Bugun...



BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE BODRUM KALESİ-51

Şövalyelerin 1480 sonrası askeri ve mimari alanda başlattığı yeni savunma konseptinin Bodrum Kalesi’ndeki yansıması nasıl olmuştu?

facebook-paylas
Güncelleme: 02-10-2022 15:41:30 Tarih: 02-10-2022 15:21

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE BODRUM KALESİ-51

1480 Rodos Kuşatması’nda başarısız olan Osmanlı Ordusu, Kos ve Château Saint-Pierre(Bodrum) Kalesi’ne yönelik saldırılarından da sonuç alamayınca Donanma Ağustos ayında başkente geri dönmüş, Mesih Paşa vezâretten azledilerek Gelibolu sancağına tâyin edilmişti(*1).

 

 

Diğer tarafta St John Şövalyeleri ise Türkler toparlanır toparlanmaz geri gelir  düşüncesiyle bir an evvel  yara sarma, hasar giderme, farklı tedbirleri hayata geçirme işleriyle uğraşmaktaydı. Bilhassa İngiliz Dili Şövalyeleri, ikinci bir kuşatmanın yakın olduğuna çok inandığı için 23 Eylül 1480 tarihli bir emir deklare etmiş  tıpkı 1479’da olduğu gibi İngiliz Dili Başrahibi Şövalye William Weston ile diğer 8 İngiliz rahip ve onlara ilaveten Torphichen(Edinburg) birimi rahibi, İrlanda rahibi James Keating ve onun layık gördüğü 6 komutan geri çağrılmıştı. (*2). 

 

 

1480 tecrübesinden sonra Rodos başta olmak üzere şövalye kalelerinde tamir-tahkimatların yanısıra daha da önemlisi artık yeni tarz ilave unsurların inşa edilmesi, varolan kimi yapıların kaldırılması, hendekler içinde setler oluşturulması gibi işler zaruri hale gelmiş 1480-1522 arasındaki 42 yıl boyunca her kale, her sur, her hendek yeniden ele alınmıştı. Francesc de Boxols’un Komutasındaki Bodrum Kalesi de yeniden ele alınan bu kalelerden biriydi.

 

Kuşatmanın geride bıraktığı yıkım

 

1480 Kuşatması, yeraltı tünellerinde, kale burçlarında gögüs göğüse, ölümüne muharebelerin yaşandığı, topçu bombardımanlarının kıyameti kopardığı bir savaştı. Constantinople’u (İstanbul) fetheden Osmanlı Ordusu’nun topları, taife-i efrenciyan denilen Macar, Rum ve Alman mühendisler sayesinde çağın en ileri teknolojik ürünleri sayılmaktaydı. Nitekim dönemin roketi olarak değerlendirilebilecek bronz toplar ve bakır bombalar Rodos’ta sancuvanların hiç beklemediği bir yıkıma yolaçmıştı. Savaşın tanığı olan Guilliame Caoursin, bombardımanı şöyle betimlemişti: “Gece muharebelerinde atılan gülleler(demir, taş, mermer vb), kuyruklu yıldızı andırır süzülüşle gökyüzünde belirmiş, vızıltılı ses çıkararak uçmuş, düştüğü yerde patlayarak her yeri yakmış ve etrafa müthiş bir sıcaklık yaymıştı. Rodos halkı, hatta surlardaki muhafızlar bile onlardan korunmak için  mahzenlere sığınmıştı(*3)”.   

 

 

Kuşatmanın kaldırılıp Osmanlı Ordusu’nun başkente döndüğü 1481 sonbaharında  Kudüs seyahatını tamamlayıp geri dönerken Rodos’a uğrayan Dominiken Keşiş Felix Fabri’nin harabeye dönüşen şehir hakkındaki ürpertici notları  şöyledir: “yaşananlar öylesine vahşet dolu ve ıstıraplıydı ki dindar gözyaşlarımızı akıtarak ağzımız açık halde hayretler içinde ve hayranlıkla herşeyi bizzat gördük. Şehrin alt tarafı köstebek yuvaları gibi delik deşikti. İnsanoğlunun yapması imkansız, inanması güç harika eserlerini gördük. Açıkta öylece duran çok sayıda gömülmemiş cesetle karşılaştık, insan kanıyla ıslanmış tarlalalar, kıyıda orada burada yere saçılmış birçok kopmuş uzuv, toplu mezar yığınları gördük. Söylenenlere göre dokuz bin Türk ölmüş, yirmi beş bini yaralı ve sakat kalmıştı. Güzelim Rodos’un tarihi, eski yapıları tamamen yıkılmış haldeydi ve o kapkalın duvarlar, yüksek kuleler, lord burçları, saraylar dev cesetler gibi adeta yere yatıp secdeye durmuşlardı. Şaşmamalı! Çünkü Türkler, yaptıkları bombardımanlarla duvarlara sapladığı, siperlere gömdüğü, sokaklara saçtığı üç bin elli gülleyle ne kadar harika savaşçı olduklarını göstermişlerdi belli ki.(*4)

 

 

Osmanlı Ordusu çok fazla insan kaybetmesine, sur duvarlarında büyük gedikler açmasına, 9 kule yıkmasına rağmen Papalığın levantaki hegemonyasına son verememişti.

Guillaume Caoursin ve Propaganda

 

Osmanlı Ordusu için hezimetle sonuçlanan 1480 Rodos Kuşatması, savunma pozisyonundaki St John Şövalyeleri için maliyetli olsa da zaferle sonuçlanınca Avrupa’da müthiş bir bayram havası esmişti. GM Pierre d'Aubusson’nun yardımcısı Guillaume Caoursin  işte bu olumlu havayı bir biçimde değerlendirmenin yollarını aramıştı.

 

 

Paris’te hukuk tahsili yaptıktan sonra 1450 gibi Rodos’a gelen, 1466‘da  Grand Master Zacosta’nın sekreteri olan, Orsini zamanında sekretliği devam eden ve 1471’de  GM yardımcılığan getirilen Guillaume Caoursin, Pierre d'Aubusson(1476-1503) döneminde de bu görevine devam etmişti. 3 ay süren 1480 Rodos Kuşatması’nda günlükler tutan Caoursin kuşatma sonrası günlüklerini resimlendirerek propaganda kitabı haline getirmiş, Johannes  Gutenberg’in icadı olan matbaada çoğaltılmış, Avrupa’ya dağıtılan bu kitabın içindeki yaşanmış kahramanlık hikayeleri inanılmaz etki yaratmış, 1480 sonrası genç nesillerin levanttaki efsanevi şövalye kalelerine alakasını artırmış, hatta akın akın ziyaretler başlatmıştı. Öyle ki Rodos Manastırı’ndaki şövalyelerin sayısı onun propaganda kitabı sayesinde üçte bir oranında artmıştı.(*5)

 

 

GM Pierre d'Aubusson’nun geliştirdiği yeni tarz askeri yapı ve savunma sistemleri

 

Kuşatma esnasında yaralanıp ölümden zor dönen efsane kumandan GM Pierre d'Aubusson, şehrin ve surların zayıf yanlarını görüp bu durumdan ders çıkarmış, kuşatma sonrası Rodos başta olmak üzere Bodrum Kalesi dahil Dodecanese’deki(12 Ada) kalelerinin savunma konseptinde bazı yenilikler yapmaya karar vermişti. Pierre d'Aubusson Grand Master olmadan önce yaptığı tahkimatlarla zaten deneyimli bir askeri mühendis olduğunu kanıtlamıştı.

 

 

Levanttaki St John kalelerinin mimari tarzı, aslında Bizans’ın, özellikle de başkent Constantinopolis kalelerinin kopyasıydı. Şövalyeler bölgeye geldiğinde bu kaleleri iskan tutup  üstüne bazı eklemeler yapmıştı. Savunma anlayışı, bir iç kale ile onu çevreleyen kulelerin düz duvarlarla birleştirilmesi, surların önüne ise hendek kazılması şeklindeydi. Ancak zamanla askeri mimaride yenilikler başlamış, tabya işlevli yarı dairesel burçlar, hem gözetleme hem çapraz ateş sağlayan kanat kuleleri, bunlar arasında girintili çıkıntılı düz olmayan bükümlü perdeler, geride dikey savunma kuleleri, dış surların önüne genişletilen hendekler, bu hendeklerin içine suni toprak setleri, hendeklerin önününe ana kaleyle bağlantı  ön yapılar(rivellino) ve benzerlerinden oluşan kerpeten sistemi(tenaille) geliştirilmişti. Ateşli silahların yaygınlaşması ve teknolojik ilerlemesi tabya sisteminde yeniliği dayatınca kale sur duvarlarının siperleri dahil dış profili büyük ölçüde değişikliğe uğramıştı.(*6)

 

 

Yaşananların bizzat canlı tanığı olan yardımcısı Guillaume Caoursin’in  “Obsidionis Rhodie Urbis Descriptio” adlı eserindeki bilgilere göre GM Pierre d'Aubusson, hastalığından kurtulup iyileşir iyileşmez savaş sırasında tespit ettiği zaafları gidermeye koyulmuştu. Osmanlıların ele geçirdiği St Anthony Kilisesi'nin bahçesindeki ağaçları keserek toplar yerleştirdiği ve buradan yaptıkları atışlarla surlara çok zarar verdiği gözleminden yola çıkan GM,  ilk iş olarak aralarında St Anthony'nin de bulunduğu şehir çevresindeki 19 adet Ortodoks ve Latin kilise ile limandaki yel değirmenlerini gelecekteki muhtemel askeri saldırılarda düşmana barınak sağlamasın diye yıktırmıştı. Rodos surlarının bazıları eski, bazıları yeni 11 kapısından  biri olan Aziz George antik kapısını ise kaleye dönüştürmüştü(5*age). Yeni bir mimari tarzın habercisi sayılabilecek değişiklikler hendeğin genişletilmesi(iki katına çıkarılması ve surlara paralel uzun tırnaklar bırakılması), duvarların yükseltilip kalınlaştırılması, yamaçtan aşağı doğru ateş alanı sağlayacak şekilde topçular için geniş platformlar oluşturulması, şehir  kapılarının güçlendirilmesi şeklindeydi. Türklerin toparlanma ve yakın zamanda yeniden gelme ihtimaline karşı alınan ilk tedbirler ise sur duvarlarının anakara tarafındaki dış profilinin değiştirilmesi, kıyı yapılarının yıkılmasıydı.(*6)

 

 

 Felix Fabri’nin, şehri yeniden ayağa kaldırmak için yapılan imar, iskan ve askeri faaliyetlere dair gözlemleri ise şöyledir: “...herşeye rağmen kuşatmanın galipleri çok mutluydu. Harıl harıl yıkıntıların kaldırılmasında, yeni duvar ve kulelerin inşasında çalışıyorlardı.  İlk iş olarak acil ekmek ihtiyacının karşılanması için hasarlı değirmenleri çalışır hale getirmeye gayret ediyorlardı. Türkleri, ayakları demir zincirlerle bağlı biçimde temizlik yaparken, yıktıkları surlar yeniden örerken ve taş taşırken gördük...Kuşatma sırasında şehirde bulunan Yahudi ve Yunan ahali, şehrin savunmasında ölümü göze alarak cesurca, canla başla, sadakatle çalıştığı için Papa Sixtus onlara yeni haklar tanıdı. Yahudilerin ikinci sinagog yapma yasağı dahil onlara has bazı cezaları da kaldırdı ve Yunanlılara ayinlerine göre kilise yapma serbestliği tanıdı.”(*4age)

 

 

Levanttaki St John kalelerinin mimari tarzı, Bizans’ın, özellikle de başkent Constantinopolis kalelerinin kopyasıydı. Şövalyeler bölgeye geldiğinde bu kaleleri iskan tutup  üstüne eklemeler yapmıştı. Savunma anlayışı, bir iç kale ile onu çevreleyen kulelerin düz duvarlarla birleştirilmesi, surların önüne ise hendek kazılması şeklindeydi. Şövalyeler zamanla askeri mimaride yenilikler başlatarak tabya işlevli yarı dairesel burçlar, hem gözetleme hem çapraz ateş sağlayan kanat kuleleri, bunlar arasında girintili çıkıntılı düz olmayan bükümlü perdeler, geride dikey savunma kuleleri, dış surların önüne genişletilen hendekler, bu hendeklerin içine suni toprak setleri, hendeklerin önününe ana kaleyle bağlantı  ön yapılar(rivellino) ve benzerlerinden oluşan kerpeten sistemi(tenaille) geliştirmişti. Ateşli silahların yaygınlaşması ve teknolojik ilerlemesi tabya sisteminde yeniliği dayatınca kale sur duvarlarının siperleri dahil dış profili büyük ölçüde değişikliğe uğramıştı.  6*The Fortress of Rhodes 1309–1522 by Konstantın Nossov

 

 

Bodrum Kalesi-Komutan Francesc de Boxol

 

Bodrum Kalesi yeniden ele alınmış, GM Pierre d'Aubusson’un emri gereği Komutan Francesc de Boxols batı perde duvarını yükseltme ve kalınlaştırma işlerine hız vermişti(7*). Prof. Jean-Bernard de Vaivre’nin tespitlerine göre Boxols çalışmaları ve yapılarının bir kısmının 16. yüzyıldan itibaren Türkler tarafından kale içi konut veya idari ofis birimlerine dönüştürülmesi, bazılarının ise 1915 bombardımanları sırasında tamamen parçalanmış olması nedeniyle 1480 sonrasının yeni Boxols unsurları belirlenememiştir.

 

 

Ancak Katalan Komutan Boxols’a ait üzerinde aile armasının ve 1484-85-86 yıllarının yazılı olduğu bir taş rölyef, Sussex’te bir köyde bulunup 19. yüzyıldan kalma bir İngiliz koleksiyonunda ortaya çıkınca araştırma konusu olmuş ve Arkeolog George F. Hill tarafından 1918'de Londra Antikacılar Derneği’ne bilgi verilmiştir. (*8)

 

 

Önceki bölümlerden hatırlanağı gibi Komutan Boxols, Kuzey Hendeği’ni iç denizle birleştirerek sığınma limanı haline getirme işine 1480 öncesinde başlamıştı. Bu yıllarda 7 senedir Rodos’ta ve Bodrum Kalesi’nde hizmet veren İrlanda Kildare Piskoposluğundan Patrick Kelly ile Thomas Green, Henry Hales, Gervase Roger, Robert Tonge gibi hem karada hem kadırgalarda görev yapan soylu sınıf mensubu şövalyelerin(Rodos Kuşatması’na katılan), ayrıca çoğu genç denizci ve savaşçı ingilizlerin katkısının Komutan Boxols’un yükünü hafiflettiklerini tahmin etmek yanlış olmayacaktır(9*). Söz konusu “Kuzey Hendeği Sığınma Limanı Projesi”, hem güney hem kuzeydeki eğimli istinad duvarlarının örülmesi 1520’de bitirilmişse de Osmanlı Ordusu yeni bir kuşatma için gelince 1522 senesinde muhtemelen yarım bırakılmıştı.

 

 

Kale’nin, Boxols tarafından yeni konsepte uygun yürütülen inşai süreçte surların yükseltilmesi, batı ve doğu perde duvarlarının kalınlaştırılması, buna ilaveten batıya, iç deniz tarafına ana kale ile bağlantılı olacak şekilde sahte(yanıltıcı) bir yapı (Revellino) inşasına başlanması,  eski sur parapetleri(siperler) ile mazgalların yeniden düzenlenerek dikdörtgen yerine kırlangıç merlonlar örülmesi, yarık şeklinde mazgallar açılması gibi askeri-mimaride yeni bir tarz başlatılmıştı. Bu yeniliklerden biri de  tepe mazgalı (machicolation-mâchicoulis) olup, kule ve kapı girişlerinin üstündeki surlara parapetli balkon çıkıntısı oluşturacak şekilde yapılıyordu. Böylece, parapetin boşlukları arasından aşağıdaki saldırganların üzerine  taş, kaynar su, sıcak kum, sönmemiş kireç, kızgın yağ, yanan nesne vb. bırakılıyor ya da dökülüyordu. Şövalye kalelerinin çoğunda 1480’den itibaren dikdörtgen merlon ve mazgallardan vazgeçildiği, onların yerine kırlangıç kuyruğu veya çift kırlangıç kuyruğu modelinin donatıldığı sadece Guillaume Caoursin'in minyatürlerinde değil bir görgü tanığının yazılı notlarında da yeralmıştı. Bazı kaynaklar kırlangıç kuyruğu merlonların İtalya'da krallık yanlısı(Papalık karşıtı) şehirlerin şato veya kalelerinde moda olup yayıldığını belirtmektedir.(10*)

 

 

Kuşatma sonrası gün ve aylarda Şövalyeler dünyasında kıtlık başgöstermiş, varolan sıkıntı yetmezmiş gibi hafif şiddette depremler de başlamıştı. İşte bu uğursuz, çaresiz, umutsuz günlerin birinde bir mucize sonucu hava muhalefeti nedeniyle limana mısır yüklü bir caravel sürüklenmişti. Manastıra göre bu mısırı tanrı göndermişse de yeterli değildi. GM D'Aubusson, derhal Bodrum Kalesi Garnizon Komutanı Boxols’a haber yollayıp Rodos'a mısır getirecek tüccarlar bulunması ve bunlara pasaport verilmesini emretmiş, böylece birçok Türk tüccar “önce kar, sonra din” anlayışıyla hareket ederek Rodos'a gemiler dolusu mısır ve tahıl getirmişti.(7*age) 

 

 

Öncü Mart depremleri sonrası Rodos, 3 Mayıs’ta gelen güçlü bir deprem sonucu yerle bir olmuş çok enteresandır ki aynı gün 3 Mayıs 1481’de Osmanlı Padişahı  Fatih Sultan Mehmet(II) vefat etmişti.(1*age)

 

devam edecek...

 

mehmet cilsal-tarih araştırmacısı

 

KAYNAKLAR

1*- Osmanlı Tarihi, İsmail Hakkı Uzunçarşılı 

2*-The Knights Hospitaller of the English Langue1460–1565 by Gregory O’Malley

     -Archieve Of The Malta 387, fos. 1–26v, 9v, 5v, 26r–v.

3*-“The History of Peter D'Aubusson, Grand Master of Rhodes” by Guilliame (William) Caoursin, LONDON, Printed for Geo. Wells, and Sam. Cair, Book-sellers in St. Paul's Church-Yard, 1679. by Bouhours, Dominique, 1628-1702

4*-The Project Gutenberg EBook of Fratris Felicis Fabri

“Evagatorium in Terrae Sanctae, Arabiae et Egypti Peregrinationem” by Felix Fabri

Editor: Konrad Dietrich Hassler, (Stuttgardiae, Societas Litteraria Stuttgardiensis,1849)

https://www.gutenberg.org/files/63139/63139-h/63139-h.htm

5*-“The Borgo and the Area outside the Walls” by Sofia Zoitou, 2021

6*- The Fortress of Rhodes 1309–1522 by Konstantın Nossov

7*-“Hospitaller Piety and Crusader Propaganda: Guillaume Caoursin's Description of the Ottoman Siege of Rhodes, 1480” by Theresa M. Vann (Author), Donald J. Kagay(Author)

8*-Le château Saint-Pierre et ses campagnes de construction, Prof Jean-Bernard de Vaivre

9*-“Histoire des chevaliers hospitaliers de S. Jean de Jerusalem”, 5 vols (Paris, 1726), 3, pp. 112–13... R.A. de Vertot d’Aubeuf

- Malta, Cod. 387, f. 202r.

10*-“The Knights of St. John in Jerusalem and Rhodes”

An Interactive Qualifying Project completed for partial Satisfaction of the requirements for the degree of Bachelor of Science at WORCESTER POLYTECHNIC INSTITUTE

Completed in E Term, 1999, by: Project Advisor: E. Malcolm

 

 

 

 

 

 

 

 




Editör: Mehmet Çilsal




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR SANAT Haberleri

HABER ARA

Web sitemize nasıl ulaştınız?


Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
resmi ilanlar
GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
YUKARI YUKARI