Bugun...



Kadın cinayetlerine tepki: Katiller cezadan kurtulmak için hep aynı yöntemi kullanıyor

Muğla’nın Milas ilçesinde geçtiğimiz temmuz ayında eşini tüfekle öldürüp, emniyete giderek teslim olan inşaat ustası Mehmet Salih Gedük’ün yargılanmasına bugün Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada Bodrumlu kadınlar her gün 4 kadının cinayete kurban gittiğini belirterek açıklama yaptı.

facebook-paylas
Güncelleme: 16-02-2021 19:30:07 Tarih: 16-02-2021 19:16

Kadın cinayetlerine tepki: Katiller cezadan kurtulmak için hep aynı yöntemi kullanıyor

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İsmetpaşa Mahallesi Turgut Özal Caddesi’ndeki evinde eşi Nazife Gedük’ü  av tüfeği ile öldürdükten sonra elinde tüfekle 500 metre uzaklıktaki İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek teslim olan 60 yaşındaki Mehmet Salih Gedük bugün ikinci kez duruşmada hakim karşısına çıktı.

6 Temmuz 2020 tarihinde meydana gelen olayın ardından Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada kasten öldürme suçu nedeniyle Gedük’ün yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya Muğla Barosu adına Av. Evrim İnan, Av. Merih Meltem Anayaroğlu, Av. Ruhan Bacacı’da katıldı.

Duruşmayı Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleride izledi. Baro avukatlarının davaya müdahil olması mahkeme heyeti tarafından kabul edilmedi.

 

EŞİNİ İTİBARINI SARSACAK DAVRANIŞLARDA BULUNDUĞU İÇİN ÖLDÜRMÜŞ

 

Gedük bugünkü duruşmada eşinin, kendisinin itibarını sarsacak davranışlarda bulunması nedeniyle öldürdüğünü söyledi.  Görgü tanıkları ise duruşmada Gedük’ün eşine birçok kez şiddet uyguladığını ve ölümle tehdit ettiğini söyledi.

Karar duruşmasının 3 Mart 2021 tarihine bırakıldığı açıklandı.

 

KATİLLER AZ CEZA ALMAK İÇİN HEP AYNI YÖNTEMİ KULLANIYOR

 

Duruşma sonunda Bodrum Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Figan Erozan Adliye önünde yaptığı açıklamada “Fail koca Mehmet Salih Gedük, Nazife Gedük'e yaşattığı şiddet sarmalını, mahkeme salonunda kendisini aklamak için gerekçe olarak kullanacak şekilde savunma yapmıştır. Kullandığı bu yöntem ile işlediği suçtan en az cezayı ya da ceza almadan kurtulmayı hedeflemiştir. Faillerin bu gerekçeleri öne sürmeleri münferit veya tesadüf değil. Tam tersine uyguladıkları şiddetin mahkeme salonlarında savunulmaya devam edebilecekleri yönündeki planlı stratejileridir.

Failler, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi ve mevcut yasal düzenlemelerde yer alan yargılama şartları ile yargılanmamaları ve yasada var olan cezaların uygulanmaması nedeniyle, bu suçları işlemekte adeta cesaretlendiriliyorlar. Bu nedenle indirim hükümlerini ve veya cezasızlığı beraberinde getiren ayrımcı ve şiddeti meşru gösteren savunma yöntemlerine kolaylıkla başvurabiliyorlar” diye konuştu.

 

 

BU ÜLKEDE HERGÜN 4 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR

 

Erozan açıklamasının devamında ise “Buülkede her gün 4 kadın mevcut ya da eski eş/partner tarafından öldürülüyor. Faillerin mahkeme salonlarında, kadınları aşağılayan, kadınlara yönelik ayrımcılık üzerine inşa edilen söylemler ile işledikleri suçu meşru gösterme eylemlerine hukuksuzca ve savunmanın kutsallığı marifetiyle izin verildiği müddetçe, kadına yönelik erkek şiddetinin yargı eliyle sonlandırılması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle erkek şiddetini cinsiyetsiz bir usulde yargılamak mahkemelerin asli görevidir. Bugün, Muğla Barosu’nun davaya katılma talebinin heyet tarafından, suçtan doğrudan zarar görmediklerine dair reddedilmesi, hepimizin bildiği ancak asla kabul etmeyeceği diğer bir konu. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın örgütlerini ve baro gibi hak temelli mücadele eden meslek örgütlerinin Türkiye'de her gün 4 kadının öldürülmesi karşısında doğrudan zarar görmediklerini iddia etmek, yargının zarardan ne anladığını, kadına yönelik  erkek şiddetinin toplumsal bir sorun  olarak görmediklerini bir kez daha ortaya koymaktadır.Kadına yönelik erkek şiddeti münferit değil, sistematiktir. Sistematik şiddet ise bireysel değil toplumsal bir süreçtir. Dolayısıyla bir kadının öldürülmesi aynı zamanda bütün kadınların zarar görmesi demektir. Mahkemelerde görevli olan hakim ve savcılar, kadına yönelik sistematik erkek şiddetini görmezden gelme haklarına sahip değiller. Hakimler ve savcılar Türkiye'nin bağlı bulunduğu uluslararası sözleşmeler ve ulusal yasalara bağlıdır” dedi.




Editör: Yaşar Anter




İLİŞKİLİ HABERLER

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI