık uygarlığı ortaya çıkardı

ANTERHABER- ÖZEL: Karialıların izlerini bulmak için Mısır ve İran’a giden , İsrail’deki kütüphanelerde uzmanlar aracılığı ile  araştırmalar yapan Küçükeren “Bodrum, Milas ve Muğla başta olmak üzere Aydın ve Denizli illerinde 2400 yıl önce hüküm süren Karialılar hakkında yeterli bilgi yoktu. 25 yıl önce başladığım çalışmalar beni Karialıların izlerini sürerek Mısır’a oradan Sudan sınırına kadar uygarlıklarını taşıdığını gösterdi. Bodrumlu Karia’lıların günümüzde bilinmeyen izlerini Afrika çöllerinde İran ve İsrail’ de buldum, 3 bin yıllık tarihin bilinmeyenleri gün ışığına çıktı. Tarihin ilk paralı askerleri olan Kariaların bin yıllık uygarlığının hak ettiği noktaya ulaşacağına inanıyorum” dedi.

 

 

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan araştırmacı arkeolog, tarih yazarı ve profesyonel tur rehberi iki çocuk bir torun sahibi 68 yaşındaki Canan Küçükeren başkenti Bodrum olan Karia uygarlığının izlerini araştırmak için yaklaşık 25 yıldır Türkiye, Mısır ve İran’da sürdürdüğü çalışmalarını tamamladı. Küçükeren 25 yıl süren Karia Uygarlığı’nın bilinmeyenlerini ve bugüne kadar ilk kez gün ışığına çıkan belge ve fotoğrafları anterhaber.com ile paylaştı.

 

2400  YILLIK UYGARLIĞIN İZLERİNİ VE BİLİNMEYENLERİNİ GÜN IŞIĞINA ÇIKARDI

 

Tarihte Bodrum başta olmak üzere Milas, Muğla, Aydın ve Denizli bölgelerinde M.Ö. 2500 ile 2400 lü yıllar arasında yaşayan ve Bodrum’u başkent  yapan Karialılar hakkında yeterli bilgi olmadığı için bugüne kadar 4 ülke ve  yüzlerce uluslar arası müzede araştırma yapan Küçükeren çalışmalarını Karia Uygarlığı, Karia Efsaneleri, Gurbetçi Karyalılar kitaplarını Türkçe ve İngilizce olarak yayınladı.

Küçükeren “Bodrum bölgesinde yaşayan 43 önemli uygarlığın en önemlilerinden biri olan ve İran, Mısır ve İsrail’de gerek savaşçı gerekse taş ustası ve mimarları olarak çalışan Karialıların izlerini sürüp kalıntılarını belgelediğim bu proje bugüne kadar hiçbir Anadolu uygarlığının izlerinin başka bir coğrafyalarda araştırılmamış olmasından dolayı, konusunda bir ilktir” diye konuştu.

 

 

MISIR ÇÖLLERİNDE DEVE SIRTINDA

 

Yaklaşık 25 yıl önce başladığı Karia Uygarlığı Projesi’nde ne yazık ki Kültür Bakanlığı’ndan destek alamadığını belirten Küçükeren “Bu konuda başta Mısır, İran ve İsrail Kültür Bakanlıkları bana inanılmaz derecede yardımcı oldular, dünyaca ünlü arkeologların giremediği, girilmesi yasak olan onlarca müze ve ören yerine girmeyi özel izinlerle başardım. Karialıların izlerini sürmek için çöllerde develere de bindim.  Bodrum’da yaşayıp Mısır’a kadar giden oradan Nil nehrini takip ederek Sudan’a kadar ulaşan çöllerde  Karialıların izlerini ve yazıtlarını bulmak benim için muhteşem bir çalışmaydı, bu çalışmayı Türk arkeolojisine armağan etmekten gurur duyuyorum. KARİA Uygarlığı’nın tarihte hak ettiği noktaya ulaşacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

 

 

TARİHİN İLK PARALI ASKERLERİ KARİALILARDI

 

