Bugun...



“Dünya yansa umurumda değil zamanı geçti, çünkü afetler kapıda değil evin içinde”

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan küresel iklim aktivisti ve grafik tasarımcısı Yasemin Sayıbaş Akyüz sel ve orman yangınları felaketinin ardından küresel ısınma ve iklim krizi gerçeği ile yüzyüze kaldığımızı belirterek ciddi uyarılarda bulundu.

facebook-paylas
Tarih: 27-08-2021 16:54

 “Dünya yansa umurumda değil zamanı geçti, çünkü afetler kapıda değil evin içinde”

ANTERHABER' e açıklamalarda bulunan Akyüz“İklim kriziyle mücadele için hala yapılabilecek çok şey var. Yapılmaması gerekense bunca afet olurken, “Küresel iklim krizi var, bizim de bir sorumluluğumuz yok” demek! İklim krizi ne koronaya ne de ekonomik krize benzer. Öyle kolay kolay geçmeyecek. Önümüzdeki yıllarda bu yaşanan afetler gittikçe artan şiddette ve sıklıkta karşımıza çıkacak, dünya yansa umurumda değil zamanları geçti, çünkü dünya gerçekten yanıyor. Afetler kapıda değil evin içinde” diye konuştu. Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan küresel iklim aktivisti ve grafik tasarımcısı evil ve bir çocuk annesi Yasemin Sayıbaş Akyüz sel ve orman yangınları felaketinin ardından küresel ısınma ve iklim krizi gerçeği ile yüzyüze kaldığımızı belirterek ciddi uyarılarda bulundu.

 

 

İKLİM KRİZİ ATEŞE BÜRÜNÜP YAKINCA  SUYA BÜRÜNÜP SEL OLUNCA BİLE AKLIMIZI BAŞIMIZA ALMAMIZ GEREKMEZ Mİ

 

Akyüz açıklamasında “Türkiye’nin neresindesiniz? Yangınların halen devam ettiği mi, sellerin herşeyi önüne katıp götürdüğü biryerde mi? Yoksa olan biteni haberlerde izleyip üzülenlerden misiniz? Bugünlerde herkes şu kelimeleri bolca duyuyor. Küresel ısınma, iklim krizi.

Evet, iklim krizi burada. Aslında çoktandır burada da ateşe bürünüp yakınca, suya bürünüp sele dönüşünce, kuraklığıyla kavurup, dolusuyla tepemize yağınca dillendirilir oldu.

Bilim insanları yıllardır seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bunların olacağı zaten uzun zamandır söyleniyordu. İklim krizi ne koronaya ne de ekonomik krize benzer. Öyle kolay kolay geçmeyecek. Önümüzdeki yıllarda bu yaşanan afetler gittikçe artan şiddette ve sıklıkta karşımıza çıkacak. 

Çok değerli bilim insanlarımız var, anlatıyorlar” dedi.

 

 

DÜNYA YANSA UMURUMDA DEĞİL ZAMANLARI GEÇTİ

 

İklim krizini kendine dert edinmiş bir “aktivist” olarak şimdi ne yapmak gerektiğini anlatan Akyüz

“Eline bir kitap alıp iki sayfa okumaya vakti olandan, sosyal medyada hergün zaman geçirebilene, günlük haberleri takip edenden televizyonda hergün birkaç dizi seyredene kadar herkes araştırıp, “bilim insanlarından” iklim krizi nedir bunu öğrenmeli. Bu en az çocuğumuzun ilerde seçeceği mesleği dert etmeniz kadar önemli. Çünkü çocuğumuzun o mesleği yapabileceği bir dünya kalmayabilir geriye.

Oy vermeden oy vermeye seçim sandığına gidip, arasında dünya yansa umrumda değil zamanları geçti. Çünkü gerçekten dünya da yanıyor. Artık, takip etmek, bilmek ve seçtiğimiz yöneticilerden yasal zeminlerde gerekeni talep etmek zamanı. Bunun için sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri var.

Paris İklim Anlaşması acilen meclisten geçirilerek onaylanmalı. Ülkemiz de en yakın zamanda net sıfır emisyon tarihini açıklayarak iklim krizi ile küresel mücadeleye katılmalı” ifadelerini kullandı.

