Eritre’de kaybolan üç denizciden haber alınamıyor “Bölge Bermuda Korsan Üçgeni”

 Türk denizcilerin ortadan kaybolmasında birçok soru işaretinin bulunduğunu belirterek “Devletin bilgisi altında olsaydı, şu anda Dışişleri Bakanlığı’mıza bilgi gelirdi, korsanlar kaçırmış olsaydı bu kadar uzun süre elde tutmazlar hemen fidye pazarlığına girerlerdi. Bölge hem ülke hem aşiretlerin hem de korsanların savaş bölgesi, kimsenin kimseden haberi olmadığı bir bölge, bilgi olmaması mümkün değil. Bölge Bermuda Korsan Üçgeni gibi ” dedi.

Yaklaşık altı ay önce İzmirli  denizci 64 yaşındaki Selim Ekmekçioğlu’nun 13 metrelik katamaran teknesi ile dünya turuna çıkan 63 yaşındaki Bodrumlu denizci Ramazan Iğnak ve Lütfi Erman Atamer (62)  çıktıkları dünya turunda dönüş yolu için 22 Şubat’ta Malezya’dan yola çıktı.

3 denizci, Maldivler’in ardından Türkiye’ye gelmek için tekrar yelken açtı. Murat Reis teknesindeki denizciler Kızıldeniz’de ki Cibuti’ye vardıklarında dünyayı saran coronavirüs pandemisinden haberdar oldu. Cibuti Büyükelçisi Levent Şahinkaya’nın yardımlarıyla yakıt ve yiyecek ihtiyaçlarını gideren denizciler 30 Mart’ta Süveyş kanalı üzerinden gelmek için son kez yelken açtılar. 10 Nisan’da geldikleri Mısır’a diplomatik nedenlerle giremeyen teknedekiler, coronavirüs nedeniyle bekleyecekleri süreyi Cibuti’de geçirmek istediler.

Teknenin yakıtı azalıp fırtına çıkınca  rota üstündeki Eritre’ye girmek zorunda kalan yelkenlidekiler Eritre Büyükelçisi Aykut Kumbaroğlu’nu arayarak yardım istedi. Karaya çıkmamak şartını kabul eden yelkenli, 25 Nisan’da girdiği Masawa limanında 2 Eritre askeri tarafından alıkonuldu. Limandan çıkartılan tekne küçük adalardan oluşan Kızıldeniz girişindeki alana çekildi. Aynı tarihten beri telefonları kapanan ve ulaşılamayan denizciler için tedirgin olan aileleri, Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na bildirdi.

 KAYBOLAN TEKNE 1 MAYISTA BULUNDU

Tekneyi alıkoyanların bile kim olduğunun bilinmediğini belirten Şeyda Ekmekçioğlu, medyaya yaptığı açıklamada  “Masawa limanında sadece ikmal yapmak isteyen tekneye neden çıktılar, neden 124 adadan oluşan insansız bir bölgeye çektiler bilmiyoruz. Eritre deniz kuvvetlerinin helikopterle aramasıyla teknemiz 1 Mayıs’ta bulundu.  Tek öğrenebildiğimiz sorgulamalarının devam ettiği ama bu bizi tatmin etmiyor. Her yere bildirdik. Kabile kurallarının geçerli olduğu bir ülkedeler, Türk büyükelçisi Aykut Kumbaroğlu bile bilgi alamıyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Kıran konuyla yakından ilgileniyor. Yaşadıklarına dair somut bir kanıt istiyoruz. 21’inci yüzyılda telefonlarına ulaşamıyoruz ve çok endişeliyiz” dedi.

ERİTRE HÜKÜMETİNDEN BUNUN HESABI SORULMALI

İbrahim Iğnak’ın kızı Cansu Iğnak sosyal medyadan denizcilere yaptığı açıklamada “ Kalp hastası olan babamın ilaçları bitti ve gün geçtikçe haber alamıyor endişelerimiz artıyor. Eritre'ye izinli girmelerine rağmen hala neden gözaltında tutuldukları konusunda bir bilgimiz yok. Ülkede askeri yönetim çok baskın olduğu için, Dışişleri Bakanlığı'nın iletişime geçtiği sivil yönetimden hala bir haber alamıyoruz.  En büyük dileğim babamlar sağ salim Türkiye'ye geldikten sonra tüm bu yaptıklarının Eritre hükümetinin yanına kâr kalmaması” dedi.

AMERİKALI DENİZCİLER YAŞADIKLARINI ANLATTI.

Bu arada birkaç ay önce Eritre'den geçerken aynı muameleye maruz kalan bir grup Amerikalı denizci Cansu Iğnak'a ulaştı. Basındaki haberler üzerine durumdan haberdar olduklarını söyleyen denizciler başlarından geçenleri şöyle anlattı:
“Birkaç ay önce biz de Eritre'den geçmek zorunda kaldık. Kıyıya yaklaştığımız sırada askeri bir bot tarafından durdurularak ıssız bir adaya demirlemek zorunda bırakıldık. Tekneye binmek isteyen silahlı beş asker bize, ülkeye izinsiz girdiğimiz gerekçesiyle gözaltına alındığımızı ve askeri üsse götürüleceğimizi söyledi. Ben bu arada uydu telefonuyla büyükelçiliğe ve yakındaki savaş gemilerine ulaşmaya çalıştım. Silahlı askerlerin tekneme binmelerine izin vermedim ve onlarla gitmeyi reddettim. Karşılarında çok sağlam ve sert durarak kontrolü elimden geldiğince bırakmamaya çalıştım. Bu sayede karşımızdakileri ikna ederek ülkeden ayrılma iznini alabildik. Sudan'dan geçerken de askerler tarafından durdurulmak istendik ancak onları dinlemeden yolumuza devam ettik. İnsan hakları konusunda dünyanın karnesi en zayıf ülkelerinden biri olan Eritre'den kurtulabildiğimiz için kendimizi şanslı görüyoruz. Kalbimiz ve dualarımız Türk denizcilerle birlikte.”

O BÖLGEDEN YELKENLİ TEKNE İLE SEYAHAT ETMEK BİR ÇILGINLIK

Uzun yol kaptanı evli ve üç çocuk babası 54 yaşındaki Avni Demir yaptığı açıklamada “O bölgede şu anda kuru yük gemileri devletlerin korumasında veya özel güvenlik şirketlerinin korumasında geçebiliyor. Korsanların cirit attığı,  korsanların devletleri tanımadığı bir bölge. O bölgede saldırıya uğranıldığında kaçmak için ya çok süratli bir tekneye sahip olacaksınız ya da çok iyi silahlarla donatılmış olacaksınız. Elinizi kolunuzu sallaya sallaya Ege ve Akdeniz’deki gibi seyir   yapamazsınız. Giremezsiniz, girerseniz çıkamazsınız. Birçok denizci bu gerçeği bilir ona göre hareket eder önlemini alır. Resmi makamlara da kimsenin gücü yetmez. Büyük ihtimalle askeri kıyafet giymiş korsanların fidye amaçlı kaçırdıklarını düşünüyorum, kısa zamanda bilgisi gelir.” dedi.

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ YELKENCİLERİN DURUMUNU SÖZCÜ’YE DEĞERLENDİRDİ

Bodrum’da yaşayan ve son olarak Sırbistan’da görev yapan Emekli Büyükelçi Süha Umar üç Türk denizcinin kaybolmasında birçok bilinmeyen olduğunu belirterek anterhaber.com'a  açıklamalarda bulundu.

Yaklaşık 44 yıl diplomatlık yapan 70 yaşındaki Süha Umar “Bölge tam bir cadı kazanı, bermuda şeytan üçgeni. Ülke savaşlarının yaşandığı, kabilelerin birbirine  girdiği, korsanların denizde ve karada  cirit attığı bir bölge. Üç denizcimizin o rota üzerinde bulunmaları bile doğru   değil Çünkü dünya turuna çıkan üstelik 13 metrelik bir tekne ile çıkan denizciler asla o rotayı tercih etmezler. Çünkü o bölge Bermuda Korsan Üçgeni gibi” dedi.

İSTİHBARAT SAVAŞLARININ YAŞANDIĞI BİR BÖLGE, BİZDE VARIZ

Süha Umar “Eritre Somali ve o bölgede istihbarat savaşları yaşanıyor. Bölgede Türkiye’nin de güçlü bir istihbarat çalışması var, zaten olmaması mümkün değil. Diğer ülkelerin istihbarat çalışmaları ile ortaklaşa mutlaka bir bilgi edinilmiştir. Korsanlar kaçırsaydı 50 gün ellerinde tutmazlar fidye pazarlığına girişirlerdi. Eritre devleti herhangi bir nedenle tutuklayıp göz altına alsaydı, bizim Dışişlerimize bildirirlerdi, bu nedenle ortada bilinmeyen ve garip olan bir durum var. Dışişleri Bakanlığı’mız büyükelçiliğimiz aracılığı ile konunun üzerinde çalışıyordur. Ancak bu durumlarda iki ülke arasındaki   ilişkilerde çok önemli. Bugüne kadar herhangi bir bilgiye ulaşılmamış olduğuna inanmak istemiyorum. Teknolojinin en üst seviyede istihbaratın çok olduğu bir bölgede mutlaka bilgi toplanmıştır. Mutlaka bir yerlerden bir bilgi gelmiştir ve denizcilerimizin güvenliği ve sağlığı açısından açıklama yapılmıyordur. Bir limanda üç denizci tekne ile ortadan kaybolacak, bu mümkün değil, birkaç hafta içerisinde yelkencilerimizden haber alınacağını düşünüyorum” dedi.