Küçükeren Mısır ve Türkiye’nin binlerce yıllık geçmişinde Anadolu toprağındaki insanların birçok kez yardımına koştuğunu belirterek “Karialıların müthiş bir donanması ve denizciliği vardı. Mısırlı firavunların yönettiği ülkenin zor şartlarda olması nedeniyle Karia ordusu teknelerle Mısır’a ulaştığında Mısır Krallığı’nı yöneten firavunlar tarafından denizden gelen Tunç Adamlar olarak karşılandılar. Çünkü sadece beyaz örtü giyen Afrikalı savaşçıların yerine karşılarında madeni zırhlar giyen ve kendilerine göre çok daha güçlü silahlarla donatılan bir ordu ile karşılaştıklarında ordunun önemli bölümünün kendileri için para karşılığında savaşma isteğini geri çevirmemişlerdi. Ve Karyalılar yüzyıllarca Mısır ve Sudan arasında kalarak savaştılar, tüm bunların izlerini Mısır çöllerindeki yazıtlarda, tarihi belgelerde ve müzelerde derleyip Bodrum’a getirdim ve arkeoloji dünyası ile paylaştım” diye konuştu.

 

Bugüne kadar Karia Uygarlığı Projesi kapsamında 100’ün üzerinde konferans veren Küçükeren “Sadece Mısır ‘da değil M.Ö.8. ve 4. Yüzyıllarda arasında İran’da Pers Kralı ile İsrail Kralı’nın korumalığını yaparak ordunun üst kademelerinde savaşmışlardır. Bu nedenle Karialılar sadece Bodrumlu olmayıp Gurbetçi’de olmuşlar ve bu izleri Mısır, İran, İsrail ve Afrika’ da bulup iyi bir envanter çalışması haline getirmeyi başardım” dedi.

 

 

KARİALI KADINLAR YÜZYILLARCA KOCALARI İLE AYNI SOFRAYA OTURMADILAR

 

Tarihi yazıt ve belgelerde Karia uygarlığında kullanılan harflerin bir bölümünün hale tespit edilemediğini belirten Küçükeren “Buna rağmen Karia uygarlığının sonuna doğru Helenlerin  saldırısına uğradıktan sonra kocalara katledilen Karialı kadınlar Helen erkekleri ile evlenmek zorunda bırakılmışlardı.  Bu nedenle Karialı kadınlar uygarlığın sonlarına doğru zorla evlendirilmeleri nedeni ile Helen  kocalarından çocukları olsa bile asla sofralarına oturup birlikte yemek yemediklerini öğreniyoruz. Buda binlerce yıl sonra tarihin ilk paralı askerleri olan Karia uygarlığının bilinmeyen bir yönü olarak gün ışığına çıkıyor. Tüm bunları yazıtları, belgeleri ile derlediğim Türkçe ve İngilizce kitaplarımda anlatarak Karia Uygarlığı’nın sadece Anadolu’da değil İran, Mısır, İsrail ve Afrika çöllerindeki serüvenlerini ve uygarlığın önemli noktalarını gün ışığına çıkarmanın gururunu yaşıyorum” diye konuştu.

 

 

ANADOLU UYGARLIKLARININ İZLERİ KOMŞU ÜLKELERDE ÇOK DAHA FAZLA ARAŞTIRILMALI

 

Küçükeren konuşmasının sonunda ise “Yaklaşık çeyrek asırlık çalışmalarım sırasında ne yazıkki Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan İran’da, Mısır’da ve İsrail gördüğüm ilginin yüzde birini bile göremedim. Ülkemin adına Anadolu uygarlığının en önemli medeniyetlerinden birinin Yurt dışındaki izlerine kadar bilinmeyenleri ortaya çıkarırken bunu tamamen kendi birikimlerim ile gerçekleştirdim. Ve gerçekten çok yoruldum. Ancak Türk arkeolojisine Anadolu Medeniyetleri’ne bilinmeyen birçok şeyi kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum. Türk arkeologlara Anadolu uygarlığı ve kültürünün komşu ülkelerde izlerinin sürülebilmesi için çok daha fazla olanaklar verilmeli” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

 

 




Editör: Yaşar Anter




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR SANAT Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI