EMEP Bodrum İlçe Başkanı Uğurcan Çakar bugün Güzel Sanatlar Fakültesi önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına parti üyeleri ve Muğla İl Başkanı Nuri Ali Koç ‘da katıldı.

HALKA YASAK VAR AMA SERMAYEYE YOK

Uğurcan Çakar yaptığı açıklamada  şunları söyledi “ Son günlerde ilçemizde yaşanan ve basına yansıyan olayların ülke gündemiyle paralellik gösterdiğini görmekteyiz. Bir yanda yetersiz ve yersiz kısıtlamalar, diğer yanda ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk!

İktidar tarafından açıklanan paketlerden işçilere, işsizlere, gençlere, kadınlara, esnafa “acı reçete” yazılırken, sermayeye bol kepçe teşvikler dağıtılıyor. Bu da yetmiyor! Pandemi koşullarında halk can derdindeyken kamuya ait araziler, kıyılar, denizler yağmaya, talana açılmaya devam ediyor. Bodrum bu talandan en çok nasibini alan yerlerden bir tanesidir. Gündoğan ve Yalıkavak Tilkicik koyundaki iki şirket pandemiyi fırsat bilerek ÇED raporu gereği “Halkı Bilgilendirme Toplantısı” düzenliyor. Her türlü hak arama yollarının yasaklandığı bir ortamda sermaye herşeyi yapabiliyor” ifadelerini kullandı.

BODRUM BELEDİYESİ GÖREVİNİ YAPMALIDIR, KÜLLİYE YASAL DEĞİLDİR

Çakar açıklamasının devamında ise “Bodrum halkının büyük çoğunluğunun karşı çıktığı ve tepkisini gösterdiği külliye olarak bildiğimiz “İslam Kültür ve Medeniyeti Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi” yapımına başlandı. Gösterilen tepkiler üzerine külliyenin yapılmayacağı, külliyenin bir parçası olan caminin yapılacağı açıklandı. Bodrum halkı biliyor ki o cami yapıldığında devamında külliye de yapılacaktır. Tepkilerin önüne geçmek için Cami kılıf olarak kullanılmaktadır.

Sadece cami yapılacak açıklamasını yapanlardan biriside Bodrum Belediyesi Başkanı sayın Ahmet Aras’tır. Sayın Aras’ın seçim sürecinde yaptığı bir açıklaması vardı “Bodrum’da halkın istemediği hiçbir projeyi yapmayacağız, yaptırmayacağız.” Demişti. Bu sözü kendisine, buradan bir kez daha hatırlatıyoruz.  Külliye projesine 22 Ocak 2016 tarih 2016/1 no ile Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen ruhsat 3194 sayılı imar kanununun 29. Maddesi gereği yasallığını yitirmiştir. Ayrıca TMMOB’un müdahil olduğu külliyenin hem yapı ruhsatı iptali ve yapı ruhsatının dayanağı olan revizyon, nazım ve uygulama planları da davalıktır ve sonuçlanmamıştır. Bu nedenle hem yasal olmayan hem de Bodrum halkının büyük çoğunluğunun istemediği külliye inşaatını Bodrum Belediyesi acilen durdurmalıdır” dedi.

BODRUM HALKININ ÖNCELİKLİ TALEBİ KÜLLİYE DEĞİLDİR

Çakar açıklamasının sonunda ise  “Bodrum halkının önceliği yıllardır tamamlanamayan hastanedir. Yetersiz kalan mevcut hastane nedeniyle vatandaş özel hastanelere zorunlu kılınmakta,  özel hastane ücretleri cep yakmaktadır. Hastane tamamlanarak derhal Bodrum halkının hizmetine açılmalıdır.

İlçemizde bulunan Güzel Sanatlar Fakültesi ve Denizcilik Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin sorunlarının en başında barınma sorunu gelmektedir.Hazine arazileri kamunun ihtiyacını karşılayacak şekilde planlanmalı ve kullanılmalıdır. Bu arazi öğrencilerin acil ihtiyacı olan barınma sorununu çözmek için neden yurt yapımında kullanılmıyor? Neden Bodrum’un eğitim-öğretim ihtiyaçları için kullanılmıyor? Bu talepler daha da arttırılabilir.Bekleyecek zaman kalmamıştır!

Bu talana dur demek için Bodrum halkına, Stk’lara, derneklere, siyasi partilere çağrımız, birlikte mücadeledir” diye konuştu

BODRUM HALKI BU YAĞMAYA BU TALANA TOPLU HALDE KARŞI ÇIKMALIDIR

EMEP Muğla İl Başkanı Nuri Ali Koç ise yaptığı açıklamada “Bildiğiniz üzere Bodrum’da son günlerde yaşanan bir takım olaylar çevre örgütlerini ve bizleri harekete geçirdi. Pandemi sürecinde külliyenin başlaması, kıyı, deniz ve doğayı tahrip eden şirketlerin Çed raporları düzenleme ve halk toplantıları yapması bizim çevre örgütlerinin tepkisine neden oldu. Geçtiğimiz Cuma günü ve dün yapılmak istenen ÇED toplantıları çevre örgütlerinin baskısı ile iptal edildi.

BODRUM’DA 70’İN ÜZERİNDE KAMU ARAZİSİ HAKKINDA BİLGİ İSTENDİ

Yeni aldığımız bir duyuma göre Bodrum’da bulunan yetmişin üzerinde kamu arazisi tekrar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bilgilendirme adı altında bilgi istenmiştir. Mesele şudur, Bodrum’daki kamu arazileri, kıyılar, denizler yani halkın malı olan araziler artık peşkeş çekilmek için kullanılmamalıdır. Bodrum halkının hizmetine sunulmalıdır. Bodrum’un ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Bu amaçla kullanılmalıdır. Biraz önce ilçe örgütü başkanımız Uğurcan Çakar da açıklama yaptı. Hastane inşaatı yarım kalmıştır. Burada geçtiğimiz mart nisan aylarında yaşanan pandemi sürecinde Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri barınma, beslenme gibi sorunları için basın yoluyla, sosyal medya aracılığıyla haykırmışlardır. Açız, ev kiramızı ödeyemiyoruz, elektriklerimiz kesilmiştir diye çığlıklarını attılar. Burada yaklaşık 750 öğrenci eğitim görmektedir. Külliye yerine bu hazine arazilerine bu öğrenciler için yurt yapılamaz mı? Ve bu araziler eğitim öğretim için okul amaçlı kullanılamaz mı? Külliye gerekli midir? Şart mıdır? Bodrum’un ihtiyaçlarına cevap vermekte midir? Asla! Bunu yanında bu saldırılar sürecektir. Muğla ilimizin %55’i maden sahası ilan edilmiştir. Bu talan ormanlara, orman köylülerine ve kırsal alandaki yerleşim yerlerine de zarar verecektir. O yüzden diyoruz ki, Muğla halkını, Muğla’daki ve Bodrum’daki bütün çevre örgütlerini hep birlikte organize bir şekilde, örgütlü bir şekilde mücadele etmeye çağırıyoruz. Yoksa gireceğimiz deniz olmayacak, gideceğimiz orman olmayacak. Yat kaptanlarına, yatçılara, denizciler derneğine sesleniyoruz. Denizciler derneği belki 10 yıl sonra Gökova körfezinde demir atacak koy bulamayacaksınız. Bu anlamda, bu yağmaya, bu talana Bodrum halkı olarak, Muğla halkı olarak örgütlü bir şekilde karşı çıkmak zorundayız. Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği, Barolar, diğer çevre örgütleri ve STK’lar, hep bir çatı altında toplanarak bu mücadeleyi yürütmek, üstlenmek ve önderlik etmek zorundadır. Emek Partisi olarak biz bu çağrıyı yapıyor, bu yolda her olumlu adımı atacağımızı buradan ilan ediyoruz.”dedi.