Bodrum Kadın Dayanışma Derneği Muğla Milas’ta Bensu Narlı’nın öldürülmesi ile ilgili davada, Serhat Karataş’a “kasten adam öldürme” suçlamasıyla müebbet hapis cezası ve cinayete yardım ettiği gerekçesi ile Emircan Duman’a 11 yıl hapis cezası verilmesine tepki gösteren yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:

MAHKEME TASARLAMA UNSURLARININ OLUŞMADIĞINA KANAAT GETİRDİ

“’Siz kana bulayın, yargı temizlesin!’ Duruşma sonucu bu beyanı içeriyor. Bensucan Narlı, geçtiğimiz Mart ayında Muğla’nın Milas ilçesinde, Serhat Kantaş isimli erkek tarafından bir av tüfeği ile doğrudan kalbine nişan alınarak öldürüldü. Serhat Kantaş suçu Emircan Duman ile birlikte tasarlayarak işledi. Yani kasten öldürme suçunu nitelikli halde gerçekleştirdi. Suçun nitelikli hali, failin daha ağır cezalandırmasını beraberinde getiriyor, dolayısıyla "tasarlayarak kasten öldürme suçunun" cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Mahkeme heyeti tasarlanarak işlenen bu cinayetin, taammüden işlendiğine dair kanaat getirmiş. Yani tasarlama unsularının oluşmadığına dair kanaat getirmiş.

Suç eylemini bir kez daha hatırlatalım:

Daha önce de silah bulundurma nedeniyle sabıkalı olan sanık Serhat Kantaş, Emircan Duman'ı arayıp, silahının olup olmadığını, bulup bulamayacağını soruyor. Emircan (daha önce bir sıra suçtan dolayı sabıkalı) Serhat Kantaş’a silahı temin ediyor, ardından fişek almak için Serhat Kantaş ile birlikte av malzemesi satan bir dükkana gidiyor.

AV MALZEMELERİ SATAN DÜKKANA GİDİP “DOMUZ VURACAĞIZ” DEDİLER

Dükkanda Serhat Kantaş "domuz vuracağız" diyerek av tüfeğine uygun fişek satın alıyor. Emircan Duman ile olay mahalline giden ikili, Bensucan Narlı'nın annesinin evi olan binanın etrafından dolanıyor, birlikte av tüfeğine fişeği yerleştiriyorlar. Serhat elindeki av tüfeği ile binanın arka girişinden girip, doğrudan apartmanın kapısına dayanıyor. Kapıyı açan Bensucan Narlı silahı görmüyor, çünkü Serhat silahı koridorda saklıyor.

Serhat Kantaş ile Bensucan Narlı kısa bir süre konuştuktan sonra, Serhat Kantaş Bensucan'dan bir bardak su istiyor. Sanığa arkasını dönüp mutfağa giden kadın, sanığın silahından bihaber. Elinde su bardağı ile kapıya yöneldiğinde ise, sanık tarafından doğrudan kalbine nişan alınan av tüfeği ile vuruluyor ve olay yerinde hayatını kaybediyor.

Serhat Kantaş bunun üzerine elindeki tüfek ile kaçıyor ve Emircan Duman'a doğru koşarken "kızı vurdum" diyerek olay mahallinden koşarak uzaklaşıyor. Emircan Duman, Serhat'ın elinden aldığı tüfeği çalılara atarak mahalleden koşarak uzaklaşıyorlar.

Olay mahalline Ermican Duman ile giden sanık Serhat Kantaş daha önce akıllı telefonunu yanına almıyor, telefon sanıklar gözaltına alındıktan birkaç saat sonra emniyete getiriliyor. Sanık Serhat Kantaş Bensucan Narlı’nın bulunduğu binaya girmeden önce silahı ceketinin içerisinde saklayarak binanın etrafında yürüyor ve tüm bu detaylar mahkeme tarafından, cinayetin tasarlandığına dair yeterli neden olarak görülmüyor.

TASARLANMAYAN CİNAYETTE EMİRCAN DUMAN NASIL MÜDAHİL OLDU?

Çelişkili olan ise Emircan Duman'ın "tasarlanmadığı ileri sürülen bir cinayete" yardım etmiş olması! Madem taammüden öldürdü, Emircan Duman bu suça nasıl müdahil oldu?

Heyetin bu yöndeki gerekçesi ne olur ise olsun, hakikat ve adil karar olmadığı çok açık. Ancak büyük bir mantık hatasının açıklanması da elbette heyetin niteliği ve zihniyetine dair düşündürücü bir sonuç çıkartacaktır.

Heyet bugün erkeklere şu mesajı vermiş oldu: Siz dünyayı kana bulayın, biz aklanmanız için gereken tüm beyanları makbul karşılayıp, suçu meşrulaştırma yönünde karar vereceğiz.

Gece yarısı Cumhurbaşkanı kararı ile ülkenin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek erkeklere her türlü suçu izleyebilmelerine yönelik açık davetiye sunulduğu yetmezmiş gibi, bağımsız olduğunu ileri süren yargı da İstanbul Sözleşmesi hükümlerine aykırı bir şekilde tüm cinsiyetçi beyanları esas alıp, davada kanaat oluşturdu.

HEYET SİZ VURUN, KILIFINA SOKMASINI BİZE BIRAKIN MESAJI VERMİŞTİR

Sanıkların ve müdafilerin Bensucan Narlı hakkında ileri sürdükleri itibarsızlaştırma ve suçu meşrulaştırma eylemlerinin tümü heyet tarafından kabul görmekle birlikte, "siz vurun, kılıfına sokmasını bize bırakın" mesajı verilmiştir.

"Erkek adalet değil, gerçek adalet" talebimizi her gün ve her davada yineleyerek, mücadele etmeye devam edeceğiz.

İstanbul Sözleşmesinin tekrar imzalanmasını ve imzalanmakla beraber, her hükmünün ayrı ayrı uygulanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu davadan da İstanbul Sözleşmesinden de vazgeçmeyeceğiz! Yaşasın feminist mücadelemiz!”