 

 

ŞEHİRLEŞME PLANLARI İKLİM KRİZİ GERÇEKLERİNE GÖRE YAPILMALI

 

Sel, heyelan bölgeleri, dere yatağı gibi yerlerdeki yeni yapılaşmaların acil olarak durdurulmasıve şehirleşme planlarının iklim krizi gerçeklerine gore yapılması gerektiğine dikkat çekerek “ Şehirleşme planları iklim krizi gerçeklerine göre yapılmalı. Sıcak hava dalgaları, seller, yangınlar göz önüne alınmalı. Mesela ormanlık alanlarda otel, tesis, termik santral vs. yapılmamalı. Su kaynaklarına, tarım arazilerinin olduğu yerlere yapılacak çılgın projelere değil, akılcı planlara ihtiyacımız var.

Kalan ormanlık alanlar gözümüz gibi korunmalı, yanan alanlar bilim insalarının söylediği şekilde korunmalı, kesinlikle imara açılmamalı. Su kaynaklarımız çok iyi korunmalı, susuzluk kapıda. Gıda krizi geliyor. Sağlıklı tarım arazilerimiz varsa karnımız doyar, yoksa açız. Modern sulama yöntemleri acil olarak devreye alınmalı” dedi.

 

 

AFETLER KAPIDA DEĞİL EVİN İÇİNDE

 

Akyüz açıklamasının devamında ise “Afetler kapıda değil, evin içinde. Doğru ve yerinde uygulanan iklim eylem planlarına, afet eylem planlarına ihtiyacımız var. Yangınlar başladığında ne durumda olduğumuzu hepimiz gördük. Artık afetler hayatımızın gerçeği. Başımıza gelmeden de ne kadar hazırlıklı olduğumuzu bilmeliyiz. Gerekenler yapılmıyorsa yetkililerden istemeliyiz” şeklinde konuştu.

 

Akyüz acil olarak alınması gereken önlemleri ve son felaketleri şöyle sıraladı.

 

*** Koskoca Marmara müsilaja teslim oldu. Doğayı ne kesip biçecek, kazıp yok edecek ne de atıklarımıza boğacak lüksümüz yok.  İklim krizine neden olan fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğalgaz en kısa zamanda bırakılmalı ve yerine doğaya zarar vermeyecek şekilde kurulan yenilenebilir enerji santralleri yapılmalı.

 

***İklim krizi kapitalist sistemin dünyayı getirdiği noktadır. Yenilebilir enerji dönüşümüne de kar öncelikli değil, ihtiyaç temelli bir anlayışla yaklaşılmalı.

 

Endüstriyel hayvancılık da krizi körükleyen önemli konulardan. Hem hayvan hakları hem de neden olduğu sera gazı salımları dikkate alındığında kesinlikle bırakılmalı. Her konuda yerelleşmeye gidilmeli. Kilometrelerce uzaktan gıda, tekstil, sanayi, vs.. nakliyesine devam edecek lüksümüz kalmadı. Daha az tüketmeli, daha çok dönüştürmeliyiz.

 

*** Toplu ulaşımı tercih etmeli, daha az uçağa binmeliyiz…

 

 

***Hep birlikte doğayı korumak için seferber olmalıyız. Madene, taş ocağına, HESe, termik santrale vs. verecek tek bir ağacımız bile yok. Zaten yoktu. Üstüne bir de bu kadar orman yandı. Hayvanlarımızı kaybediyoruz. Arılar yoksa hayat da yok diyorduk, yangın bölgelerinde hem arıların hem de bal yaptıkları çamların büyük bölümünü kaybettik.

 

 

***Muğla İkizköy’de Akbelen Ormanı var. Arkasında son 40 yılda 12 köyü yutmuş, yüzlerce insanın erken yaşta hayatını kaybetmesine neden olmuş, hayvanları ve yaşam alanlarını, tarlada ürünü yok etmiş 3 termik santral ve kömür maden alanları var. İkizköylüler madene tahsis edilmiş olan 740 dönüm kızılçam ormanının kesilmesini engellemek için uzun zamandır mücadele ediyorlar. Ne iklim krizi çağında ne de bu kadar ormanımızı yangınlarda kaybettikten sonra kömür için tek bir ağaç dahi feda edilemez. Üstelik maden Akbelen Ormanı’nı da yutarsa bölge için çok önemli yeraltı su kaynaklarını ve tarım arazilerini de kaybedeceğiz. İkizköy Direniyor! Destek olmak lazım.

 

 

***İklim kriziyle mücadele için hala yapılabilecek çok şey var.  Yapılmaması gerekense bunca afet olurken, “küresel iklim krizi var, bizim de bir sorumluluğumuz yok” demek!

 




Editör: Yaşar Anter




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI