Tweet |
Şükriye Akengin yaptığı açıklamada “Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün Okul Müdürlüklerine gönderdiği 13 Ocak 2021 tarihli, dini içerikli derslerin seçimine yönelik istatistiki bilgilere ihtiyaç duyulduğuna dair yazısında da okul idarecileri üzerinde baskı uygulandığını görmekteyiz.
Geçtiğimiz yıllarda eğitimde yoğun siyasal kadrolaşmanın ve yandaş atamaların bir sonucu olarak bazı okul yöneticilerinin öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, din eğitimi derslerini içeren zorunlu paketler hazırlaması, öğrenciler adına seçim yapması ve sadece seçilen dersleri imzalamaları için velilere tebliğ etmesi gibi durumlar çokça yaşanmıştı. Anlaşılıyor ki Pandemi koşulları içinde, sınırlı saatte sokağa çıkabilen ve/veya uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilere seçmeli derslerin belirlenmesi için daha da uzun süre tanınması gerekirken, ne yazık ki yine bir oldu bittiye getirme çabası ile karşı karşıyayız. Üzülerek görüyoruz ki, iktidar geçmişte yaşadığı kötü tecrübeden hala ders almamıştır. İktidarın milli eğitim politikalarını belirlemede dayanak olarak kullandığı vakıf, dernek ve cemaatler yaptıkları protokoller mahkeme kararı ile defalarca iptal edildiği halde hala kendilerini yasaların üzerinde görmekte ve öğrencilerimizin gelecekleri ile eğitim faaliyetleri üzerinde karar alma haklarını kendilerinde bulmaktadırlar. Seçmeli ders adı altında zorunluya dönüştürülen dini içerikli dersler için öğretmen yetersizliği bahane edilerek cami hocalarının okullara girmesine olanak tanınmaktadır. Bodrum müftülüğü de eğitime müdahil edilmiş ve Cuma hutbelerinde imamlar aracılığıyla velilere "dini içerikli derslerin seçilmesi yönünde telkinlerde bulunulmuş, veli üzerinde manevi baskı oluşturulmaya çalışılmıştır. Son yıllarda ulaşım ve yemeğin ücretsiz hala getirilerek veli teşvikleri sunulduğu halde imam hatip okullarına yeni kayıtlı öğrenci sayıları düşmüştür. İktidar ve bakanlık baskılar kurarak tüm okulları İmam HATİPLEŞTİRMEK İSTİYOR. Milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği ve okullarda olmadığı koşullarda öğrenciler adına seçmeli dersleri okul idareleri tarafınca belirlenecek olması öğrenciler için eğitim hakkı ihlali demektir. Eğitim Sen olarak eğitimin gericileştirilmesine, bilimden, sanattan uzaklaştırılmasına izin vermeyeceğiz.
Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bilimsel, laik, demokratik, anadilde eğitim mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyor, eğitim politikalarına ilişkin her konuda olduğu gibi, ZORUNLU SEÇMELİ DERS konusunda da her türlü siyasal ve ideolojik yönlendirmenin karşısında duracağımızın, seçmeli ders seçimi sürecini yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.
Seçmeli Ders Haktır ve Kullanılmayan Hak Hak değildir.
Veli Der adına açıklama yapan Nuri Ali Koç ise MEB 2 Eylül 2020 tarihinde yürürlüğe giren Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin Öğretim Programları bölümünde seçmeli dersler hakkında özetle aşağıdaki düzenlemeleri yapmıştır. “Seçmeli dersler, öğrencilerin hedefledikleri ve yöneldikleri alanda gelişmelerine veya ilgi ve istekleri doğrultusunda çeşitli programlarda ilerlemelerine, kişisel yeteneklerini geliştirmelerine imkân sağlayan derslerdir.”
“Ders seçimi okulun imkânlarına bağlı olarak veli, sınıf rehber öğretmeni ve rehberlik öğretmeninin bilgisi dâhilinde öğrenci tarafından aralık ve ocak ayları içinde yapılır, (…..) Süresi içerisinde ders seçimi yapmayan öğrencilerin dersleri okul yönetimince belirlenir.
“Ortak dersler kapsamındaki yeteneğe bağlı seçimlik dersler hariç seçmeli dersler en az 10, seçmeli meslek dersleri ise en az 8 öğrencinin talebi doğrultusunda öğretime açılır. Ders yılı içerisinde öğrenci sayısı azalsa bile o dersin okutulmasına devam edilir. Yeterli talebin olmamasından dolayı açılamayan seçimlik dersler millî eğitim müdürlüklerinin onayına bağlı olarak merkezi bir okul/okullarda açılabilir ve farklı okul öğrencilerinin kayıtları okullarında kalmak üzere seçimlik dersleri bu okul/okullarda almaları sağlanabilir.Buradan da anlaşılacağı üzere ders seçme, velisinin bilgisi dahilinde öğrenciye aittir. Sadece bu hakkı kendisi kullanmayan öğrenciler adına okul idaresi karar verebilir. 'Yeterli talep yok, derslik yok, öğretmen yok' vb yönlendirmelerle çocuklarımızın istemediği dersleri seçmeye zorlanması yasal değildir. MEB kendi hazırladığı yönetmelikle ters düşmemelidir. Seçmeli ders seçimi özgür bir seçim olmanın dışına çıkarılmamalı, seçmeli din dersleri de fiili bir şekilde zorunlu din derslerine dönüştürülmemelidir.Öğrenciler ve veliler adına ders seçen okul yöneticileri suç işlediklerini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Veli Der Bodrum Şubesi olarak ilgilileri uyarıyor, çocuklarımıza sahip çıkıyoruz. Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, eğitim politikalarına ilişkin her konuda olduğu gibi, bu konuda da her türlü siyasal ve ideolojik yönlendirmenin karşısında duracağımızın, seçmeli ders seçimi sürecini yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Seçmeli Ders Haktır ve Kullanılmayan Hak Hak değildir. Veli ve Öğrencilerimizi de, haklarını korumaya davet ediyoruz.Bodrum genelinde ders seçimi konusunda sorun yaşayan tüm öğrencilerimiz, velilerimiz ve öğretmenlerimiz bizlere ulaşabilir” ifadelerini kullandı.